ABD Başkan Yardımcısı Biden Türkiye’ye geldi. Hem Cumhurbaşkanımızla hem de Başbakanımızla görüştü. Bu görüşmelerin, Putin’in yapacağı Türkiye ziyaretinin hemen öncesine rastlaması çok manidardı. Nitekim görüşme süreleri beklenin dört katı oldu.
ABD, bulunduğumuz bölgede çok çeşitli sorunlarla uğraşıyor. İran ile nükleer silah başlığı yapılmaması konusunda tam bir uzlaşma sağlanabilirse, İran’a yönelik ambargo kaldırılacak. Ancak, kesin sonuç sağlanamadı. Irak’taki hükümet, topraklarında tam bir güvenlik sağlayamıyor. Oysa, Irak’ı terk ettikten sonra, ABD’nin burada güçlü ve sükuneti sağlayan bir hükümet bırakması gerekiyordu. Bu becerilemedi. Suriye’de, ne Esad hükümeti ne de hükümete başkaldıran güçler sonuç alabildi. Ülke tam bir kaos içinde. Bütün bu karışıklıklar yetmiyormuş gibi, bir de IŞİD’in, bölgenin çeşitli şehirlerinde yaptığı katliamlar var.
En büyük tehdit İsrail’e
Bütün bunlara, İsrail’de hoşgörüsüz ve aşırı sağcı bir hükümetin bulunması da eklenince, çözümsüzlük süreci rahatça anlaşılabiliyor. İsrail, İslami yasaları uygulayan cumhuriyetlerin yayılmasını kendisine en büyük tehlike olarak görüyor. Irak ve Suriye’de İslam cumhuriyeti kurmak isteyen IŞİD, şu an, İsrail için en büyük tehlike halini almış durumda. Mısır’da İslami yasaların uygulanacağı bir devlet kurulmasına izin verilseydi, bu durum da İsrail için büyük bir dezavantaj teşkil edecekti. Bütün bu karmaşıklığa artık terk edilmiş bulunan ABD’nin “büyük Ortadoğu projesi” neden oldu. Şimdi pirincin taşı ayıklanamıyor.
Son İsrail-Filistin savaşında, İsrail beklenmeyen ölçüde kayıplar verdi. Sadece sürekli savaş ortamı değil, İsrail hükümetinin uzlaşmaz tutumu da İsrail’deki nüfusun gittikçe azalmasına sebep oluyor. Bu nedenlerle İsrail, İran-Irak-Suriye sorununun bir an önce çözülmesi için ABD üzerinde büyük baskı oluşturdu.
ABD ödün vermeye hazır
ABD, sorunu bir çözüme ulaştırmak için, Türkiye ne isterse vermek eğiliminde. İşte bu nedenle, bu aşamada mutlaka Avrupa Birliği ile yapılan ortaklık anlaşmasının bir örneğinin Türkiye ile imzalanmasını istemeliyiz. Nükleer enerji santrallerimiz için ABD’den destek almalıyız. Savunma sanayi yatırımlarımız için pazar açılmasını istemeliyiz.
Rusya da anlaşmak durumunda
Amerika’nın ve Batı ambargosu altında bulunan Rusya, Çin, Hindistan ve Ortadoğu’yu kendi tarafında tutmakla bir çıkış noktası yaratabileceğini düşünüyor. Türkiye’yi yanına almadan, Rusya’nın Ortadoğu’da varlığını koruması artık mümkün görünmüyor. ABD’nin IŞİD’e yaptığı ve devam edeceği anlaşılan müdahale, Rusya’nın Ortadoğu’daki planlarının tümünü bozdu. Putin şimdi, Türkiye ile yeni işbirlikleri geliştirmek zorunda.
Petrol fiyatlarının düşmesi Rusya’yı olumsuz olarak etkiliyor. Rusya, üretim miktarını azaltarak fiyatları yükselteceğini zannediyorsa da bu mümkün olmayacak. Çünkü, petrol fiyatlarını ABD kontrol ediyor. Öte yandan, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan üzerindeki Rus baskısı ve hâkimiyeti sürüyor. Bu açıdan bakılırsa, Azerbaycan’dan ülkemize gelecek petrol ve doğalgaz hatları ile Ermenistan ilişkilerinin düzelmesi, Rusya’nın yeşil ışık yakmasına bağlı görünüyor.
Yarının hâkimi ABD olacak. Rusya ile yapacağımız yakınlaşma ve işbirlikleri ABD ile olan ilişkilerimizi bozmamalı.