Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2009 yılı. Fetullah Gülen cemaatinin devlet içindeki uzantılarının adeta fırtına gibi estiği bir süreç.

Ümraniye’de bir gecekondunun çatısında el bombalarının bulunmasıyla dönemin İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün başlattığı Ergenekon soruşturmasının ardından bu kez Ankara’da benzer bir soruşturma başlatılıyor.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suiksat yapılacağı ihbarıyla dönemin Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Arınç’ın evinin bulunduğu sokakta suç üstü biçimde gözaltına alınan Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu iki görevliden yola çıkarak dönemin en büyük kumpas hareketlerinden birisi için düğmeye bastı.

Haberin Devamı

Adli soruşturmanın ileri aşamalarında Bilgili’nin talimatı ve dönemin Genelkurmay Başkanlığı yönetin kademesinin “olur”u sonrasında Türkiye’nin en önemli askeri kurumları arasındaki Seferberlik Tetkik Kurulu’na (STK) yönelik operasyon başlatıldı. Ankara Hakimi Kadir Kayan’ın bizzat katılımıyla gerçekleştirilen aramalarda Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de son 60 yılındaki pek çok olayı ve gelişmenin yanısıra önümüzdeki yıllarda gerekli olabilecek “devlet sırrı” niteliğindeki bilgi ve belgelere el konuldu.

Oldukça hareketli geçen 2009-2013 döneminin, 17/25 Aralık sürecinin ardından yeniden ele alınmasıyla Gülen cemaatinin asıl niyetinin belli olduğu 19 Aralık 2009’da başlatılan Kozmik Oda soruşturması da mercek altına alındı.

Özel çalışma grubu

Bu amaçla Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nde (KOM) özel bir çalışma grubu oluşturuldu. 15 Temmuz sonrasındaki darbe soruşturmalarında Gülen cemaatinin özellikle TSK, MİT ve emniyet teşkilatı içindeki uzantılarını gün ışığına çıkaran KOM Dairesi, deyim yerindeyse “ilmek ilmek” işlediği dosyayla Kozmik Oda soruşturmasının nasıl bir “kumpas operasyonu” olduğunu delillendirdi.

Geride kalan hafta başında bu kez kumpası kuranlara yönelik başlatılan yeni operasyonla ilgili hazırlanan soruşturma dosyasında akıllara durgunluk veren kumpas hareketinin ipuçları şöyle sıralanıyor:

Haberin Devamı

9 ay önce dinleme

1. Arınç’a suikast girişimi olacağı yönündeki ihbar sonrasında haklarında adli soruşturma başlatılan dosya şüphelileri, ihbardan tam 9 ay öncesinde, İstanbul’da yürütülen Ergenekon soruşturmasında kullandıkları cep telefonlarının IMEI numaraları üzerinden İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’nce “önleyici dinleme” uygulaması kapsamında teknik takibe alındı.

2. Aynı dosya kapsamında adı geçen şüphelilerden bazıları, yine ihbardan 9 ay önce İstanbul Emniyeti bünyesindeki Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, Ankara Emniyeti İstihbarat Şubesi ve EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nca bilgi sistemleri üzerinden araştırıldı.

3. Haklarında soruşturma yapılan bazı şüphelilerce kiralanan araçlar, kiralandıkları günlerde yine Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait bilgi sistemleri üzerinden sorgulanarak hareketleri izlendi.

4. Arınç’a yönelik suikast girişimi yapılacağı ihbarından 6-7 dakika sonra ihbarda adı geçen araçlar, Ankara Emniyeti Muhabere Şubesi’nde kullanılan bilgi sistemlerinde sorgulaması yapıldı. Araçlardan birisinin Genelkurmay Başkanlığı’na ait olduğu belirlendi.

Haberin Devamı

5. Suikast ihbarına konu olan aracın, ihbar günü saat 09.00’da kiralanmasına karşın Ankara Çukurambar’da bu aracı fark ederek saat 14.50’de Ankara Keçiören’deki bir telefon bayisinden Arınç’a yönelik suikast ihbarı yapmasının “hayatın olağan akışına uygun olmadığı” görüldü.

Araç boş çıktı

6. Arınç’a saldırı yapılacağı ihbarını alan güvenlik görevlilerinin, çok acele olay yerine ulaşmaları gerekirken, ihbardan 1 saat sonra olay yerine ulaştıktıkları ve savcının ihbardan tam 2 saat sonra olayla ilgili bilgilendirildiği tespit edildi.

7. Olay yerindeki araştırmalar, Arınç’ın evinin bulunduğu 1424. Cadde dolayında yapılması gerekirken, 1425. Cadde üzerinde yoğunlaştırıldığı ve ihbarda geçen araçlardan birinin 1425. Cadde üzerinde içi boş olarak bulundu.

8. Şüpheli aracın içi boş olarak bulunması ile birlikte hemen Arınç’ın evinin kontrol edilmesi gerekirken suikast girişimcileri, boş araca gelmeleri beklenerek saat 17.10’da içi boş aracın yanına geldiklerinde gözaltına alındılar.

9. Arınç’a saldırı yapacakları iddia edilen şüphelilerin üst aramalarında ve araçlarında ihbarda iddia edilen saldırı suçunu işlemeye elverişli bomba, ruhsatsız silah, susturucu ve mühimmat bulunamadı.

10. Kendisine suikast yapılacak hedef olan Arınç’ın, ihbarın yapıldığı gün ve saatte nerede olduğunun araştırılması gerekirken araştırılmadığı, ihbardan beş yıl sonra 2014’te yapılan araştırmalarda Arınç’ın ihbarın yapıldığı gün Manisa’da olduğu belirlendi.

Üç ayrı görüşme

11. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) alınan dökümler sonrasında ihbar saati olan 14.50’de ihbarın yapıldığı bayideki telefon numarası ile Ankara Emniyeti TEM Şubesi’ne ait telefon hattı arasında görüşme olmadığı saptandı.

12. TİB’den sadece 14.45 ile 14.55 saatleri arasında görüşme kayıtları istenmesine rağmen gönderilen görüşme kayıtlarındaki saatlerin 15.13:28, 15.16:54 ve 15.24:34 saatlerinde üç ayrı görüşme yapıldığı ortaya çıktı.

13. Arınç’a yönelik saldırı ihbarının 19 Aralık 2009 günü gelmesine karşın ihbarın yapıldığı telefon bayisinin geliş-gidiş yönlerinde bulunan cadde, sokak ve işyerlerinde ihbarcının bulunması yönünde kamera kayıt çalışması yapılmadığı tespit edildi.

14. İhbarın yapıldığı belirtilen telefon bayisindeki hattan, ihbar saatinden 36 dakika önce saat 14.14:03’te Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Muharrem Köse üzerine kayıtlı telefonun aranarak 8 saniye görüşme yapılmasına rağmen bu arama konusu hiçbir biçimde araştırma konusu yapılmadı.

Bu sıraladığım tespitler kumpas soruşturması dosyasının sadece bir bölümü.

Yer olmadığı için diğer gelişmeleri ikinci yazıda aktaracağım.