1994’ün 5 Nisan’ında alınan ekonomi kararları 20. yılını doldurdu. Kararların alındığı sırada, Merkez Bankası Başkanı idim. O yıl da, bu yıl olduğu gibi 30 Mart’ta yerel seçimler vardı. O nedenle, kararlar nisan başına ertelenmişti. O yıl hükümetin ve ekonomi yönetiminin aldığı kararlar ve yaptığı uygulamalar krizi tamamen sona erdirdiği gibi sonraki 2 yılda üst üste yüzde 8 oranında büyüme gerçekleştirildi. Yapılan uygulamalar arasında şunlar vardı:
- “İhracatta Vergi İadesi” ve “İhracatta Navlun Primi” uygulamaları kaldırılarak; “katlı kur” uygulamaları sona erdirildi.
- Hükümetin bütçe dışına çıkacak harcama yapabilmesini sağlayan “fon sistemi”nin kaldırılmasına karar verildi ve mevcut 73 fondan 63’ü kaldırıldı.
- Piyasa ile Merkez Bankası döviz fiyatları arasında oluşan “kur makası” yok edildi.
- Sadece halkın bankalara yatırdığı mevduattan kanuni karşılık alınması yöntemi değiştirilerek; bankaların tüm pasiflerinden karşılık alınmaya başlandı. Çünkü, bankalar için tasarruf mevduatı dışında, başka mevduat çeşitleri ve borçlanma kaynakları oluşmuştu.
- Merkez Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi ve diğer devlet kurumlarına, kanunu gereğince para basarak fon sağlıyordu. Merkez Bankası Kanunu değiştirilerek; bu uygulamaya tamamen son verildi.
- Merkez Bankası her yıl bütçenin yüzde 15’i kadar hükümete avans verir ve bu avanslar pratikte geri ödenmezdi. Değiştirilen Merkez Bankası Kanunu ile avans miktarı kademeli olarak yüzde 3’e kadar düşürüldü ve Hazine aldığı avanslar karşılığında Merkez Bankası’na “devlet tahvili” verdi.
- Bankalardaki tüm mevduata “devlet garantisi” verildi.
- Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bitirildi.
- Terörle mücadelede uluslararası literatürde örnek gösterilen başarılar elde edildi.
- Döviz rezervinin 3 milyar doları aşkın bölümü ipotek altındaydı ve Merkez Bankası’nın rezerv seviyesi sıfıra inmişti. Bu saçmalığı yok etmek amacıyla, ipotek gerektirmeyen “süper döviz hesapları” sistemi getirildi ve döviz rezervleri 2 yılda 18.5 milyar dolara kadar yükseldi. Cumhuriyet tarihinde en yüksek döviz rezervimiz 7.5 milyar dolar civarında gerçekleşebilmişti.
- 3 bankanın faaliyetlerine son verildi ve Merkez Bankası bünyesinde sadece müdürlük olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Genel Müdürlük’e dönüştürüldü.
- Yabancı merkez bankaları, Merkez Bankamız’da Türk Lirası üzerinden hesap açmaya başladılar.
- İhracatı desteklemek amacıyla Eximbank kredilerine Munzam Karşılık desteği verildi.
Krizin temel nedeni
Krizin temel nedeni, Türk Lirası’nın dövizler karşısındaki değerinin gereksiz yere yüksek tutulması ve sıcak para politikası uygulanması idi. Zamanın Başbakanı Tansu Çiller, en büyük sıkıntının Osmanlı’yı da batıran “kamu borçları” olduğunu biliyordu ve bu soruna bir çare aradı. Önce, birçoklarının önerdiği gibi para basarak borçları ödemek istedi. O dönemde, borçlar yüksek olmadığı için (20 milyar dolar civarında); bu yapılabilirdi. Yine, hükümet “faiz sarmalı”na girmemek için, yüksek faizlerle borçlanmak istemedi.
Çiller, “kamu borçları”nı tamamen yok etmek için özelleştirmelere girişti. O zaman, sadece Türk Telekom’u ve Tofaş’ı satarak, borçların tamamı ödenebiliyordu. Muhalefet, Anayasa Mahkemesi’ne başvurup; yapılan Telekom satışını iptal ettirdi. Tofaş için de, Çiller’i Yüce Divan’a sevketmeye kalktı.