Oyun hayal gücünü geliştirir
-miş, mış oyunları ya da hayali oyunlar, bir çocuğun dünyasının köşe taşlarıdır. Çocuklar bu tür oyunlara 2 yaş civarı başlarlar. Hemen hemen her şey bir çocuğun hayal gücünü tetikleyebilir ki bunlara günlük kullandığımız objeler de dahildir. Bunu yapmalarının sebebi onları sembol olarak kullanmalarıdır. Semboller vasıtasıyla bir nesnenin bir başka şeyi temsil ettğini öğrenirler. Mesela tencere ve tavalar ses çıkararak birer müzik aletine dönüşebilir. Günlük aletlerle yalnızca miş gibi davranmakla kalmıyorlar aynı zamanda oyunların içinde rollere bürünüyorlar.
Süper kahramandan polise, itfaiyeciden doktora ya da anne-baba rollerine bürünebiliyorlar. Oyun aracılığıyla da birçok farklı senaryo deneyimliyorlar. Bazen de büründükleri roller ya da kullandıkları semboller yaşadıkları bazı güçlüklerle başa çıkmak için oluyor ve oyun vasıtasıyla bunu dışa vuruyorlar.
2 yaş civarı çocuklar daha çok beslemeye yönelik oyunlar oynarlar. Sizin davranışlarınızı bebekleri üzerinde uygular. Oyun vasıtasıyla yaşam içerisinde olan biteni de yorumlar ve deneyimlerler.
Evde bir kutu içinde ya da bir köşede çocukların hayali oyun oynamalarını teşvik edecek
Çocuklara cinsel istismarda bulunmayla ilgili her haber aldığımızda korku, kızgınlık, üzüntü gibi birçok duyguyu birlikte yaşarız. Bir çocuk incindiğinde o çocuk için çok üzülürüz ve kendi çocuklarımız güvende ve yanımızda olduğu için memnun oluruz. Ama bütün bunlar belli aralıklarla tekrar ettiği için bizim o arada endişemiz azalır ve ya o konuyu tamamen unuturuz ya da çocuğumuzun başına bir şey gelmesin diye tersine çok üstüne düşeriz onu fanusta yetiştiriyormuşuz gibi davranırız ve kendisini nasıl koruması gerektiğine dair hiçbir şey öğretmeyiz.
Bir kere aklımızdan çıkarmamamız gereken “benim çocuğuma bir şey olmaz” diye bir şey yoktur. Maalesef her çocuk risk altında olabilir. Böyle düşünmek ya da hissetmek çocuklara yardımcı olmaz onun için her çocuğunun başına olumsuz bir şey gelebilir diye düşünerek çocuğunuzu böyle bir durumla karşılaşırsa ne yapar kısmına hazırlamanız gerekir.
Çocuklara 3 yaşından itibaren cinsel eğitim verilmelidir ki onları rahatsız eden herhangibir şeyle karşılaştıklarında anlatabilsinler ya da nasıl davranmaları gerektiğini bilebilsinler. Bu tür bir eğitimde en önemli görev ebeveynlere düşer. Neyin yanlış neyin doğru olduğunu, çocukların özel
Çocuğunuzun sosyal medyayla tanışma yaşı her ne kadar genelleştiremesek de 13 yaştan önce olmamalıdır. Hatta bazı çocuklar 13 yaşında bile sosyal medyayı kullanmaya hazır olmayabilirler. Sosyal medyayı kullanmasına izin verdiğiniz anda çocuğunuzu yine de kendi kendine bırakmayın.
Nasıl yüzmeyi yeni öğrenirlerken yanında oluyor ve hazır hale gelene kadar ona destek oluyorsanız sosyal medyayla ilk tanıştığında da birlikte hesap açın ve sonrasında da hep bir gözünüz onda olsun. Hatta sizin kendi hesabınız yoksa bile bir hesap açın ve siz de sosyal medyaya hâkim olun ki çocuğunuzu takip edebilesiniz.
