Eskiden siyasetçilerin de bürokratların da sözüne inanılırdı. Şimdi, Başbakan’dan Bakan’a, Bakan’dan ekonomi bürokratlarına kadar herkes, bir seneden beri IMF Anlaşması’nın “bir hafta içinde” olabileceğini söyleyip; birkaç gün sonra “olabilir de, olamaz da” diyor. Borsa, bu söylentilere göre iniyor çıkıyor; kazananlar kazanıyor. Aynı, 3. Boğaz Köprüsü’nün yeri için yapıldığı gibi. Orada da arsalar el değiştiriyor. Bu vurdumduymazlık önceki dönemlerde olsa idi, bürokratlar da bakanlar da istifa etmişti. Suç duyuruları, soruşturmalar almış başını gitmişti.
İyi oldu; nasıl “takiyye” yapılacağını herkes öğrendi. Şimdi artık, muhalefet de “takiyye” yapıyor. Kısa bir süre sonra, IMF de, ABD de, İsrail de “takiyye”nin nasıl yapıldığını ve yapılacağını öğrenecek. İşte o zaman, sıkıntı başlayacak.
IMF hafta içinde bir açıklama yaptı; “Türkiye ile görüşmeler başlamadı” dedi. Oysa biz, görüşmeler çoktan başladı, bitmek üzere zannediyorduk. Görüşme yok; bizim siyasiler “bir konuda ısrar ederlerse, yolumuza gideriz” diyorlar. Görüşmelerin başlaması için, Hükümet’in bir IMF heyetini resmen ülkeye davet etmesi gerekiyor. IMF, zaten davet edilmeden gelmiyor. Bizimkiler, IMF Ankara bürosu ile yaptıkları istişari görüşmeleri, IMF ile yapılan görüşme zannediyorlar. Oysa, o tip görüşmeler, IMF’nin ve dolayısıyla ABD’nin bilgi ve veri almak için yaptığı görüşmelerden ileri gitmiyor.
Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Caroline Atkinson’ın IMF adına, geçen hafta yaptığı açıklama kısaca şöyle: Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, IMF ile 2 yıllık bir anlaşma üzerinde konuştuklarını açıklamış. Türkiye ile yakın ve verimli görüşmelerimiz var. Programın anahtar konularının neler olabileceği konuşuluyor.
Ama, anlaşma yapılması için resmi bir istek yok. Uzun süredir, bana Türkiye konusu sorulduğunda da, hep aynı şeyi söyleyip duruyorum. Durum aynı. IMF’den ne bir heyet istenildi; ne de bir heyet gönderildi. Temel olarak Avrupa Birliği ile anlaşma yapması gereken Yunanistan, IMF’den heyet istedi; heyet incelemesini bitirdi ve Washington’a döndü.
Çağrıldığında, IMF heyeti gelip, bizim hazırladığımız programı aynen kabul edecek zannediliyor. Her şey, heyet gelince belli olur. Üstelik karar, Washington’da verilecek. IMF ile yapılacak anlaşma, güya “bütçede sapma olursa para alınır ve açık kapatılır” esasına göre yapılacakmış. O zaman açık, dışarıdan alınacak bir kredi ile de kapatılabilir. Zaten, bir süredir IMF “performans kriterleri” üzerinde ısrarcı değil. “Esnek Kredi” kolaylığından faydalanmak için de tüm şartlarımız hazır.
Lütfen artık, IMF’den heyet istenilmeden konuşulmasın.