Washington
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte çıktığı ABD’deki yatırımcı turunda yabancılar bir yandan Türkiye ekonomisine ve yaşanan son gelişmelere olan ilgilerini ortaya koyarken, diğer taraftan da ifade özgürlüğü ve Avrupa Birliği süreci gibi yapısal sorunlarda atılmayan adımların önemine vurgu yaptı.
New York, Atlanta ve Washington’da gerçekleşen temaslarda işadamları ve iş örgütlerinin üst düzey temsilcileriyle temas eden Babacan, seyahatin son durağı olan ABD’nin başkentinde gazetecilerle bir araya geldi.
Gezinin ilk gününde “II. Varlık Barışı” ile ilgili çalışma başlatıldığının bilgisini veren Babacan, son gün bu konudaki hedef kitleyi ve bu çalışmanın gerekçesini açıkladı.
‘Anlamak mümkün değil’
“Dış borcumuz fazla görünüyor. Böyle olunca bir kere daha Varlık Barışı yapmanın iyi olacağı değerlendirmesinde bulunduk” diyen Babacan, şöyle devam etti:
“Vatandaşlarımızın yurtdışında ciddi servetleri var. Buna rağmen Türk şirketleri yurtdışında borçlu görünüyor. Biz biliyoruz ki bu aslında kendi parası. Kendi parasını bir şekilde kredi olarak kullanıyor. Vergi yönetmek için ya da başka sebeplerle. Şirketin bilançosuna bakıyorsunuz, böyle bir krediye nasıl kullanıyor, kim, nasıl veriyor anlamak mümkün değil. Ama özüne indiğinizde demek ki kendi varlığı var ki bunu teminat olarak gösteriyor. Ondan da kredi kullanıyor. Bu nedenle durup dururken borçluluğunuz çok görünüyor. Bunlar çok ufak tefek işler değil. Özel sektörün dış borcu daha az.”
Ali Babacan daha önce yurtdışında bu kapsamda 130 milyar doların olduğunu, bunu Türkiye’ye çekmek için II. Varlık Barışı hamlesine imza atacaklarını ifade etmişti.
SANAYİCİYE MÜJDE: ‘KREDİ FAİZİ’ DÜŞÜYOR
Faizler ve uygulanan politikalara bakıldığında iç tüketimin, kredi ile borçlanmada ölçünün kaçmamasının önemli konu olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şöyle devam etti:
“Ölçülü gidilmesini sağlayacak bir para politikası önemli. Diğer yandan üretim, yatırım ve ihracat için kredi maliyetlerinin düşük olması gerektiğini düşünüyorum. Büyüme nereden gelecek? Vatandaş bankadan kredi çekip onu harcıyor ve öyle büyüyorsak cari açığımız artıyor. Yatırımda ise onun önü sonuna kadar açık. Kredi faizleri konusunda ise bazı aksiyonlar olabilir demiştik. Bu konuda BDDK ile Merkez Bankası çalışıyor. İlave makro ihtiyati tedbirlerle ne olabilir diye bakıyorlar. Bunun olması için ilk yarının bitmesini beklemeyiz. İlk yarıdan önce burada bir adım atabiliriz.”
Şu anda politika faizleri yüzde 5 olmasına karşılık ticari kredilerdeki faiz yüzde 12-13’leri buluyor. Burada bankacılık sistemindeki teknik düzenlemelerle aşağı doğru inişini önünün açılması bekleniyor.
‘Çözüm süreci oylarımızı düşürmedi’
Art arda üç yılda üç seçim ortamına giren Türkiye’de popülist politika izlenmeyeceğinin mesajını veren Ali Babacan, “Kısa dönemde ekonomiyi canlandıracak, bazı kesimleri memnun edecek politikalar, dönüp de topluma zarar verecekse biz o tür yanlış içinde olmadık. Önümüzdeki üç seçim döneminde de çizgimiz neyse aynen koruyacağız. Bütün kamuoyu yoklamaları bugün seçim olsa şimdiye kadar ki en yüksek oyu alacağımızı gösteriyor” dedi.
“Güneydoğu sorunundaki çözüm süreci oyunuzu düşürdü mü?” şeklindeki soruya Babacan, “Çözüm süreci konusunda kamuoyu desteği gerçekten çok çok iyi. Birkaç yerden sağlam kamuoyu yoklamaları yaptırıyoruz. Bugüne kadar bizim aldığımız en yüksek oy yüzde 49.8. Kamuoyu yoklamalarında şimdi bir seçim, bu oyun da üstünde bir oy gözüküyor” yanıtını verdi.