Çocuğunuzun hesabına tam erişiminiz olsun. Net bir şekilde kullanıcı adı ve şifresini size de vermesi gerektiğini ve değiştirmemesi gerektiğini söyleyin. Listesinde kimlerin olduğunu belli aralıklarla kontrol edin.
Çocuğunuz bir fotoğraf paylaştığında bulunduğu yeri paylaşmaması için o servisi kapatın. Özel mesaj bölümünden kendisine hiç tanımadığı birinden iletişim kurmakla ilgili ya da rahatsız edici herhangibir bir mesaj geldiğinde hiç çekinmeden sizinle paylaşmasını isteyin. Bunları sosyal medya kullanma kuralları olarak anlatın ve bu kuralları ihlal ederse de bundan sonra
Okullar kapandı, çocuklar için ödül niteliğinde tatile hemen çıkan ya da tatil planlayan aileler var. İyi, keyifli bir tatil öğrenciler ve öğretmenler için uzun ve yorucu bir okul döneminin ardından iyi bir motivasyondur.
Nasıl olursa olsun tatil her zaman keyiflidir ve hepimizin ihtiyacı olan bir zaman aralığıdır. Özellikle ailecek tatile çıkıyorsanız o eğlencenin tadını çıkarmaya bakmalısınız. Tatilin gerçek anlamı işten ve günlük rutinden uzaklaşmak demektir.
Ailenizle ya da arkadaşlarınızla birlikte eğlenmek, o andan zevk almak ve relaks olmak demektir.
Yapılan çalışmalara göre insanların seyahat tercihleri birçok nedene bağlı… Çalışmalar seyahat etme düşüncesi ve bunu eyleme sokmanın bile gidilecek yere varmadan da kendi başına bir fayda sağladığını gösteriyor.
ÇAĞIMIZIN GİZLİ KALMIŞ SORUNU ZORBALIK NEDİR?
Zorbalık, bir kişinin, bir başkasına kasıtlı olarak ve durmadan zarar vermesi ya da rahatsızlık yaratması şeklinde oluşan agresif davranışlardır. Zorbalık, fiziksel temas, kelimeler ve üstü kapalı eylemler şeklinde gözükebilir. Zorbalığa maruz kalan kişi tipik olarak kendini savunamayan ve zorbalığa neden olacak hiçbir eylem yapmayan kişidir.
Uluslar arası araştırmalar, okul zorbalığının sık karşılaşılan ve ciddi bir halk sağlığı problemi olduğunu gösteriyor ve psikologlar da bu araştırmaları tüm dünyada okullarda zorbalıktan koruma programları yaparak kullanıyorlar.
Okuldaki zorbalık aslında çok eski bir problemdir ve Amerika’da yakın zamana kadar çoğu insan bu probleme karşı “çocuklar böyle şeyler yapar” tutumunu benimsediler ancak okuldaki zorbalıklar bazen ölümle bile sonuçlanabilecek kadar şiddet içermeye başlayınca eğitimciler ve politikacılar zorbalıkla ilgili araştırmalara yönlendiler.
Anne-baba olmak, bir insanın sahip olabileceği en tatmin edici deneyimlerden biridir, çoğu insan için de hayatlarındaki en önemli değişim. Anne-babalık hamilelik öncesinde veya sırasında başlar ve hayatları boyunca emek ve uğraş gerektirir. Bir kere ebeveyn olduysanız, bırakamazsınız, istifa edemezsiniz, ebeveyn olmaktan vazgeçemezsiniz.
Ebeveynler çocukları için en iyisini isterler. Sağlıklı olmalarını, uygun şartlar altında büyümelerini, güvende olmalarını isterler ama her zaman da bu amaçlarını en iyi şekilde nasıl başaracaklarını bilemezler. Smith (2000)’e göre bir çocuğun hayatındaki en önemli değişken ebeveynlikteki kalitedir. Ebeveynlikteki değişkenliklerin etkileri çocukların zekâları ve eğitim başarıları kadar sağlıkları, davranışları ve sosyal refahları ile de izlenebilir.
