Virüsün 180 ‘den fazla bilinen alt tipi olmakla birlikte tip 6 ve tip 11 genellikle düşük riskli genital siğillere neden olurken tip 16 ve 18 rahim ağzı kanseri gelişimi ve baş-boyun skuamöz hücreli karsinomların bir alt grubu gibi birçok kanserle ilişkilidir. Şu ana dek tanımlanan alt grupları özetleyecek olursak;
HPV genellikle ürogenital sistemi (penis, skrotum, vajina, vulva gibi) sevmekle birlikte anal kanal, perine, rahim ağzı ve ayak tabanı gibi yerleri bağlı bulunduğu alt tipinin patojenitesine (hastalık kabiliyeti) göre tutabilir.
Genellikle siğillerin %30-40‘lık kısmı ilk 4 ayda kendiliğinden gerileme eğilimindeyken, bir kısmı da uygun tedavi verilmesine rağmen 3 ay içinde tekrar etme eğilimindedir.
BELİRTİLERİ VE BULAŞ YOLLARI NELERDİR?
Erkek ve kadınlarda bulaşı hemen hemen eşit oranda görülen genital siğilin tarihi uzun bir döneme dayanmaktadır. Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinden beri tanımlı gelen siğil, dönemin tıp adamları tarafından rastgele cinsel ilişki sonucuyla görüldüğü belirlendi. İtalyan bir doktor olan Rigoni-Stern 18.yy’da yaptığı çalışmalarda Verona’daki ölen kadınları analiz etti. Bu analiz neticesinde evli, dul ve hayat kadınlarında yaygın serviks kanseri olduğunu, bekar ve rahibelerde bu durumun daha az görüldüğünü teyit etti.
Özellikle çok partnerli ilişkiye girenler ve oral seks yapanlarda bulaşın yaygın olduğu günümüz tıp literatürlerinde de bilinen bir gerçek. Bunun dışında vücuttaki deri-mukoza bariyerini bozan ve bağışıklığı düşüren durumlar da HPV’nin enfeksiyonuna zemin hazırlamaktadır.
Siğiller genellikle asemptomatik (belirti vermeyen) olmakla birlikte, tutulan bölgeye göre farklı semptomlara yol açabilmektedir.
Plantar (ayak tabanı) siğilleri baskı ve kanamaya meyilli bir bölgede olup ağrılı olabilir. Dudak ve yüzde ortaya çıkan siğiller uzun-ince bir yapıya haiz olup bulunduğu alandaki fazla sayıdaki sinir yapısı nedeniyle elle muayenede ağrılı gözlenebilir. Kaşıntıya ve kızarıklığa neden olabilirler.
Penis başında çıkan bir siğil üretrada tıkanıklığa bağlı idrar yaparken zorlanmaya sebep olabilirken, vajinada ortaya çıkan bir siğil ağrılı ilişkiye neden olabilir.
GENİTAL SİĞİL TANI YÖNTEMLERİ
Klinik olarak siğillerin görülmesiyle birlikte tanıyı doğrulamak için birçok laboratuar yöntemi mevcuttur. HPV’nin immünhistokimyasal olarak tespiti için Southern-blot hibridizasyonu, Polimeraz zincir reaksiyonu, kadınlarda pap smear testi ve şüpheli vakalarda biyopsi alınıp sitoloji incelenmesi bunlardan birkaçıdır.
Genç lezyonlardan alınan örneklerde HPV‘nin saptanması daha olası iken yaşlı lezyonlarda HPV çoğu zaman saptanamayabilir. Klinik olarak şüpheli vakalarda bu durum klinisyen tarafından cinsel olarak aktif kişilerin tarama ve tedavi sürecinin değiştirebilir.
GENİTAL SİĞİL (HPV) TEDAVİSİ
Tanı konulduktan sonra tedavi semptomlara, hasta uyumuna ve maliyete uygun olarak yapılmalıdır. Birçok tedavide siğilin tekrarlama riski mevcuttur.
Siğillerin büyük kısmı takip eden 2 yıl içinde kendiliğinden gerileme eğiliminde iken %10 ‘luk bir kısmı kanserleşme eğiliminde olup tedavi gerektirir. Birkaç tip tedavi seçeneği mevcuttur:
-Topikal ajanlarla bölgesel tedavi (Uygun maliyet açısından ilk tercihtir, genellikle salisilik asit tercih edilir ve uygulanması kolaydır)
-Cerrahi tedavi (kriyoterapi, lazer, elektrokoterizasyon ve eksizyon)
-Kimyasal ablasyon
Genital siğil tedavisinde denenmiş farklı birkaç tedavi seçeneği de mevcuttur.
Bunlar arasında;
-Cidofovir, HIV hastalarında CMV enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılmıştır ve vaka raporları, inatçı siğilleri olan hastalarda faydalı olabileceğini düşündürmektedir.
-Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde imikimod (T hücre modulatörü) etkin bir seçenektir.
-5-Florourasil, aktinik keratozu tedavi etmek için kullanılır ve 30 gün boyunca oklüzyon altındaki siğilleri tedavi etmek için kullanılmıştır.
-A vitamini türevi tretinoin, yassı siğilleri tedavi etmek için kısmi başarı ile kullanılmıştır.
-İmmünoterapi (candida), bleomisin ve interferon alfa ile intralezyonel enjeksiyonların da bazı hastalarda işe yaradığı bildirilmiştir.
HPV KORUNMA YOLLARI
Genital siğil tanısı konmuş veya şüpheli kişilerle cinsel ilişkiden kaçınmak hastalığa karşı önemli bir bariyerdir. İlişki esnasında kondom kullanmak birçok cinsel hastalığı önlemekle birlikte mukoza temasının önlenmesiyle koruyucu bir etkinliğe sahiptir.
Tüm bunlara karşın HPV ile mücadelede en etkin yol aşıdır. Enfekte olmadan önce 9-26 yaş arasında aşılanma önerilir. 5 yaşından küçük çocuklara 2 doz, 15 yaş üzeri çocuk ve HPV ile enfekte olmamış genç yetişkinlere ise 6 ay içinde 3 doz aşı yapılması önerilir.27-45 yaş arası genital siğil enfeksiyonu olmayan yetişkin erkeklerde aşılanabilirler. Erkeklere HPV ilişkili anal kanserin ve genital kanserin önlenmesi açısından aşılama önerilir.
Sağlıcakla kalın…
Prof. Dr. Ömer Faruk Karataş