Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankamız krizden çıkış stratejimizi açıkladı. Açıklama, önceki ve şimdiki parasal istikrarı sürdürmek üzere kurgulanmış. Açıklamada sadece ekonomistlerin anlayabileceği, siyasetçilerin ise hürmet edeceği bir dil kullanılmış.
Açıklamada dikkatimi çeken noktalar var:
- Merkez Bankamız, yabancı para ve Türk Lirası kanuni karşılık oranlarını zaman içinde artırmak istiyor. Bana göre, karşılıkları arttırmak yerine, azaltmayı düşünmek lazım. Özellikle, Türk Lirası karşılıklarının oranı da toplam stoku da yavaş yavaş düşürülmeli. Çünkü, yüksek karşılık oranları nedeniyle, bankalar kredi faizlerini yüksek tutmak zorunda kalıyorlar. Piyasadan likidite çekilmesi başka biçimde de sağlanabilir.
-Dünyadaki merkez bankalarının bazıları da “krizden çıkış” stratejilerini açıkladı. Stratejiler, bizimkinden çok daha küresel bir bakış açısı ile hazırlanmış. Örneğin, ABD dolarının dünya ticaretindeki ağırlığının ne olacağı, diğer gelişmekte olan ülkelere bakarak ülkelerindeki büyümenin hangi oranlarda gerçekleşebileceği, % 1’lik bir ilave büyüme için yaklaşık ne kadar likiditeye ihtiyaç olduğu, ABD ve AB’deki ekonomik sorunların krizden çıkışı nasıl etkileyeceği, işsizlik sorununun çözümünde Banka’nın rolünün ne olabileceği, yeni para enstrümanlarının kaydi para yaratma olasılığının ne olduğu v.s. inceleniyor. Bu konular Merkez Bankamız tarafından en azından araştırma konusu yapılmalı.
- Bana göre, parasal istikrarı sağlamak ve sürdürmek kadar, yenilik yapmak ve büyümeyi sağlayıcı yönde tedbirler almak da önemli. Merkez Bankamız, kriz sırasında bu hedefleri göz ardı etmeyen tedbirler aldı. Krizden çıkış sırasında da, büyümeyi göz ardı etmeyen para politikaları güdülmesini bekleyebiliriz.
- Öte yandan, Merkez Bankamızın kendi iç yapısını da gözden geçirmesi düşünülür. Krizden çıkış stratejileri arasında, açıklanmasa bile bu konuda tedbirler alınmaya başlanabilir. Örneğin, Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları gibi modası geçmiş sistemlerin ortadan kaldırılması ile çok şubeli ve bol yurtdışı temsilcilikli merkez bankacılığından vazgeçilmesi gündeme getirilebilir.
Global ekonomik kriz sırasında ABD dolarının dünya ticaretindeki ağırlığı azaldı. Doların dünya ticaretinin temel değişim aracı olma durumu, 2002’ye kadar hep artarak devam etti. Örneğin, 1997 %100 olarak kabul edildiğinde, 2002’de bu oran %130 oldu. 2002’den 2009’a kadar ise, tersine bir gelişme oldu; doların ağırlığı, 1997’nin altına düştü. Ama, 2009’da, doların yeniden bir çıkış yaptığı gözleniyor.
Dolar, hâlâ temel rezerv para olma özelliğini koruyor. En azından, aynı bizdeki siyasi durumda olduğu gibi, alternatifi yok. Dolar halen likiditesi ve konvertibilite olanağı en yüksek olan para birimi. Dünya ticaretinin çoğu dolarla yapılmak zorunda. ABD piyasaları, dünyanın en büyük ve en likit piyasaları durumunda. ABD hazine bonoları da dünyadaki paranın en rahatlıkla yatırılabileceği ve geri alınabileceği yer. Bu nedenlerle daha uzun yıllar, ABD doları kral.