Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bir süredir Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK’ya karşı yoğun operasyonlar gerçekleştiriyor.
Başbakan Binalı Yıldırım’ın, koltuğuna yeni oturan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu yanına alarak bizzat gittiği bölgedeki operasyonlarda etkisiz hale getirilen PKK’lı sayısı 190’a ulaştı.
Son dönemde böylesine bir harekat yapılmamıştı bölgeye.
Ağustos başında bölgede göreve başlayan komutanların koordine ettiği Çukurca harekatı, PKK’nın sınırlardan geçiş üstünlüğünü kaybettiği biçiminde yorumlamak mümkün.
Kaldı ki bir yıldır bölgedeki 12 il ve ilçe merkezindeki sözde kalkışmaya karşı mücadele edip başarıyı devlet hanesine yazdıran asker ve polis, şimdi de kırsalın temizlenmesi için ortak çaba gösteriyor.
Öncelikle PKK’nın Çukurca-Şemdinli hattını kullanmasının asıl nedeni doğa şartları ve arazi yapısı.
PKK’nın silahlı kalabalık kadroları, insansız hava araçlarının (İHA) görüntü alamaması ya da almakta zorlanması nedeniyle özellikle ormanlık alanları barınma ve geçiş güzergahı olarak kullanıyor.
Buna bağlı olarak yapılan istihbarat çalışmalarında elde edilen bilgilerle havalanan savaş uçaklarının hava operasyonları da etkisiz kalabiliyor.
Hedef: Alan hakimiyeti
Ayrıca adı çokça duyulan Kazan Vadisi’nden yapılan geçişlerle örgüt kadrolarının Van, Tunceli ve Bitlis bölgelerine yine zayiatsız ve kolay ulaşımı sağlıyor. Vadinin 25 kilometrelik bölümü bu geçişler için oldukça olanaklı.
Durum böyle olunca hava destekli harekatlarla “alan hakimiyeti”nden başka çare de kalmıyor.
Aynı zamanda güvenlik güçleri, Çukurca harekatıyla artık devletin alan hakimiyeti süreci başlattığını ortaya koydu.
Başbakan Yıldırım’ın, harekat sırasında ziyaret ettiği Hakkari’deki “taarruz dönemi başlıyor” değerlendirmesinin anlamı budur.
Şanlıurfa’da geçen yıl 2 polis memurunun evlerinde şehit edilmesinin ardından hükümetin PKK’ya karşı tutumunu değiştirmesiyle birlikte risksiz eylemleri gerçekleştirerek alan hakimiyetini elinde tutmaya çalışan PKK’nın bu planı Çukurca süreciyle birlikte yavaş yavaş etkisiz kalmaya başlayacak.
Şehir merkezlerini kontrol altında tutmaya başlayan devlet, bu aşamadan sonra artık il ve ilçelerdeki kadrolarına destek vermeye hazırlanan PKK’nın kırsal kadrolarını kış bastırmadan etkisiz hale getirmeyi planlıyor.
Çukurca’da başlayan süreç Tendürek bölgesinde devam ediyor. Yakında Diyarbakır-Bingöl arasındaki bölgeye operasyonlar yapılacağının sinyalleri geliyor.
Kuzey Irak’taki Metina kampından hem kuzeye geçiş hem de eylem amacıyla gelen 200’er kişiden oluşan 2 tabur PKK’lının bölgeye konuşlanması operasyonları kaçınılmaz hale getirdi.
Bölgedeki gelişmelerin bir de 15 Temmuz’la bağlantılı boyutu var.
15 Temmuz öncesi ve sonrası
Bu noktada bir-iki örnekle Çukurca harekatının 15 Temmuz öncesi ve sonrasındaki durumunu anlatalım.
