Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümet bir süredir bankaları diline doladı. “Bankacılardan suçlu var mı?” diye her taşın altına bakılıyor. Sorunlar bir banka genel müdürünün “Ben de çapulcuyum” demesiyle başladı. SPK, Borsa’yı düşürenlerin bankalar olduğunu düşünerek, inceleme başlattı. BDDK, dövizi yükseltenlerin bankalar olduğu gerekçesiyle, inceleme yapıyor. Ekonomiden sorumlu Sayın Bakan, bankaları kolay yıkılabilecek camdan yapılara benzetti. Sayın Başbakan son günlerdeki her konuşmasında, halka kredi kartı kullanmamalarını öğütlüyor; en son da bankalarca alınan ücret ve komisyonların yüksek olduğundan bahsetti.
Yakın dönemde bir süre, ekonomik konulardaki tek karar verici Sayın Başbakan olmuştu. Neyse ki, geçen hafta ekonomi kurmayları ile bir araya gelindi ve görevler iade edildi. Başbakan Yardımcısı Sayın Babacan yetkilerini geri aldı; Merkez Bankası da faiz yükseltebileceği sinyalini verdi. Öte yandan, olması gerektiği biçimde BDDK ile bankalar bir araya gelip işlemlerden alınan ücret ve komisyonların indirilmesi konusunu tartışmaya başladılar. BDDK, kredi kartı ücretlerinin de düşürülmesini istiyor.

Piyasa yoksa kargaşa olur
* Hükümet bir torba yasa ile; ticari krediler, bireysel krediler ve kredi kartından kullanılan kredilerin faizlerini belirleme yetkisi alıyor.
* Özel bankalar üzerinde büyük projelere kredi verilmesi yönünde baskılar var.
* Devlet bankalarında teminatsız kalmış büyük krediler olduğu anlaşılıyor.
* Özel banka yetkililerinin, mevduata verilecek faiz konusunda konuşup konuşmadıkları inceleniyor.
Bütün bu sorunlar, bu konularda oluşturulmuş bir piyasanın olmaması nedeniyle ortaya çıkıyor. Bir “vadeli mevduat” veya “mevduat sertifikaları” piyasası olsa, mevduat faizleri piyasada belirlenecek; birilerini suçlamaya gerek kalmayacak. Bir “kredi piyasası” olsa küçük büyük, bireysel, kredi kartı kredilerinin tümünün faizleri şeffaf biçimde bu piyasada belirlenecek. Böylece, yukarıdaki bütün sorunlar ortadan kalkacak.
Piyasa olmadan faizlerin otoriteler tarafından belirlenmesi; proje kredilerine para verilmesi için bankalara baskı yapılması, akıl alır gibi değil. İnşallah, “her şeye müdahale güdüsü”, piyasa ekonomisinin rafa kaldırılması ile sonuçlanmaz.
Demokraside darbe olmaz

Demokrasilerde yalnız hükümetlere değil, hiç bir kuruma darbe yapılmamalı. Hükümetlere darbe yapılmasın. Ama, hükümetler de, diğer kurumlara darbe yapmasın. Askere, yargıya, basına! Bankalara da.