Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye Barış Görüşmeleri’nin Cenevre’de gerçekleştirilen ikinci turu 27 dakika süren müzakerelerin ardından “sonuçsuz” tamamlandı.
Şam yönetiminin “geçiş yönetimi” konusunda tartışmayı bile kabul etmemesi barış görüşmelerini etkileyen en önemli unsur olarak değerlendiriliyor.
BM özel temsilcisi Lakhdar İbrahimi’nin Suriye halkından özür dileyen açıklaması da tabloyu ortaya koyuyor zaten.
Barış görüşmelerinin uzaması, ülkedeki ve dolayısıyla bölgedeki siyasi dengelerin yanı sıra gdengelerini daha önemli hale getiriyor.
Türkiye açısından bakıldığında da uzun süredir sınırdaki kentlerde yaşanan “yoğun” güvenlik sorunu henüz çözülemedi.
Hatay’dan Şanlıurfa’ya kadar olan sınır bölgesinin Suriye kesiminde PKK destekli PYD kadar radikal dinci grupların başını çeken IŞİD’in (Irak Şam İslam Devleti) faaliyetleri ve etkinliği artarak sürüyor. Şam yönetiminin barış noktasına gelmemesi, Türkiye’ye karşı daha ağır faturalar çıkması riskini artırıyor.

IŞİD Kerkük kapılarında
Bölgeden gelen son haberlere göre, silah, mühimmat ve teçhizat açısından oldukça kuvvetlenen IŞİD, Irak’ta Kerkük’e kadar ulaştı.
Örgüt, Irak’ın Ramadi ve Felluce bölgesinde Bağdat ordusuyla çatışmalarını yoğunlaştırırken, Irak Başbakanı Nuri el Maliki, El Anbar’a gitmek zorunda kaldı.
El Kaide’nin öldürülen Usame bin Ladin’den sonraki ikinci lideri Ayman el Zevahiri, her ne kadar El Kaide’nin IŞİD’le bağlantısı olmadığını açıklasa da yaşanan gelişmeler açıklamaların tam tersini gösteriyor.
Bu süreçte, Suriye’de iç çatışmalar, doğal olarak Avrupa ülkelerinin de dikkatini çekmeye başladı.
Avrupa ülkeleri, kendi vatandaşı olup aynı zamanda cihat iSuriye’ye gelen yaklaşık iki bin El Kaidecinin peşine düştü.
Suriye’de Esad yönetiminin yanı sıra Özgür Suriye Ordusu’na karşı silahlı eylemler gerçekleştirip ülkenin bir bölümünün yönetimi konusunda söz sahibi haline gelen IŞİD ve El Nusra Cephesi’yle bağlantılı El Kaide gruplarında faaliyet gösteren birçok Avrupa vatandaşının bulunduğu ortaya çıktı.

İki binden fazla takip talebi
Özellikle Afrika kökenli vatandaşlarının takibinde zorlanan Avrupa ülkeleri son üç aydır Türkiye’den arka arkaya yardım talebinde bulunmaya başladı.
Avrupa ülkelerinden gerek pasaportla gerekse yasadışı yollardan bölgeye gelen El Kaide sempatizanlarının sayısının iki bini geçtiği ifade edilirken, bu sempatizanların Suriye’de silahlı çatışmalara katıldıkları yadsınamaz bir gerçek halini aldı.
Suriye’deki El Kaide unsurlarına katılmak için ülkesini terk eden El Kaide sempatizanlarının yakalanması amacıyla başta İskandinav ülkeleri olmak üzere Almanya, Belçika, Fransa ve İspanya, MİT, Dışişleri Bakanlığı ve Interpol gibi farklı kanallar üzerinden Türkiye’ye mesaj gönderip açık kimlikleri bildirilen El Kaidecilerin yakalanması taleplerini sıralamaya başladı.
Avrupa ülkeleri, uyguladıkları yeni terörle mücadele stratejileri çerçevesinde, vatandaşlarının hangi amaçla olursa olsun Suriye’ye gitmelerini suç olarak görüyor.
Avrupa ülkelerinin, yaşı 18’den küçük vatandaşlarının yardım amacıyla da olsa Suriye’ye gitmesini “suç olarak” görmesi, El Kaide unsurlarından ne kadar etkilendiklerini ortaya koyuyor.

Yakalamalar var
Geçmiş yıllarda Türkiye’nin terörle mücadele çalışmaları kapsamında aradığı terör bağlantılı kişilerin yakalanması ve iade edilmesi taleplerini geri çeviren Avrupa ülkelerinin, El Kaide’nin kendilerine yönelik tehditlerinden sonra terörle mücadele kapsamında ortak çalışma talep etmesi ayrıca dikkat çekici.
Türk güvenlik birimleri, Avrupa ülkelerinin son bir yılda artan talepleri doğrultusunda bazı kentlerde operasyon yaptı ve haklarında yakalama veya ifade alma kararı olan El Kaidecileri yakalayıp ifadelerini almaya başladı.
Avrupa’nın radikal İslami terör örgütlerinin faaliyetlerini önleme çerçevesinde Türkiye’nin verdiği destek, önümüzdeki süreçte Ankara’nın bu Avrupa ülkelerinden de destek bulmasına katkı sağlayacaktır.