Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hava Kuvvetleri Komutan- lığı’na ait servis araçlarına yönelik saldırıda teröristin kullandığı bomba yüklü araçla ilgili yapılan teknik çalışmalar, terör örgütlerinin geldiği noktayı göstermesi açısından oldukça önemli.
Bir süredir yaşadığımız süreç, özellikle PKK’nın yeni eylem stratejisi kapsamında ipuçları veriyor.
Önceleri, devletin güvenlik güçleriyle kırsalda çatışan PKK’nın, eylemlerini artık şehir merkezlerine kaydırmasının yanı sıra eylem biçimlerini ‘canlı bombalar’ ve ‘bombalı araçlar’ şeklinde belirlemesi, eylemlerin öncesinde örgütün ‘ciddi’ sayılabilecek bir organizasyonu yaptığını da ortaya koyuyor.
Ankara’da terörist Abdülbaki Sömer’in kullandığı bomba yüklü aracın, yapılan araştırmalarda ‘ikiz plakalı’ çıkması, PKK’nın eylemlerinde yeni taktik ve teknikleri kullandığının işareti olarak yorumlanıyor.
Gerek terör örgütlerinin, gerekse bazı suç yapılarının günümüzde kullanmayı tercih ettiği ‘ikiz plaka’ uygulaması, polisin kontrolünden kurtulmanın en kolay yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.

‘Change araba’ya
1980 ve 90’lı yıllarda gerçekleştirilen siyasi ve adi suç eylemlerinde genel olarak ‘sahte plaka’ kullanılıyordu. Çünkü, devletin güvenlik birimlerindeki bilgisayar veri tabanının olmaması, o dönemlerde suç işleyeceklerin işine fazlasıyla yarıyordu. Eylemlerde kullanılan araçların üzerinde herhangi bir plakanın takılı olması, o plakanın takılı olduğu aracın gerçekte aynı araç olup olmadığının anlaşılmaması için yeterliydi.
Ancak, yıllar içinde özellikle 2000’lerin başından itibaren devletin güvenlik güçlerinin bilgisayar teknolojisiyle birlikte otomasyona geçmesi ve öncelikle trafik kayıtlarından veri tabanları oluşturması, terör örgütleri ve suç gruplarının başka yöntemleri kullanmaya başlamasını zorunlu kıldı.
Bu süreçte, siyasi ve adi suç işlemeyi planlayanlar artık sahte plaka kullanmaktan vazgeçtiler. Zira, sahte plaka özellikle polis ve jandarmanın yol kontrollerinde ya da hernangi bir trafik suçunda oldukça kolay biçimde deşifre oluyordu.
Kolay deşifrasyonu önlemek adına bir süre önce, suç literatüründe ‘change araba’ olarak adlandırılan araçlar kullanıldı. Bu araçlar, yasal olarak trafikte kaydı bulunan araçların benzerlerinin motor ve şasi numaralarının aynı marka ve model araçlara uygulanmasıyla yaratıldı.

