Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında silahlı örgüt olarak tanımlanmaya başlanan FETÖ’nün, 2009’da başlatılan Kozmik Oda soruşturmasında yaptığı usulsüzlükler yeni bir soruşturmayla gün ışığına çıkarılıyor.
Dönemin Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü “Bülent Arınç’a yönelik suikast” iddiasıyla başlatılan soruşturmada hâkim Kadir Kayan’ın Seferberlik Tetkik Kurulu’nda (STK) yaptığı aramalar bir aylık süre almıştı.
Büyüteç’te dün Kozmik Oda Kumpası soruşturmasındaki bazı usulsüz işlem ve zorlama adli girişimlere yer vermiştim. Bugün ise “Kozmik Oda soruşturmasının ilerleyen aşamalarında düzenlenen tutanaklarda, dosyada adı geçen şüphelilere kurulan kumpasın sürdürülmesi amacıyla yapılan yorum, yönlendirme ve hukuksuz işlemleri” sıralayalım:
1. Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Ankara Bölge Başkanı’nın tutanakta imzası olmamasına karşın hazırlanan tutanakta “Topçu Albay Yusuf Akal” ismine ve TC kimlik numarası bilgisine yer verildi.
2. STK Ankara Bölge Başkanı’nın, şüphelilerin çağrısı üzerine olay yerine gelmesine rağmen cep telefonu HTS kayıtlarının incelenmesinde olay gününe ait görüşme ve olayın geçtiği Çukurambar baz bilgileri, şüphelilerle STK Başkanı arasındaki “bağlantı ve birlikteliğin delili” olarak gösterildi.
3. Şüpheli TSK mensuplarının evlerindeki dizüstü ve masaüstü bilgisayarlara mahkeme kararı olmadan el konulamayacağı yönünde avukatların itirazına karşın el konuldu.
4. Kendisine suikast yapılacağı iddia edilen Bülent Arınç’ın evinin bulunduğu 1424. Cadde çevresindeki apartmanlarda oturan 5’i AK Partili olmak üzere 9 milletvekili, 1 hâkim ve 1 Cumhuriyet savcısının da dahil olduğu 345 kişinin kimlik bilgileri belirlendi. Bu kişilerin olayla ilgileri olmamalarına karşın arşiv ve suç kayıtları tek tek incelendi.
5. Suikast yapacağı iddia edilen askerlerce, adres ve telefon bilgilerinin araç kiralama şirketine verilmesi, araçlarda sahte plaka kullanılmaması ve kiralama işlemlerinin ilgili üst komutanların bilgisi dahilinde “gizli-saklı” bir işlem olmadığı görülmesine rağmen, Ankara STK Bölge Komutanı da şüphelilerle birlikte hareket ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.
6. Savcı görüşme ve ihbar tutanaklarında olmayan “detay bilgiler” 19 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen olay yeri tutanağında varmış gibi gösterildi.
Tehdit soruşturulmadı
7. 30 Aralık 2009-31 Aralık 2009 tarihleri arasında 2 gün boyunca soruşturma savcısına tehdit mesajları gönderen kişinin telefonu açık olmasına rağmen tehdit eden kişinin yakalanmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılmadı.
8. Eski Başbakan Yardımcısı Arınç’a yönelik suikast yapılacağı iddiaları üzerinden 4 yıl geçmesine karşın dosya kapsamında suikast iddiaları ile 2014 yılında da bazı kişilerin şüpheli yapılarak haklarında “teknik takip” kararları alındı.
9. Şüpheli askerlerin ifadelerinde ilgisiz biçimde Ergenekon hakkında sorular sorulduğu, soruşturma savcısınca Oda TV iddianamesi ve ekleri, Zirve Yayınevi katliamının tanığı İlker Çınar’ın ifade ve sorgu tutanakları ve İzmir Askeri Casusluk iddianamesinin dijital ortamda gönderilmesi istenerek dosya, Ergenekon soruşturmasına bağlanmaya çalışıldı.
