Global kriz öncesi bütçe fazlası veren veya denk bütçeye sahip olan İngiltere, ABD, Almanya, Kanada, Avustralya gibi ülkeler, bu yıl Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH)’larına oranlandığında büyük bütçe açıkları ile karşılaşacaklar. Tüm Avrupa Birliği ülkelerinin 2010 yılı GSMH’lerine orantılı ortalama bütçe açıkları ise bizimki oranında olacak. Yunanistan’ın açığının, bizimkinin 2 katı olacağı hesaplanıyor. Fransa, İspanya ve Japonya’nın açıkları, bu yıl bizimkinin üzerinde gerçekleşecek. Tabii ki, gelecek yıl bütün bu ekonomiler düzelirken, bizimki yerinde saymaya devam edecek; sonraki yılda ise, her zamanki gibi ekonomiye övgüler düzülürken, biz dünyaya göre gerilemeye devam edeceğiz.
Türkiye’nin bütçe açıkları, borçların faizleri yüzünden bir türlü kapanamıyor. Hükümet özelleştirmeler yapıp, ülkenin hayati mallarını bile sattığı halde, bütçe açıkları sürüyor. Mecburi olarak, Hazine’nin iç ve dış borçlanması büyüyerek devam ediyor.
Ancak, Türk Hazinesi borçlanma politikasını, önceye göre daha iyi yönetiyor. Borçlanma giderek daha fazla TL cinsinden yapılıyor; vadeler uzatılıyor. Merkez Bankası’nın güçlü rezervleri ve düşük faiz uygulaması sayesinde de, nispeten düşük sayılan faiz oranları ile borçlanıyor. Ama, yine de sonuçlar ferahlatıcı değil.
Geçen yıl ne yaptık?
Geçen yılki borçlanmadan çarpıcı sonuçlara bakalım:
-Geçen yıl 117.4 milyar TL nakit borçlanma yapılması öngörülmüşken, 150.2 milyar TL borçlanıldı.
- İç borçları çevirme oranı % 77.8 olarak öngörülmüşken, % 113.1 oldu.
- Net iç borçlanmanın 19.7 milyar TL artacağı hesaplanmışken, 53.8 milyar TL arttı. Yani, gittikçe daha fazla borçlanıyoruz.
- Merkezi yönetim önceki yıl vergi ve vergi dışı gelirler olarak 209 milyar TL elde edip, 226 milyar TL harcama yapmışken; 2009’da 215 milyar TL elde edip, 267 milyar TL harcadı.
- Merkezi yönetim nakit dengesi, önceki yıl 18.5 milyar TL açık vermişken; 2009’da açık 56.3 milyar TL’ye fırladı.
Yani, Merkezi yönetimin borçlanma ihtiyacı bir yılda 3 kat arttı.
- Genel Bütçe nakit dengesi açığı da bir yılda, 18.9 milyar TL’den 57.1 milyar TL’ye çıktı.
- Merkezi yönetim faiz dışı harcamaları(program tanımlı), 175.2 milyar TL’den 214.2 milyar TL’ye yükseldi.
Yani, geçen yıl gelire filan bakılmadan, “ha babam” harcama yapılmış. Özelleştirme de yapılamayınca, açıklar roket hızıyla yükselmiş.
Konu yarın devam edecek.