Bağımsız denilince herkesin aklına Merkez Bankası gelir. Ama ülkemizde tam bağımsız ve denetlenemez bir kurum var: Tasarruf Mevduatı Sigort Fonu (TMSF).
Merkez Bankası; Hazine, Medya ve kamuoyu tarafından denetlenir, eleştirilir, eleştiriliyor. Hükümetin bakanlarının istedikleri gibi laf attıkları, baskı kurdukları bir kurumdur, Merkez Bankası. Ama TMSF’nin kararları yerindelik denetimine bile tabi tutulamaz. Yasasına göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi Fon Kurulu’nun kararlarını etkileyecek emir ve talimat veremez.
Banka el koymalarının çoktan bittiği 2013 yılında bile; TMSF faiz gelirleri hariç, 20 milyar 435 milyon dolar tahsilat yapmış; bunun sadece 391 milyon doları Hazine’ye aktarılmıştır. Bankaların battığı 1999 yılından şimdiye kadar Hazine’ye aktarılan tutar, ancak 11 milyar 590 milyon dolar olmuştur. Ayrıca, diğer kurumlara 7 milyar 055 milyon dolar aktarılmıştır (2013 Faaliyet Raporu). Hatırlarsınız, bir ara TMSF, Merkez Bankası’nın piyasaya döviz müdahalesinin hükümetçe yeterli görülmemesi üzerine, batık banka kaynaklarından tahsil ettiği dövizlerle piyasaya girmiş ve “döviz müdahalesi” yapmıştı. TMSF’nin yaptığı her şey mubahtır, denetlenemez, doğrudur.
Bir yargılama hikâyesi
2000’li yılların başında, bir TMSF Başkanı, yazılarımda TMSF’yi eleştirdiğim için televizyonda bana “şaibeli” demişti. Kendisini mahkemeye verdim. Mahkeme, yazar olarak benim kamuya mal olmuş bir kişi olduğuma ve bu nedenle de TMSF Başkanı’nın bana istediği her şeyi söyleyebileceğine karar verdi. Tabii, o zaman da şimdiki gibi, “yargı bağımsızlığı” vardı.
Limit 100 bin TL
TMSF’nin yeni Başkanı Şakir Ercan Gül iyi şeyler yapıyor. Örneğin, geçen yıl mevduat sigortası limiti 50 bin TL’den 100 bin TL’ye yükseltildi. Kurum, uluslararası alanda da kendini göstermeye ve söz sahibi olmaya başladı.
Kaynak bol
TMSF, “ihtiyacı halinde” Merkez Bankası’ndan kaynak alabiliyor; aldı da. Merkez Bankası’na hâlâ 1 milyar 329 milyon dolar borcu var. Merkez Bankası, bazılarına göre eskiye nazaran çok daha bağımsız hale geldi; ama maalesef kendisine bile sorulmadan, TMSF istediği kadar parayı Merkez Bankası’ndan avans alabiliyor. Beyler, Merkez Bankamız eskisine göre çok çok daha bağımlıdır.
TMSF, bankalardan da bir yıllık prim ödentileri kadar avans alabilir. Hazine’nin izniyle piyasadan borçlanabilir veya özel tertip tahvil ihraç edebilir.
Bu kaynakları nasıl kullanacağı veya kullandığı kendisinden sorulamaz. Bütçesi yoktur. Daha doğrusu, bütçesi vardır; ama bütçesini kendine göre, kendisi yapar. Bu konuda aynı, bizim Merkez Bankası gibidir. Kendi çalar, kendi oynar; ama hiç olmazsa, Merkez Bankası bütçesi kadar parayı kendi basar.
Asıl sorun başka
TMSF’nin asıl sorunu bunlar değil. Siz onun “tasarruf mevduatı”nı sigorta ettiğini sanırsınız. Bankalardan bunun için prim toplanır. Ama gel gör ki bankaların tüm borçları üstlenilir; özellikle, bankaların yabancı bankalara olan borçları, “tasarruf mevduatı”ndan da önce ödenir. Bu borçlar, bazen “tasarruf mevduatı”nın onlarca katıdır. Zaten, bunun için bol kaynağa ihtiyaç vardır.
İşte, bu amaçla, bankalar batırılmaz, devralınır. Batırılmamış, devralınmıştır. Dünyanın her yerinde bankalar iflas ederken, bizde devralınır. Bankaların yabancılara ve yerlilere olan tüm borçları da el konulan banka sahiplerinden ve yönetim kurulu üyelerinden tahsil edilir. TMSF’nin gerçek işlevi budur.