Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sayın Başbakan’ın hiddet ve öfkesi, bize bir şeylerden korktuğu izlenimi verdi. “Deniz Feneri” hakkındaki yazılara alınmış olması, bizi bu konuda düşünmeye ve spekülasyon yapmaya itiyor.
Tecrübeler, “Deniz Feneri” benzeri uygulamaların birkaç nedenle yapılmış olabileceği konusunda ipuçları veriyor. Bunları teknik anlamda şöyle sıralayabiliriz:
a) “Deniz Feneri” operasyonuyla toplanan fonların bir bölümü veya tamamı, AKP’nin finansmanı için kullanılmış olabilir. Bu iddianın gerçekleşip gerçekleşmediği, ancak Türkiye’de açılacak bir davanın sonuçlanması sayesinde aydınlatılabilir. Alman makamları, prensip olarak bu konuyla ilgilenmezler. Zaten, ilgilenmeleri için de, hükümetten bir başvuru olmayacaktır.
b) “Deniz Feneri” operasyonuyla yapılan işin, Almanya’da “yasadışı mevduat toplama” suçu oluşturduğu iddia edilebilir. Bunun için, Almanya’da ilave bir dava açılması gerekiyor. Mevduat toplama işi, bütün ülkelerde, izin verilen bankalar ve finansal kuruluşlar tarafından yapılır.
Bunlar çok ciddi biçimde denetlenir ve sorumluluk taşırlar. Yapılan operasyonun, Almanya’da “yasadışı mevduat toplama” suçu oluşturması halinde, ciddi ölçülerde vergi kaçakçılığı yapıldığı, halkın parasının güvencesiz bırakıldığı ve kontrol edilemeyen fonların para politikalarını zafiyete uğrattığı iddia edilebilir. Bu durum, büyük suç unsurudur.
c) Alman veya Türk makam veya savcıları, “Deniz Feneri” operasyonu için, “kara para” incelemesi başlatabilirler. Burada bulunacak herhangi bir suç unsurunun çok büyük sonuçları olur. Dünyada, “yardım” adı altında toplanan paralarla, “kara para aklama” işinin yapıldığı bir çok örneğe rastlanmıştır.
Bu durumda, bir miktar “yardım” toplanmakta ama toplanan yardımın katlarca büyüğü tutarlarına ulaşan “para aklama” operasyonları yapılmaktadır. Zaten, “kara para aklama” operasyonları genellikle, çok masum, kurallara uygun veya insani amaçlarla yapılan işlemlerin arkasına gizlenmektedir. Bu yola gidilirse, para ve mal trafiği takip edilmelidir.

Kara para nasıl aklanıyor?
Halen, bilinen birçok ülkede, devlet bankalarına 25.000 dolar yatıran herkese vatandaşlık sağlanabilmektedir. Böylece, kara para aklayıcılar, kolaylıkla birkaç ülkenin pasaportunu elde edebiliyorlar. Bu ülkelerin bankalarından alınacak yüksek limitli kredi kartları kullanılarak, sınırsız harcama yapılabiliyor. Hatta, bazı ülkeler 250.000 dolar karşılığında, kara paracı işadamlarının kendi özel bankasını kurmalarına bile yeşil ışık yakıyorlar. 20.000 dolara bile banka kurulmasına izin veren ülkeler var.
Bu bankalara yatırılan veya gelen fonlar, en az 4 ülke bankasında dolaştırılarak, sisteme sokuluyor ve tamamen temizleniyor. Yani, “Deniz Feneri” benzeri operasyonların kara para aklamada kullanıldığını iddia edebilmek için, bankacılık sistemi ayağını da ortaya çıkarmak gerekiyor. Altın ve elmas ticareti de kara para aklamanın bir aracı olarak, geniş ölçüde kullanılıyor.
Özel bankalardan verilen hayali krediler, hayali yabancı yatırımcılar ve hayali ödemeler kullanılarak kara para sisteme sokuluyor.