Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın (ECB) toplam döviz rezervleri bizimkinden azdır. Euro, güçlü bir para birimi (hard currency) olduğundan, fazla bir döviz rezervi tutulması ihtiyacı yoktur. Rezervlerin şimdiki üst limiti, 50 milyar euro karşılığı ABD Doları, altın, Japon Yeni’dir. İhtiyaç halinde, ECB döviz yönetim biriminin bu rezerv miktarını bir kat daha artırabilme yetkisi vardır.
ECB’ye üye merkez bankaları ve sisteme yeni üye olanlar ellerindeki döviz rezervlerini ECM’ye devrederler. ECM’ye ödemeleri gerekenden fazla döviz devreden yeni merkez bankalarına, talepleri halinde fark kadar euro verilir. Döviz rezervlerinin ülkeler arasındaki paylaşımı, ECB’nin “Anahtar Sermayesi (Key Capital)” ile orantılıdır. Sisteme yeni üyeler girdiğinde, döviz rezervi paylaşımı yeniden yapılabilir veya yeni üyenin payı kadar artırılır. Toplam döviz rezervinin artırılması kararlaştırıldığında, her ülke bu artırıma, Key Capital’i oranında katılır.
Üye merkez bankaları, günlük ihtiyaçları ve ödemeleri için ilave döviz rezervi tutabilirler ve istedikleri takdirde ellerindeki dövizleri ECB’ye gönderip, karşılığında euro alabilirler.
Mali yardım
ECB’ye üye merkez bankalarının ödeme ve takas işlemlerinin gerçekleştirilmesi için 7.6.2010 tarihinde “Mali İstikrar Kolaylığı (Eurepean Financial Stability Facility)” devreye girdi. 18.10.2011 tarihinde revize edilen bu uygulama, üye merkez bankalarına kısa dönemli mali yardım da sağlıyor.
18.7.2012 tarihinde, “4CB” adı verilen ve Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya merkez bankaları temsilcilerinden oluşan bir kurula, takas, ödeme ve merkez bankalarına kısa dönemli yardım konularının geliştirilmesi için görev verildi.
Doğal olarak, Yunanistan’a yapılan yardımlarda olduğu gibi, büyük yardım kararları ECB Yönetim Kurulu’nun kararını gerektiriyor.
Parite dengesi
ECB’nin döviz yönetim politikası, Euro/ABD Doları paritesinin dengede tutulmasına dayanıyor. Hem ECB hem de ABD Merkez Bankası (FED), kendi parasının diğeri karşısında değer kaybetmesini istiyor. Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri ve ECB Yunanistan’a yardım yaptığında veya ECB tahvil satın alarak piyasaya para verdiğinde, FED için de enflasyon yaratmadan parasal genişleme yapma fırsatı doğuyor.
Bu şekilde gerçekleştirilen parasal genişleme, o ülkede yatırımların artmasına, borsaların yükselmesine ve ülkenin büyüme hızının artmasına neden oluyor. ABD, şimdilerde her yıl % 3 civarında büyümekle, kendi gücüne bir Türkiye kadar güç katıyor. Yani, euro krizi en çok ABD’ye yarıyor.