Daha ucuz ve kolay
Ancak, bu yöntem hem biraz masraflı, hem de oldukça zordu. Çünkü bu işin uzmanları olanlar, müşterilerden fazla para talep ediyorlardı ve change araçlar kolay bulunmuyordu.
Bu nedenle yeni arayışlara giren suç dünyası, bir süre önce ‘ikiz plaka’yı keşfetti. Bu yöntem, ‘change araçlar’a oranla hem daha ucuz, hem de daha kolay yaratılıyordu.
Günümüzde büyük rağbet gören ikiz plaka uygulamasında, çalınan bir aracın aynı marka ve modeldeki başka bir araçta ya takılı olan plaka çalınıyor ya da plakanın benzeri hazırlanıyordu.
Üstelik, güvenlik güçlerinin kullandığı bilgisayar veri tabanlarında deşifrasyonu önlüyordu ikiz plakalar. Özellikle MOBESE kameralarındaki kayıtlardan kurtulmayı da sağlayan ikiz plakalı araçlara ait hazırlanan sahte araç ruhsatları, şüpheli olarak durdurulan aracın plakasının veri tabanında ‘sağlam’ görünmesini sağlıyordu.
İşte Ankara’daki son eylemde kullanılan bomba yüklü binek otomobilde böyle bir ikiz plakalı araç olarak ortaya çıktı.
İzmir’den çalınan 34 KK 0340 plakalı beyaz VW Shirocco araca aynı marka ve modeldeki aracın 06 FB 3157 plakası katıldı. Eylemin ardından polisin yaptığı ilk araştırmada 06 FB 3157 plakalı araç, kayıtlarda 34 KK 0340 plakalı araçla aynı marka ve modeldeydi. Aracın sahibine ulaşan polis, 06 FB 3157 plakalı aracın evin önünde park halinde olduğunu gördü.
Bunun üzerine olay yerinde yapılan enkaz araştırmasında elde edilen motor ve şasi araştırmasında aracın gerçek trafik kaydının 34 KK 0340 plaka üzerinde olduğu görüldü. Eylemi gerçekleştiren PKK’lılar, böylelikle polisin takibinden kurtulmayı amaçlamışlardı.

İstanbul’da da çıktı
Keza; polisin her yerde ‘4. bombalı araç’ olarak aradığı ve birkaç gün önce Boğaziçi Üniversitesi içinde bulunan araç da yine ikiz plakalı çıktı. İstihbarat birimlerinin, yine bomba yüklü olarak Diyarbakır bağlantılı aradığı ve üniversite kampusünde park halinde bulunan 34 HF 3100 plakalı aracın asıl plakasının 34 GM 6201 olduğu belirlendi. Terör eylemi gerçekleştirmeyi planlayanlar, 34 GM 6201 plakalı aracın üzerine aynı marka ve modeldeki aracın resmi kayıtlı olduğu 34 HF 3100 plakasını takarak polisten kurtulmayı amaçladı.
Gelelim, çalınan ya da bir şekilde elde edilen araçlara ikiz plaka takılması işleminin kolaylığına.
Türkiye’de kişi ya da kurumlar, karayolu trafik sisteminde kullandıkları her türlü motorlu kara nakil vasıtasını (motosikletler dahil) devletin trafik sistemine kayıt yaptırmak zorunda.
Trafik sistemine kaydı yapılan tüm motorlu kara nakil araçlarına sicil kaydı karşılığında plaka tahsisi yapılır. Bu plakalar, devletin belirlediği şekilde yine devletin anlaşma yaptığı firmalar tarafından ücret karşılığında ‘sahteliği önlemeyi sağlayan hologramlı’ halde basılır.
Ancak, bu noktada işin rengi biraz değişiyor.
Trafikte çevrenize biraz dikkatli bakıldığında, devletin belirlediği tip ve modelde olmayan pek çok plaka çeşidini görmek mümkün.

Ortalama 200 liraya
Kimi kullandığı lüks aracın yarattığı statü, kimisi de kendisinin üst gelir grubunda yer almasıyla yarattığı konum çerçevesinde devletin tescil etmediği türde plakaları araçlarına taktığı görülür.
Hâl böyle olunca, eylem planlayan terör örgütleri ya da farklı suç grupları, ortalama 200 lira karşılığında üzerinde sahte hologramı bile olan ikiz plakaları merdiven altı sistemden temin edebiliyor.
İkiz plaka sektöründe işleri sadece ikiz plaka basmak olan kişiler var. Ankara’daki son eylemin soruşturmasında da İzmir’den çalınıp İstanbul’a getirilen araca para karşılığında sadece ikiz plaka hazırlayarak PKK grubuna yardım eden şüphelilerin bulunduğu ortaya çıkarıldı.
Ankara’daki eylem sonrasında hükümet bir dizi güvenlik önlemleri alınması konusunda harekete geçti. Görünür güvenlik önlemlerinin alınması son derece önemli ve gerekli ancak, bir de madalyonun diğer yüzü var.
Devletin tescil sistemlerinin tam olması ve kopyalanır olmaması gerekiyor.