Türkiye’de suç işleyen örgüt, grup ya da kişilerin günümüzde ‘ikiz plakalı’ araçları kullanmayı tercih ettiklerini iki hafta önceki Büyüteç’te kamuoyuyla paylaşmıştım.
Ankara’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait servis araçlarına yönelik bombalı saldırıda kullanılan aracın ‘ikiz plakalı’ olduğunun tespit edilmesi, devletin ikiz plaka uygulamasına karşı harekete geçmesine neden olmuştu.
İkiz plaka bağlamında, Türkiye’deki karayolu trafik sisteminin en önemli parçası olan ve araçların tescil edilmesinde kullanılan araç plakaları üzerinde yeni önlemler alınmasına ne kadar ihtiyaç olduğunu yeni örnekleriyle anlatmaya devam ediyorum.
Emniyet’in uyarıları
Bilindiği gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bazı il ve ilçe merkezlerinde PKK’ya karşı operasyonlar yürütülüyor. Terörle mücadele kapsamında yapılan bu operasyonlarda çok sayıda malzeme ele geçiriliyor. Bu kapsamda, 1 Mart’ta il emniyet müdürlüklerine özel yazı gönderen Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), “PKK’nın eylem planlamaları kapsamında ‘ikiz plaka’ olarak adlandırılan sahte plakaların ön planda tutulacağı uyarısını yapıyor.
EGM’nin yazısında, “Bu türden araçların zaman zaman intihar eylemi şeklinde kullanılabileceği, yapılan operasyonlarda çok sayıda yabancı ve ikiz plaka ele geçirildiği, bu nedenle yabancı plakalı araçlar ve ikiz plakalı olabilecek araçlar üzerinde ‘duyarlı’ bulunulması” bilgisi paylaşıldı.
Keza, EGM Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 6 Mart tarihli yazısında ise “34 YB 2302 plakalı aracın ‘ikiz plaka’ olarak Diyarbakır kırsalına götürüldüğü, bu bölgedeki PKK mensuplarınca kullanıldığını ve önümüzdeki günlerde Diyarbakır merkez ve ilçelerinde güvenlik güçlerine ait bina ve tesislere yörelik sansasyonel tarzda (bomba yüklü) eylemlerde kullanılabileceği bilgilerinin elde edildiği” belirtildi.
EGM’nin iki yazısındaki bilgiler, ikiz plaka uygulamasının artık ne kadar ciddi sorun olduğunu tartışmasız biçimde ortaya koyuyor.
Hatay’dan Ankara’ya
Gelelim madalyonun ikinci yüzüne.
Kısaca hatırlatmak gerekirse, Kocaeli Emniyeti, geçen haziranda makam aracında şehit edilen Kandıra Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün öldürülmesi olayını geçen hafta aydınlattı.
Olayın ardından hummalı çalışma yürüten polis, silahlı saldırıda kullanılan aracın ‘ikiz plakalı’ olduğunu belirledi.
Soruşturmada polis, doğal olarak aracın ikiz plakasının nasıl alındığının peşine düştü.
Yapılan araştırmalarda, saldırganların kullandığı ikiz plakanın ucu Hatay’a uzandı. Önce eylemci grubun Ankara’dan ikiz plaka aldığını belirleyen polis, daha sonra bu plakanın ‘ham’ biçimde Hatay’dan Ankara’ya ulaştırıldığını ortaya koydu.
Soruşturma bu kadarla bitmedi elbette. Geriye dönük çalışan Kocaeli Emniyeti, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde dedesine ait plaka basım atölyesinde çalışan A.B.Ö.’yü gözaltına aldı. Dedesinden gizlice geceleri atölyeye girip resmi mühür ve hologramlı boş plakalar hazırladığını anlatan torun A.B.Ö., Hatay’a
ait mühür bulunan boş plakaları Ankara’ya gönderdiğini itiraf etti.
Zanlı A.B.Ö., Ankara’da sadece bir kişi ile çalıştığını ve iki yıldır yaptığı bu iş karşılığında plaka başına 20-50 lira aldığını anlatırken, Ankara’dan gelen talebe göre kimi zaman 50, kimi zamanda 100-200 boş plaka hazırlayıp gönderdiğini açıkladı.
Mahkemeye çıkartılan A.B.Ö. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Polis; bu bilgi üzerine, A.B.Ö. ile iş yapan Ankara’daki plakacı K.B. ile adamlarını gözaltına aldı.
Cezaevi Müdürü Aktürk’ü vuran eylemcilere ikiz plaka veren Ankaralı plakacı firma sahibi ve çalışanları, önce eylemcilere plaka hazırlayıp sattıklarını hatırlamadı. Ancak, mahkemenin gözaltına alınan 5 plakacıdan, aralarında firma sahibi K.B. ile 2 şüpheliyi tutuklaması plaka sahteciliğini ortaya çıkardı. Cezaevinden polise haber gönderen plakacılar, ikiz plakayı şüpheli Tuncer S.’ye sattıklarını hatırladı. Zanlılar, Hatay’dan gelen boş mühürlü plakayı ikiz plaka haline getirip 120 liraya sattıklarını itiraf etti.
Bu noktada bir konuyu hatırlatmakta fayda var. Hatay’dan alınan boş plakaya Ankara’dan harf ve rakam grubunu bastırmak yasal değil. Her kentin mühürlü plakası sadece o kentte kullanılabiliyor. Hâl böyle olunca trafikte bu mühürleri kontrol etmek zaten mümkün olmuyor.
Sonuç çok ağır
İşte madalyonun her iki yüzüne birden bakıldığında, bir yüzünde çok önemli sonuçlar doğuran ikiz plaka olayının, madalyonun diğer yüzünde ne kadar basit ve kolay edinilebildiği ortaya konuyor.
Bir başka deyişle, günlük hayatta çok da ciddiye alınmayan bir konunun sonuçlarının nereye ulaştığını -hem de oldukça pahalı sonuçlarıyla birlikte-
görmek mümkün.
Hafta başında Milliyet olarak İçişleri Bakanı Efkan Ala ile söyleşi yapma imkânı bulduk. Söyleşide gündeme gelen konular arasında ‘ikiz plaka’ uygulaması da yer aldı. Bakan Ala, ikiz plaka konusunun fazlasıyla farkında. Bu durumun kontrol altına alınmasını sağlamak için yapılması gerekenlerle ilgili talimat verdiğini açıkladı.
Belki de bu konuda yapılacak ilk işlerden ikisi, araçlara takılan plakalara emniyet trafik birimlerinin vurduğu mühür uygulamasının yeniden başlatılması ve MOBESE’lerdeki Plaka Tanıma Sistemleri’nde (PTS) özel bir yazılım
kullanmak olacaktır.
NOT: Bu hafta iki önemli gün var. 14 Mart Tıp Bayramı başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına kutlu olsun, iyi ki varlar. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının zaferi olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti’ni görmemiz mümkün olamazdı.