Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümetin büyük önem verdiği demokratikleşme paketinin yankıları sürüyor.
Paketin “olumlu” yansıma bulması beklenen Kürt cephesinde ise farklı görüşler hâkim. Halkın bir bölümü olumlu bulurken, BDP ve seçmen tabanı, “yetersiz” değerlendirmesi yapıyor.
Bütün bu tartışmalar sürüp giderken, çözüm sürecinin en önemli ama sessiz aktörlerinden Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, geçtiğimiz günlerde güvenlik bürokrasisiyle ilgili kurumlara önemli bir yazı gönderdi.
Aynı zamanda PKK’nın faaliyetlerini yakından takip eden devletin bir numaralı istihbarat kurumu olan MİT, bu yazısında, PKK’nın artık kurumsallaşmaya gideceğinin sinyallerini verdi.
MİT’e göre, PKK’daki bu değişimin ilk aşaması geçen temmuzda Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen 9. Genel Kurul’da alınan bir kararla başlatıldı.
KCK’nın Kandil’deki yönetiminde yer alan Cafer kod adlı PKK’lı, bu toplantı sonunda KCK mali alan genel sorumluluğuna getirildi. Daha önce, örgütün ekonomik ve mali birim sorumlusu olan Rubar kod adlı Hüseyin Boyraz’ın da Cafer kod adlı yöneticiye bağlı olarak mali birimde görev yapmaya devam etmesi kararlaştırıldı.

Yeniden yapılandırma
PKK’nın ekonomik çalışmalarını yürüten bu ikili, PKK’nın 11. kongresinde yer alan kararlara göre ekonomik ve mali birim olarak yeniden yapılandırma faaliyetleri başlattı.
Bu çalışmalar eylülden bu yana Kandil’deki Baleyan bölgesine çok yakın bir hâkim tepenin arkasında yürütülüyor.
Bu çerçevede, örgüt kadrolarının kendi sorumluluk bölgelerinde vergilendirme adı altında topladığı paraların kadrolarda paylaşılması uygulamasının ekonomik sorunlara neden olmaya başladığı tespiti yapıldı.

Kooperatif tarzı
MİT’in yazısına göre, ekonomik anlamda herhangi bir kurumsal işleyişi bulunmayan PKK, önümüzdeki dönemde kurumsallaşmaya gidecek.
MİT’e göre, ekonomik kurumsallaşmanın ilk adımı da kooperatif tarzı örgütlenme olacak.
Böylelikle, örgütün kendi üretimiyle kendisini finanse etmesi sağlanacak. Bu konudaki planlama sözde Kürdistan olarak tanımlanan bölgenin dört parçasından gelecek gelirlere göre yapılacak.
Sözde Kürdistan’ın geleceği de bu projeye bağlı olacak.
Aynı yazıda MİT, örgütün Suriye’de Rojava olarak adlandırılan bölgede, en geç iki yıl içinde belli bir statü elde etmeyi tasarladığını, ardından uluslararası şirketlerin yatırım amaçlı olarak bölgeye girmek isteyeceklerini düşündüğünü belirtti ve Suriye modelinin başarılı olması halinde PKK’nın Irak’taki inisiyatifinin artacağı değerlendirmesini yaptı.
Örgütte yeni göreve getirilen iki PKK yöneticisine verilen raporlarda; Avrupa ve Suriye’de ekonomik ve mali konularda yapılması gerekenlerin yer aldığı tespit edildi. Bu raporlarda, Suriye’de halkın içme suyu, un, ekmek gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik tesislerin kurulabileceği görüşlerinin bulunduğu belirlendi.
Ayrıca, raporlarda bu tesislerin kurulması için gerekli maliyet analizlerinin yapılması gerektiğinin de yer aldığı anlaşıldı.

Hedef 200 belediye
MİT Müsteşarlığı, 2014’te yapılacak yerel seçimlerde PKK’nın hedefini “en az 200 belediye başkanlığını almak” olarak açıkladı.
Yazıda, PKK’nın kendi adaylarını batıda HDP üzerinden seçimlere sokmayı planladığı belirtilirken, Türkiye’deki belediyelerin PKK için ekonomik bir model olarak değerlendirildiğinin altı çizildi. Görüldüğü gibi, çözüm sürecinin her iki tarafı da çalışmalarını oldukça yoğun sürdürüyor.
PKK, süreç devam ederken, ekonomik kontrolü sağlamak amacıyla ciddi çalışmalar yürütürken, örgütü takip etmekle görevli devletin en üst istihbarat servisi de en küçük ayrıntıya kadar tespitlerde bulunuyor.