İstihbaratlara bakılmadı: Geçen yıl başlayan ve 15 Temmuz’a kadar devam eden dönemde, bölgedeki PKK gruplarının faaliyetleriyle ilgili elde edilen istihbaratlar, bir türlü büyük operasyonlara dönüştürülemedi. Askeri birliklerin komutanları, “jammer bozuk”, “Kobralar arızalı”, “zırhlı taşıyıcılarda sorun var” gibi gerekçelerle harekat ve operasyon planları yapmakta oyalama taktiği yürüttü. İHA’larla elde edilen görüntülere rağmen operasyon gerçekleştirilmedi. Bugün ise durum farklı. Gelen bilgiler ışığında gerek asker, gerekse polis timleri helikopterli operasyonlar düzenliyor. Devlet, beklenenden daha aktif olmaya başladı.
Çukurca yolu: Eski dönemde Hakkari-Çukurca karayolu 58 gün kapalı kaldı. Dönemin Hakkari Valisi Yakup Canbolat’ın ısrarlı talimatlarına karşın askeri birlikler yolun açılması için girişimde bulunmadı. PKK’nın önde gelen isimlerinden Murat Karayılan, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na “gel sıkıysa Çukurca yolunu aç” diyebildi. Operasyonların yapılmamasıyla hükümet zor durumda bırakılmaya çalışıldı. Şimdi ise yol açık. Tanklar, Kobralar, ZPT’ler hazırda bekliyor. Çukurca yolu üzerindeki askeri karakollarda tanklar bekliyor.
Anlık operasyonlar: Geçmişte İHA’lardan alınan görüntülere karşın “anlık” operasyonlar yapılmıyordu. Askeri hiyerarşi içinde “yukarıya sorulma” gerekçesiyle ağırlaştırılan süreçle zaman kaybediliyordu. Devlet, PKK gruplarının geçişlerine engel olamıyordu. Şimdi ise Hakkari Valisi Cüneyt Orhan Toprak’ın irade göstermesi sorumluluk alması işleri kolaylaştırdı. Örneğin 7 Eylül günü Çukurca’nın Dağbaşı ve Kaletepe bölgelerindeki üs bölgelerine sızma girişiminde bulunan PKK’lıların görüntüsü İHA’larca alındı. Görüntünün anlık operasyona çevrilmesiyle sızma yapmaya çalışan 10-12 kişilik grup etkisiz hale getirildi.
Doçkalar yerleşmiş: Operasyonların yapılmaması nedeniyle bugün operasyon yapılan bölgeye 5 ayrı Doçka (ağır silah) mevzisini yapan PKK, bu sayede direnç gösterdi. Ancak şimdi yapılan operasyonlar sonrasında bu bölgeye asker yerleşti. Elde edilen yaşamsal malzemeler, silah ve mühimmat, yaralıların taşınma görüntüleri bölgedeki PKK varlığını göstermesi açısından önemli.
İhraç edilen generaller
15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimi sonrasında komuta düzeyindeki muharip kadrolarında büyük kayıplar yaşayan TSK, hükümetin hızlı davranmasıyla birlikte özellikle PKK’yla mücadele eden kadrolarını yeniledi.
TSK’nın polis başta olmak üzere MİT ve korucularla bir arada yürüttüğü operasyonda alınan sonuçlarda, bölgeye yapılan atamaların isabetli olmasının da payı büyük.
Şöyle ki; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde PKK’ya karşı terörle mücadeleyi yürüten Van’da konuşlu Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı bünyesinde 11 tümgeneral ve tuğgeneral görev yapıyor.
15 Temmuz darbe girişimi merkezli başlatılan adli ve idari soruşturmalar sonrasında 11 komutandan 9’u tutuklanmış, açığa alınmış ya da ihraç edilmişti. Sadece, tüm ve tuğgeneraller değil, Hakkari ve Van’daki il jandarma komutanlıklarının kadroları da başta il jandarma komutanları olmak üzere tasfiye edilmek zorunda kaldı.
Şimdi işler değişti. Bölgeye görevlendirilen komutanlar, kış öncesinde üslenme bölgesini kullanmaya çalışan PKK’ya önemli kayıplar verdiren operasyonlara başladılar ve bu süreç daha devam edecek gibi gözüküyor.
TÜM OKURLARIN KURBAN BAYRAMI KUTLU OLSUN.
