7 Haziran ve 1 Kasım’daki iki genel seçimden beklediği sonuçları alamayan Cumhuriyet Halk Partisi, 35. Olağan Kurultayı’nı 2019 seçimlerine yönelik vizyon değişikliği beklentileri altında gerçekleştirdi.
Partinin kurmayları yaptıkları değerlendirmelerde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek aday olduğu kurultayın amacını, partiyi 2019 seçimlerine taşıyacak vizyon ve kadroların belirlenmesi olarak dile getirdiler.
35. Olağan Kurultay’da partinin programı yenilenecek ve partinin tüzüğü elden geçirilecek. Kılıçdaroğlu’nun yakın ekibi, özellikle sosyal demokrat bir anlayışın güçlü biçimde yer alacağı yeni parti tüzüğünden fazlasıyla ümitliler.
Ayrıca, bu kurultay sonrasında daha dinamik, örgütlenmiş, iç sorunlarıyla uğraşmayan sokağa hâkim bir CHP’nin yaratılacağı kanaati var.
Yaşayan CHP genel başkanlarından Altan Öymen, Kılıçdaroğlu’nun hemen yanındaki koltukta kurultayı takip ederken, Deniz Baykal’ın başka bir yerde delegelerin arasında, Hikmet Çetin’in ise locada oturmayı tercih etmesi dikkati çekti.
Ana muhalefet partisinin olağan kurultayının üç ana teması vardı: Demokrasi, değişim ve kardeşlik.
Ankara Arena’ya asılan pankartların ortak mesajı ise barış, özgürlük ve demokrasiydi.
İstanbul Bağcılar ilçe teşkilatının hazırladığı Kürtçe, İngilizce ve Türkçe “Aşiti, Peace, Barış” pankartı ise bir ara kaldırıldı ancak daha sonra yeniden tribünlere asıldı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, konuşmasında önemli mesajlar verdi.
Kılıçdaroğlu’nun, konuşmasının hemen başında, “Terör; nerede, nasıl ve hangi amaçla olursa olsun insanlık suçudur ve teröristler asla affedilmemelidir” sözleri dikkat çekiciydi. Ana muhalefet lideri, “Masum insanların öldürülme sürecini asla kabul etmiyoruz” derken, “Silah bırakmayan bir örgütle nasıl barış sağlanır” değerlendirmesiyle hükümeti eleştirdi.
Toplumsal barış sağlanması, Kılıçdaroğlu’nun verdiği mesajlar arasında yer aldı. CHP lideri, hükümete yüzde 10 olan seçim barajının değiştirilmesini bir kez daha kürsüden teklif etti.
Anayasa’nın ilk dört maddesinin CHP’nin kırmızı çizgisi olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu’nun, “Bu ülkeye bedeli ne olursa olsun özgürlükçü demokrasiyi getireceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, demokrasiyi ölümüne getireceğiz” sözleri de dikkati çekti.
CHP’nin elitlerin partisi olduğu eleştirilerinin yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Biz halkın partisiyiz, kitle partisiyiz. Kul hakkının yiyenlerin bu partide işi yok” diyerek yeni dönemdeki CHP’nin konumuyla ilgili ilk sinyalleri verdi.
35. Olağan Kurultay’da genel başkanın konuşmasının içeriği merak konusuydu. Ancak söylemeliyiz ki Kılıçdaroğlu, 2019’daki seçimlere hazırlanan CHP’nin geleceği, vizyonu, projeleri konusunda bilgi vermekten çok, içerik ve üslup açısından TBMM’deki haftalık grup toplantılarının benzeri bir konuşma yapmayı tercih etti.
Kurultay notlarımız arasında kalan önemli satır başlarından biri de Divan Başkanlığı’na seçilen Murat Karayalçın’ın, “Devlet tipi örgütlenmek yerine halk tipi örgütlenmeye geçmeliyiz” değerlendirmesi oldu.
