2002’de borsadaki piyasa değeri 6.8 milyar dolar olan teknoloji şirketi Apple, şimdilerde 480 milyar dolar seviyesini devirdi. Kısa sürede dünyanın en değerli markası oldu, adını şimdiden tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı.
iPhone, iPad ve Mac bilgisayarlarla dünyayı adeta kendisine bağlayan bu marka hiç şüphesiz Steve Jobs’un yaratıcı zekası, kararlılığı, hiçbir zaman pes etmemesi ve elbette çok çalışması ile buralara geldi.
Çalışmak, çalışmak, çalışmak...
Apple, 2002’de New York’un Soho bölgesindeki ilk Apple Store mağazasını açarken Steve Jobs, gelecekte sayısı yüzmilyonları bulacak olan tüketicilere şöyle sesleniyordu: “Çok çalıştık, başardık. Bize inanın size en iyisini sunacağız...”
Steve Jobs’un bu söylemi Amerika ve dünyada büyük yankı uyandırdı, mağazanın önü kuyruklarla dolup taştı.
Herkes Bill Gates’in geliştirdiği Windows PC’lerin yerini alacağı iddia edilen Mac bilgisayarları görmek istiyordu.
O dönem aslında bugünlerde iPhone için beklenen kuyrukların habercisi gibiydi.
Soho’daki meraklılar
2002 yılının soğuk bir kış günü. Soho’da sokaklar arasındaki keskin rüzgâr bırakın dışarıda ayakta beklemeyi, yürümeyi bile zor kılıyor.
Yeni açılan Apple Store’un önündeki kuyruk uzadıkça uzuyor. Ama bekleyenlerin merakı, soğuğu kırıyor.
Sıradaki meraklılar arasında milyarder bir işadamı da var.
Üstelik ABD’li değil.
Uzaklardan...
Türkiye’de sanayici denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Sakıp Sabancı.
Hepimizin Sakıp Ağa’sı...
Yanında uzun yıllar boyunca işyerinde, özel ilişkilerinde yurtiçinde ve dışında yanından ayrılmayan yardımcısı Ali Haydar Taşlı da var.
Bekleyişleri bir saatten fazla sürüyor.
Sakıp Sabancı, dünyayı değiştirmek istediğini dört bir yanda anlatan Steve Jobs’un yaptıklarını merak ediyor.
Sıradayken kendi kendine “Acaba ne yaptı, içeride neler var, neden bekliyor bu insanlar, Türkiye’de biz de yapabilir miyiz?” sorularını sorduğuna eminim.
En çok o inandı
O yıllarda Twitter, Facebook yok, hatta iPhone, iPad çıkmamış. İnternet bile yeni yeni gelişiyor.
Sakıp Sabancı’nın vefatının 10’uncu yılı için düzenlenen anma töreninde, “İçimizde en çok bu konulara inanan o olmuştu” diyen Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, sadece bu noktadan bakıldığında bile Sakıp Ağa’nın öngörülerinin öneminin şimdilerde ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor.
Biz Kayserililer ağzıyla; 6.8 milyar dolar nire, 480 milyar dolar nire...
Steve Jobs ve Sakıp Sabancı.
İkisi de artık hayatta yok.
Eserleri, milyar dolarlık şirketleri ise dimdik ayakta.
Bu ikilinin bizlere de bıraktıkları var.
Sadece bir öğüt:
Çalışmak, çalışmak, çalışmak.
Üç yaramaz kedinin hikâyesi
Sakıp Sabancı’nın torunu Melisa Tapan. 21 yaşında.
Sevil Sabancı’nın kızı.
Törende “İlk kez sizlerin karşısına çıkıyorum” diyerek dedesiyle olan anılarını, ondan öğrendiklerini anlatıyor. Gözleri o an bizi görmüyor, adeta dedesine uzanıyor...
Melisa kapanışı dedesine, Sakıp Ağa’ya bırakıyor:
Hepimiz faniyiz, insanlar bugün var, yarın yok.
Soyadlar önemli değil.
Benim vatanım güzel, benim Türkiyem güzel.
Dostlar, arkadaşlar güzel.
Sizler güzelsiniz.
Vergisini ödeyen gerçek sanayici
Ustamız Güngör Uras’ın merhum işadamıyla ilgili olarak birkaç gün önce Milliyet’te yazdığı şu satırları tekrar hatırlatmakta yarar var:
Sakıp Sabancı, ‘gerçek sanayicinin’ ve ‘vergisini ödeyen sanayicinin’ farkını halka anlatan, ‘kötü imajlı fabrikatör’ ve ‘vurguncu-kaçakçı zengin’ imajını değiştiren işadamıdır.