Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Darbe girişi-minden sonra en çok konuşulan isimler arasında Adil Öksüz ön plana çıktı.
Kanlı 15 Temmuz’u planlayan ve uygulamaya koyan Fetullah Gülen cemaatinin Hava Kuvvetleri imamı olduğu ortaya çıkan Öksüz, 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü yakınlarında yakalandı.
Darbe ile ilgili gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı savcılık ve mahkemede bir yakınının tavsiyesi üzerine tarla bakmaya geldiğini söyleyip 21 dakikalık adli işlem sürecinin ardından adliye binasından ayrılan Öksüz, kayıplara karıştı.
16 Temmuz’dan bugüne kadar her yerde aranmasına rağmen bulunumadı ilahiyatçı FETÖ imamı.
Darbe girişimi sonrası artık sokaktaki simitçinin bile tanıdığı isim olan Adil Öksüz’ü devlet tanıyor muydu, yoksa hiç bilmiyor muydu?
İstihbarat biliyordu
Gülen cemaatinin bir dönem en etkin isimlerinden birisi olan ve halen KÖZ adıyla eski cemaatçilerin etrafında toplandığı ileri sürülen Kemalettin Özdemir, katıldığı bir televizyon yayınında şöyle konuşuyor:
“Adil Öksüz ile aynı yerdeydik (Sakarya Üniversitesi). O yüzden onu tanımamam söz konusu değil. Çok iyi tanıyorum. Hava imamı olduğuyla alâkalı olarak hem Terörle Mücadele’ye hem Milli İstihbarat’a hem savcılığa bu konuda beyan verdim. 2012 yılında verdim bu beyanımı ben, 2013 yılında verdim.”
Yine Özdemir gibi cemaatten ayrıldıktan sonra Gülen’e karşı mücadelede devlete katkı verdiği belirtilen Çetin Acar, 2015’teki ifadesinde Öksüz’ün bilgisini veriyor. Demek ki; en azından istihbarat birimleri böyle bir ismin varlığını biliyor.
Yakalanıp serbet bırakılmasından sonra konuşan Sincan Adliyesi’ndeki soruşturma savcısı Cihan Ergün, katıldığı canlı yayında, “Eğer Adil Öksüz, bir yerin imamı, temsilcisiyse bunu bilen arkadaşların önceden söylemesi gerekiyordu.
Devlet istihbaratlarının da bunu bilmesi gerekiyordu. Akıncı Hava Üssü civarında arazide alınmış. Ancak şunu belirtmek lazım sırf Adil Öksüz değil diğer alınan subay kişiler de araziden toplanıp getirilmişti” dedi.
Savcı Ergün, Öksüz’le ilgili yeterli bilgi olmadığını ifade ediyor.
Keza Öksüz’ü salıveren ve bu nedenle açığa alınıp halen hakkında HSYK tarafından soruşturma yürütülen Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hakimi Köksal Çelik’in imzasını taşıyan sorgu zaptında Öksüz’ün üzerine atılı suçlara ilişkin somut deliller olmasına karşın neden salıverildiği şöyle anlatılıyor:
“Mevcut somut delil var ise de sabit ikametgah sahibi oluşu, kaçma ve delilleri karartma ihtimalinin olmayışı, suç vasfının değişme ihtimali ile dosya kapsamı nazara alınarak, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutuklama talebinin reddi ile tutuksuz yargılanmak üzere başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse serbest bırakılmasına.”
Mahkeme kararında, sabit ikameti olan ve kaçma şüphesi bulunmayan kişi, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı çıkıyor, kayıplara karışıyor ve beş haftadır kendisinden iz yok.
Tek serbest kalan isim
Bir detayı daha verelim.
Mahkeme, 16 Temmuz günü 130’a yakın kişiyi sorguluyor. Bir kişi dışında sorgulananların tamamı tutuklanıyor.
Tek tutuklanmayan şüpheli Adil Öksüz.
Adil Öksüz, önceleri Deniz Kuvvetleri imamı olarak görevlendiriliyor ve bu görevi yerine getiriyor. Sonrasında, Hava Kuvvetleri imamlığına “yatay geçiş” yapıyor.
Bugün gelinen noktada, Öksüz’ün kuvvet komutanlığı imamlığından “Türk Silahlı Kuvvetleri” imamlığına geçtiği yönünde güçlü emareler var.
Darbe girişimiyle ilgili olarak İzmir’de gözaltına alınan ve “gizli tanık” olan bir tuğgeneral, ifadesinde Öksüz’le ilgili bilgiler veriyor.
Soruşturma kapsamında ifade veren gizli tanık tuğgeneral, Ankara’ya toplantılara gittiğini anlatınca, yer gösterme işlemi için geçen hafta sonu gizlice başkente getirildi.
Gizli tanık, polise Çayyolu ve Çukurambar’da toplantı yapılan evleri gösterdi.
Cemaatin abileriyle birlikte katıldığı bir toplantıda, başka bir odada Adil Öksüz’ün görüşme yaptığını anlattı.
Benzer şekilde alınan diğer ifadeler sonucunda Öksüz’ün sadece Hava Kuvvetleri değil, diğer kuvvet komutanlıklarındaki FETÖ üyesi komutanlarla ayrı ayrı toplantılar yaptığı tespit edildi.
Darbe girişiminin Hava Kuvvetleri üzerinden planlanması nedeniyle Öksüz, sıkça havacılarla bir araya gelmiş olabilir.
Kaldı ki darbe planını ABD’ye götürüp cemaat liderine onaylatması ve darbenin merkezi Akıncı’da bulunması, Öksüz’ün “daha üst konumda” bulunduğunun işaretidir.
Gelinen noktada Öksüz’ü “TSK imamı” olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.