Sıra dışı politikaya devam...
Türkiye’nin uyguladığı sıradışı bir uygulama olan faiz koridorunun devam edeceğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, likiditenin ölçüsüz olduğu dönemlerde hızlı girip, hızlı çıkacak finansmanın önünde en önemli yavaşlatıcı faktörün bu olacağını anlattı.
“Artık klasik faiz politikasına geri dönüş yok” diyen Babacan, “Çünkü klasik bir dönemde değiliz. Biz ayrıca, önümüzdeki bir yıl boyunca vadesi dolacak dış borcu nedir diye bakıyoruz. O rakam kadar Merkez Bankamızın rezervi olsun istiyoruz. Şu anda dengeli. Özel ve kamu birlikte 110 milyar dolar borç var. Merkez Bankası’nın rezervi 127 milyar dolar” diye konuştu.
‘Kur riskinden korunun’
Babacan bununla birlikte, “Türkiye’de güven ortamı ve makul getiri olduğu müddetçe finansman girişi olacaktır. Kurun garantisi yok, ‘kur riskinden korunun’ diyoruz. Kötü dönem geliyor anlamında söylemiyoruz. Hala serbest kur rejimi uyguluyoruz” dedi.
Haftaya Meclis’te
Varlık Barışı hazırlıklarıyla ilgili olarak “İçeriye yönelik bir barış, af gündemde değil” diyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu süreçle ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Bakan Şimşek, şöyle konuştu:
“Şu anda bir çalışma yapıyoruz. Yurtdışında Türklerin kaynaklarının tekrar Türkiye’ye kazandırılması noktasında bir adım olarak düşünüyoruz. Geçmişi kapsaması gündemde olan bir konu değildir. Bu tür çalışmalarda nihai karar kısmen bakanları kurulunun kararı, kısmen de meclisimizin kararıdır. Bir hafta içinde çalışmalarımızı tamamlarız.”
IMF’ye ilk partide 1 milyar $ gidiyor
Türkiye’nin IMF’ye olan borcu yakında bitiyor, bu ortamda kullandırma garantisi verdiği 5 milyar dolarlık bir tutar sözkonusu. Bu paranın ne zaman IMF’ye verileceği sorulduğunda Ali Babacan şöyle konuştu: “IMF 400 milyar dolarlık bir kaynak ayırdı. Bunu sorunlu ülkelere aktarıyor. Ve bu para henüz bitmedi. Ek kaynak ihtiyacı olduğunda bizim 5 milyar dolarla yüzde 1’ini temsil ettiğimiz paket devreye girecek. IMF ‘ihtiyaç var’ dediği zaman peyderpey ödeyeceğiz. Bu para birden istenmeyecek. Örneğin ihtiyacın ilk 100 milyar dolarlık kısmında biz 1 milyar dolar vereceğiz. Kademe kademe olacak. Teknik detayları Merkez Bankası ile IMF görüşüyor” dedi.
MERKEZ’İN FAİZ İNDİRİMİNE BABACAN YORUMU
‘Hayırlı olsun’
Merkez Bankası’nın politika faizini tarihi dip seviyesi olan yüzde 5’e indirmesini değerlendiren Ali Babacan, “Yeni oran hayırlı olsun. Merkez Bankası bütün verileri inceliyor. Kendisi ayrıca veri topluyor. Enflasyon verisi topluyor. Bunu TÜİK yapıyor ama Merkez Bankası da ayrı çalışma yapıyor. Sermaye akımlarına, kur hareketlerine bakıyor. Genel aktiviteye, güven endeksine bakıyor. Herkesin önerilerini dinliyor. Kulakları açık, algıları açık. Bütün bunlardan sonra kararını açıklıyor. Her türlü veriye bakıyorlar. Bağımsız bir şekilde kararlarını alıyorlar” dedi.
TOBB’un projeleri ABD’ye örnek oldu!
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’la gazeteciler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Washington’daki temsilciliğinde biraraya geldiler. Görüşmenin ilk yarısında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB’un gümrüklerdeki modernizasyonu ile kadın girişimcilere yönelik çalışmalarının Birleşmiş Milletler tarafından diğer ülkeler sunulmak üzere örnek projeler olarak gösterildiğine değindi. ABD’deki girişimleri arasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen 25 şirketini Harvard’a getirip, yatırım yapmak isteyen ABD’lilere tanıttıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Şimdi en hızlı büyüyen 100 şirketi seçeceğiz. ABD’liler son 3 yılda hızlı büyüyen şirketlerle ilgileniyorlar” diye konuştu.