...Ve Angela tutuklandı

ELBE Nehri'nde bir "mahkum" gördük... Üç ay "hüküm" giymiş... "Zincirle" bağlıydı... Gezi teknesinde herkes eliyle "onu" gösteriyordu.
Sorduk:
- Suçu ne?
Dr. Etem Ete dedi ki "suçu büyük."
Elbe, 800 kilometre uzunluğunda.
Avrupa'nın en büyük üç limanından biri olan Hamburg limanı, Elbe Nehri'nin üzerinde.
Liman değil, sanki bir şehir.
1900'lerin başında Brezilya hattında çalışan "Cap San Diego" adlı büyük gemi, şimdi müze olmuş.
Bir zamanlar Uzakdoğu'nun baharatını Avrupa'ya getiren "Rickmer Rickmers" bir başka müze.
"Konigstein" adlı geminin üzerinde "Hotel - Bar - Restoran" tabelası asılı.
Ama bizim gözümüz "mahkuma" takılı.
* * *
BİR yanda, bir gemiye "Hong Kong için" mal yükleniyor.
Öte yanda, "Amerika'dan gelen geminin" yükü boşaltılıyor.
Beride "İngiltere gemisi" harekete hazırlanıyor.
"Pulman" 90 mark.
"Lüks kamara" 400.
22 saat sonra İngiltere'de.
1989'da "sekizyüzüncü yaş günü" kutlanan limanda ne ararsanız var.
"Yüzer eğlence merkezleri" dahil.
Hatta "cezaevi" bile.
Doktor "taktın cezaevine" diye söylendi:
- Sakın acımaya kalkma... Üç ay yatacak...
* * *
DR. Etem Ete yıllardır Almanya'da.
CHP'nin "yurt dışı temsilcisi."
Adnan Menderes'in bakanlarından Muhlis Ete'nin oğlu.
Onunla dev limanı dolaşıyoruz.
Öylesine dev ki, limanın özel bir "enerji santralı" bile var.
Santral, kömürle çalışıyor.
Polonya gemisi kömür getirmiş, santrala boşaltıyor.
Bu nasıl iştir?
Almanya zengin kömür yataklarına sahip.
Santralın kömürü "dışardan mı" geliyor?
sorumuza "evet" yanıtı veriliyor.
- Nasıl olur?
- Almanya'da işgücü pahalı. Kömürün tonu 280 mark. Aynı kömür, Polonya'da 80 mark... O nedenle "ithal kömür" daha cazip.
* * *
EY Elbe Nehri'ndeki mahkum!..
Seni neden "zincirlediler?"
Dr. Etem Ete dedi ki "onun suçu, Elbe Nehri'ne yağ bırakmak."
"Suçlu" futbol sahasından büyük bir gemi.
Adı "Angela - M"
Doktor:
- Üç ay az bile...
* * *
YEŞİLLER kampanya başlatmışlar.
Slogan "ne zaman Elbe'de yüzeceğiz?"
İstedikleri "pırıl pırıl bir Elbe Nehri."
Böyle siyasi kampanya olursa, Elbe'yi kirleten gemi de "üç aya mahkum olur."
Sahi biz ne zaman başlatacağız "Haliç'te yüzmek istiyoruz" kampanyasını?
Ve biz ne zaman "tutuklayacağız" Boğaz'ı, Haliç'i, Tuzla'yı kirletenleri?
* * *
YEŞİLLER denilince akla hemen Claudia Roth geliverir.
Hani şu "Türk düşmanı" milletvekili.
Bizde "damga" çok.
Kızarsak "düşman damgası" hazır.
Almanların "bebeklere vize" uygulamasını protesto için düzenlenen toplantıdayız.
Bir de ne görelim, ne işitelim?
"Bize destek veren yabancılar" var.
Özellikle de "Yeşiller."
"Baş destekçimiz" de Claudia Roth Hanım.
"Türkler haklıdır... Bebeklere vize uygulaması hukuk dışıdır" diye demeçler veriyor.
Şimdi ne yapacağız?
Bu beyanı bağrımıza basamıyoruz, zira "düşman."
"Yok sayamıyoruz" zira Türk siyasetçilerin "seyirci kaldığı" bir konuda, Türkiye'ye ilk destek ondan geliyor.
"Burada" garip şeyler oluyor.
Düşman (!) çiçek yolluyor.
Limanda ise gemi tutuklanıyor...