Uzun vadeli grup çalışmaları gösteriyor ki bu etkiler hayat boyu sürer, çalışma hayatında izlediği yol kadar yetişkinlikte sağlığı ve sosyal refahı da etkiler ve bunlar gelecekteki kuşakları da etkiler çünkü nasıl bir ebeveynle yetiştiğiniz nasıl bir ebeveyn olduğunuzla ilintilidir aslında.
İyi Ebeveynlik nedir?
İyi ebeveynlik, empatiyi, dürüstlüğü, özgüveni, iradeyi, insaniyeti, işbirliğini,
STRESE BAĞLI AĞRILARI ENGELLEYİN!
Bir bebeğin doğması, sevilen birisinin ölümü, kariyer değişiklikleri, evlenme, boşanma gibi büyük yaşam olaylarında stres yaşanması kaçınılmazdır. Ama ağrıların özellikle de baş, boyun ya da sırt ağrılarının yalnızca bu önemli olaylarda tetiklenmesi gerekmez, günlük olaylarda da sizi rahatsız eden, sinirlendiren birtakım şeyler de bu ağrıları tetikleyebilir. Örneğin kaybettiğiniz bir şeyi aramanız, trafikte sıkışıp kalmanız, işyerindeki ıvız zıvır rahatsızlıklar sizi tüketebilir ve birdenbire başınızın ya da herhangi bir yerinizin ağrımasına sebep olabilir. Kaslarınızı gererseniz, dişlerinizi sıkarsanız ve omuzlarınızı sertleştirirseniz baş, boyun ve sırt ağrıları daha da kötüleşebilir.
Günlük stresi ortadan kaldırmamız imkânsızdır ancak bizim bu stresi kontrol altında tutmamız ve ağrıları önlememiz mümkündür.
Rahatlama teknikleri ağrıları ve stresi azaltmada önemlidir. Aynı zamanda müzik dinlemek, dans etmek, konsere, sinemaya gitmek, spor faaliyetleri, kitap okumak, evcil hayvan beslemek gibi zevk alacağınız aktiviteler de yardımcı olabilir. Gün içerisinde çok yoğun dahi olsanız kendinize bir 15 dakika ayırın ve meditasyon, yoga,
Çocuklarda "cinsiyet hoşnutsuzluğu" nedir?
Milliyet PembeNar.Com olarak Uzman Psikolog Ayben Ertem ile çocuklarda cinsiyet hoşnutsuzluğu üzerine konuştu.
Detaylar özel röportajda...
Çocuklarda "cinsiyet hoşnutsuzluğu" nedir?
“Cinsiyet Hoşnutsuzluğu” nedir?
Cinsiyet hoşnutsuzluğu psikiyatri el kitabı olan DSM-5’de,DSM-4’den farklı olarak getirilen bir tanımdır. Daha önce hem çocuklar hem de ergenler ve yetişkinler için bu “cinsiyet kimlik bozukluğu” olarak tanımlanırken artık “cinsiyet hoşnutsuzluğu “olarak tanımlanmıştır. Yani bu artık bir bozukluk olarak tanımlanmıyor, bu durumun yarattığı klinik olarak anlamlı bir hoşnutsuzluktan bahsedilmektedir.
Belirtileri nelerdir?
Bu teşhisi koyabilmek için kişinin kendi gösterdiği / deneyimlediği cinsiyet ile başkalarının o kişiye atfettiği cinsiyet arasında belirgin fark olması ve bunun en azından 6 ay sürmesi gerekir. Çocuklarda bir başka cinsiyete sahip olma isteğini sözel olarak da ifade etmeleridir. Bu durum sosyal ve diğer alanlarda anlamlı derecede sıkıntı yaratabilir, strese sokar, anksiyetelerini arttırır hatta depresyona girebilirler.