Dünyanın en büyük bankalarından biri sayılan Citibank, son ekonomik krizden en çok etkilenen finansal kurum oldu. “Şehir Hiç Uyumaz (Citi Never Sleeps)” sloganıyla finans piyasalarının öncü kuruluşu haline gelen bankanın yöneticilerinin, son kriz öncesinde biraz kestirdiği anlaşılıyor. Eleştirmenler, Citi’nin en büyük düşmanının kendi içindeki bürokrasi ve bir türlü vazgeçilemeyen kadrolar olduğunu dile getiriyorlar.
17 kişilik Citibank Yönetim Kurulu, yeni CEO Vikram Pandit’i seçerken, onun aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olmasını uygun görmedi. Yönetim kurulu başkanlığı görevini, Citi Avrupa’nın eski başkanı ve Akbank’ta da yönetim kurulu üyeliği yapmış olan Sir Winfried Bischoff yürütüyor. 38 milyar dolar batık ve 17 milyar dolar zarar açıklayan bankada, yeni CEO’nun da halen, yeterince tedbir alamadığı konuşuluyor.
Hisseleri değer kaybetti
Hintli Bandit’den önceki CEO Charles Prince de 54.6 milyar dolarlık batık (kredilerdeki batıklar dahil) açıklamıştı. Son bir yıl içinde, işten çıkarılan Citi çalışanı, 16.000 kişiyi buldu. Bu yıl başında bankanın 375.000 çalışanının 48.000’i son yılda yapılan çeşitli satın almalar sonucunda banka personeli haline gelmiş durumda. Banka hisselerinin bir yıl içindeki değer kaybı, Temmuz 2008 ortası itibariyle yüzde 69’u buldu. Piyasa, Temmuz 2008 ayı ortasında 16.5 dolara kadar gerileyen hisselerin değerinin “akılsızca” düşük olduğu ve birkaç ay içinde 30 dolara çıkabileceği öngörüsünde bulunuyor.
CEO Pandit, 8 ay içinde, bankaya 40 milyar dolar yeni sermaye enjekte edilmesini başardı. Bu paranın 6.9 milyar doları Singapur Devlet Fonu’ndan, 5.6 milyar doları da Kuveyt Yatırım Otoritesi’nden geldi. Yine, ocak ayında kâr paylarının bir bölümü dağıtılmayarak 4.4 milyar dolarlık bir tasarruf yapılmıştı. Almanya’daki banka ortaklıkları da 7.7 milyar dolara bir Fransız grubuna satıldı. Citibank halen 106 ülkede faaliyet gösteriyor ve 81.7 milyar doları bulan gelirinin yaklaşık yarısını bu ülkelerden elde ediyor.
Tasarruf tedbirleri
Citibank’ın yıl sonuna kadar alması gereken tedbirler arasında şunlar var:
Yaklaşık 45.000 kişinin daha işten çıkarılarak, çalışan başına düşen yıllık gelir seviyesinin 218.000 dolardan 400.000 dolara çıkarılması,
Bazı yüksek ücretli çalışanların görevlerine son verilmesi,
Alt ve üst kademe çalışanlar arasındaki haberleşme kanallarının yeniden açılması,
Çalışanlardan gelen binlerce tasarruf tedbirinin değerlendirilmesi,
Önceki yıl 2 milyar dolar kazanan ama geçen yıl 2.9 milyar dolar zarar eden “yatırım” bölümünün (Smith Barney) ya kapatılması ya da reforma tabi tutulması,
Amerika’da sadece 859 şubesi bulunan bankanın, dünya çapında toplam yaklaşık 8.500 şubesi var. Bu şubelerden, özellikle Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’daki zarar edenlerin kapatılması,
Kapatılmayan şubelerde, verimliliğe ciddi önem verilmesi,
Gelirinin düşmesine rağmen, kârlılığı süren “kredi kartı” işlemlerinin geliştirilmesi.
Görüldüğü gibi, Citi’nin işi zor. Bizde de bu gelişmelerden alınacak dersler var.