Bab-ı Âli toplantılarının bu ayki konuğu Adalet Bakanı Av. Sadullah Ergin idi. Konuşmasının ilginç satırbaşlarını şöyle özetleyebiliriz:
Siyasi tarihimiz darbeler ve müdahaleler arasında geçti. Müdahalelerin anası da babası da 1960 darbesi oldu. 1960 Anayasası bazı organlara milletin iradesini bir tarafa koyabilecek güçler vermişti. 28 Şubat 1997 deki müdahalenin şekli farklı olsa da, yapılan aynıydı. Her seferinde, önce “toplum mühendisliği”, sonra müdahaleler geldi.
Hükümetimiz, halkın iradesine olan müdahaleleri önledi. Yaptığımız en önemli reform budur. Bu reform olmasa yapılan tüm yenilikler geri dönebilirdi. Sürdürülebilir bir demokrasiye ulaşılması ve güven veren bir adalet sistemi hedefimizdir.
Hakim ve savcı sayımız gelişmiş ülkelerin çok altındadır. Ülkemizde, her 100 000 kişiye 10.1 hakim ve 5.9 savcı düşüyor. Dünya ortalamasına yetişebilmemiz için, bu rakamların en az ikiye katlanması gerekiyor. Uzun süren yargılama ve tutukluluk hallerinin nedenlerinden biri budur. Halen, yaklaşık 3 milyon hukuk ve 3 milyon da ceza davası neticelenmeyi bekliyor. Aldığımız tedbirlerle bu yüksek rakamı eritiyoruz.
İlk derece mahkemelerdeki ortalama dava süresi 210 ila 230 günü buluyor. Yüksek mahkemelerde de davalar yaklaşık 2 yıl bekliyor. Dolayısıyla açılan bir davanın kesinleşmiş ilam süresi en az 3 yılı buluyor.
Yaptığımız düzenlemeler sonucu biriken hukuk davaları 1,5 yıl, ceza davaları da 2,5 yılda temizlenecek. Bu temizlikten sonra temyiz de dahil, ortalama 1 yılda davalar tamamen sonuçlanacak. Yargılama hızı artınca tutuklama süreleri de düşecek.
Halen ülkemizde 36447 tutuklu var. Bunun % 75’i olan yaklaşık 27300 kişi son 1 yılda tutuklanmış. Toplam tutukluların % 14.28’i olan 5200 kişi 1 yıldan fazla 2 yıldan az süredir tutuklu bulunuyor. 3 ila 4 yıldır tutuklu olarak halen cezaevinde bulunan kişi sayısı 992. Ceza evlerinde 10 yıldan beri tutuklu olan ve halâ mahkemesi sonuçlanmamış kişiler de var.
Ülkemizde her 100.000 kişiden 167’si ceza evinde.Yargılanmanın uzun sürdüğü gerekçesiyle, halen 3000 Türk vatandaşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine(AİHM) başvurmuş durumda. Bakanlık, “bu mahkemeleri biz görelim, kısa sürede sonuçlandıralım” diye AİHM’ne başvurmuş ve bu başvuru kabul edilmiş.
Savcıların yazdığı iddianamelerin yarısı beraat ile sonuçlanıyor. Getirilecek yeni sistemle, savcılar iddianamelerinin ne kadarının mahkumiyetle sonuçlandığına bakılarak terfi ettirilecekler.
Bugünden itibaren
Bugünden itibaren, AİHM’ deki davaları Dış İşleri Bakanlığı değil Adalet Bakanlığı savunacak. Sadece Dış İşleri Bakanlığını ilgilendiren konulara Dış İşleri Bakanlığı müdahil olacak.
AİHM’sine temyize gitmeden önce başvurulması gerekiyor. Kişiler tutukluyken bile, ilk derece mahkemesinin kararından sonraki 6 ay içinde AİHM’sine gidebiliyorlar.