10. Şüphelilerden birinin üzerinde yakalanan “1424 Cd. Feza A” ibaresi, kime olduğu araştırılmadan doğrudan Bakan Arınç’ın ev adresi olarak tutanaklara geçirildi.
11. Şüphelilerin vekilince şüphelilerin üzerleri, evleri, araçları ve işyerlerinde el konulan not ve krokilerin kime ait olduğunun belirlenmesi için kriminal inceleme yaptırılması talep edilmesine karşın bu talep yerine getirilmedi.
Farklı dönemin HTS’leri alındı
12. Bakan Arınç’a saldırı ihbarı 2009 Aralık’ta gelmesine rağmen, bazı şüphelilerin cep telefonu HTS’leri AK Parti’nin henüz kurulmadığı ve Arınç’ın görevde olmadığı 2001’den itibaren, Seferberlik Tetkik Kurulu’nun telefon santralinin HTS’leri ise 2006’dan itibaren alındı.
13. Şüpheliler gözaltına alındığında, şüphelilerin amacının Arınç’a yönelik gizli bir çalışma olduğu ve yakalandıklar yer ile Arınç’ın evinin bulunduğu apartman arasındaki mesafenin 40 metre olduğu belirtilmesine rağmen, daha sonra düzenlenen tutanaklarda bu mesafe 230 olarak kayda geçirildi.
14. Olay günü “1424 Cd. Feza A” şeklinde el yazması kâğıdın görevlilerce yakalandığı konusunda tutulan tutanak saatinin, olay günü yakındaki bir marketten alınan 18.52:30-18.53:54 saatleri arası kamera görüntülerinden sonra olması gerekirken, tutanak saati görüntü kaydından önce saat 18.30 olarak tutuldu.
15. Olaydan hemen sonra olay yerinin kamera kayıtları toplanması gerekirken, kamera kayıtlarının olaydan 5 gün sonra toplandığı, şüphelilerce istenmesine rağmen takip edilen albayın olay günü saat 13.00-14.00 arası alışveriş yaptığı marketin kamera kayıtları alınmadı.
Mümkün olmayan delil incelemesi
16. Olaydan sonra toplanan 51 saatlik kamera görüntüsünün 26 saatte 2 memur tarafından incelenerek görüntülerde şüpheli kişi ve araçlara rastlanılmadığı belirtildi. Bu incelemenin zaman olarak görüntü atlamadan bu süre içinde tamamlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldı.
17. Takip edildiği iddia edilen kurmay albay tarafından şüphelilerin ve kendisinin HTS kayıtlarının incelenerek kendisinin takip edilip edilmediğinin belirlenmesi talep edilmesine rağmen bu konuda hiçbir çalışma yapılmadı. 2014’ten sonra yapılan HTS incelemelerinde Baki Kaya’nın olay günü gözaltına alınan askerlerce yaklaşık 6 ay süresince takip edildiği belirlendi.
18. Genelkurmay Başkanlığı’nca 23 Aralık 2009 tarihli basın açıklamasında yakalanan askerlerin kast edilen bölgeye yakın oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen Baki Kaya hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirildikleri belirtilmesine karşın suikast iddiası soruşturması devam ettirildi.
19. STK Ankara Bölge Komutanı Yusuf Akal’ın odasında ele geçirilen ve şüphelilerce olay günü Baki Kaya’yı takip ettiklerinin anlatıldığı savunma amaçlı komutanlarına sunulan notlar hakkında “Notun muhtemel bir aramaya karşı işyerinde bırakıldığı ve gerçek amacının soruşturma konusunu farklı bir yere çekmek olduğu” şeklinde tutanak tutuldu.
20. TÜBİTAK görevlilerince 16 Kasım 2014’de düzenlenen bilirkişi raporu ile “1424 Cd. Feza A” yazısının Erkan Yılmaz Büyükköprü’nün el ürünü olmadığının belirlenmesi ile birlikte dosyanın üzerine inşa edilen delil ve şüphelilerce Arınç’ın takip edildiği iddiaları tamamen çürütüldü.
(Yarın devam edeceğim...)