Ege’de modüler tatil

Arkas, turizme ‘modüler tatil’ kavramını getirdi. ‘Ege’de Hayat Var!’ sloganlı konseptte, tatilciler zevklerine göre bir rota oluşturuyorlar. Seçeneklerde tarih de var, doğa da, gastronomi de...

Antik kentleri, milli parkları, eşsiz denizi ve kıyıları ile mistik havasıyla insanı büyüleyen Ege, cömert doğasıyla ilham kaynağı olurken, bölgede kişiye özel tasarlanan tatil programları da önem kazanıyor. İzmirli, özellikle sanat ve spor konularında uzun vadeli sürdürülebilir projelerle İzmir’in sosyo-kültürel hayatına önemli katkılarda bulunan Arkas Holding bünyesinde yer alan Arkas Turizm, “Ege’de Hayat Var!” sloganıyla Ege’nin eşsiz zenginliklerini tanıtmak üzere bir misyon üstleniyor. 2000’lerin başlarında İzmir’de kruvaziyer turizmin gelişiminde öncü rollerden birini oynayan Arkas Turizm, İzmir’in ve Ege’nin tanınırlığını ve bölgedeki turizm hareketliliğini artırma, bu yolla bölge ekonomisine katkıda bulunma hedefini sürdürüyor.                               

‘Paketleme’ yok

Ege’de hayatın tadını çıkarmanın yeni ve güvenli bir yolu: Ege’de Hayat Var! Ege Bölgesi’nin bir kısmı UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren, kimi çok, kimi pek az bilinen tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri, konaklama ve gastronomi seçeneklerini de içeren profesyonel bir platform. Hepsi bu kadar da değil. Arkas Turizm, Ege’de tatil yapmaya yeni bir yaklaşım getiriyor ve klasik paket turlar yerine kişiselleştirilmiş bir tatil tasarımı yapmaya olanak sağlıyor. Arkas Turizm Genel Müdürü Fatih Sarıoğlu, turizm sektöründe modüler yapının bir ilk olduğunu söylüyor. Ekliyor: “Paket tur yerine modüler yapımız üzerinden herkesin kendi tatil seçimlerini yaparak tasarladığı programa uygun seyahat hizmetini uzman bir acente olarak bizden aldığı bir yapı. Biz Ege’yi sahiplenerek bu coğrafyada Egeli misafirperverliğini yaşatmayı arzu ediyoruz. Concierge hizmetlerimizle evden çıktıkları andan itibaren kendi oluşturdukları Ege’de Hayat Var rotası için gerekli organizasyonu tüm detaylarıyla gerçekleştiriyoruz.”

Kendi rotanı tasarla

www.arkasturizm.com/egedehayatvar üzerinden seçilerek kişisel tatil tasarımları oluşturulabiliyor. İki yıldan uzun sürede gerçekleştirilen proje, kişiye özel, esnek, modüler bir tatil tasarımı temelinde yüzlerce alternatif nokta içeriyor.

Kişisel tatil tasarımları için İzmir sınırlarında Bergama, Birgi, Çeşme, Foça, Ödemiş, Sığacık, Şirince, Tire, Urla rotaları, Aydın’da Kuşadası rotası, Balıkesir’de Ayvalık ve Cunda rotaları, Manisa’da Kula rotası ve Muğla’da Bodrum, Marmaris rotaları, tamamı seçilebilir ziyaret noktaları, konforlu konaklama ve özel lezzet durakları, beach club alternatifleri ile misafirlerin tercihine sunuluyor. Böylece özel seçimlere dayanan, kapalı gruplara, özel rehberli seyahat planları oluşturularak Sağlık Bakanlığı’nın Kovid-19 önlemlerine uygun şekilde sağlıklı ve huzurlu bir şekilde ziyaret edilebiliyor. 

Alışkanlık yapar

Projenin zamanlaması da manidar! Malum, tatile teknesiyle Güney İtalya kıyılarından açılan kesim de pandemi nedeniyle bu yıl memlekette kaldı, yaz deyince Yunan adası anlayan kesim de! Memleketin güzelliğini millet olarak idrak ettik. Hiç beklemediğim insanların Bozburun’u, Söğüt’ü ilk kez gördüğünü öğrendim mesela. Koyları, tabiatı görenler deliriyor tabii ve içlerine Ege kaçıyor! İşte Arkas’ın geliştirdiği bu model Ege’ye vakıf olmak isteyenler için harika bir rehber olacak. Pandemi bitince de kimse buralardan ayrılamayacak. 

Ege Denizi’ni yelkenliler olmadan düşünemem

Ben de Çeşme için kendi rotamı hazırladım ve modüler yapısını deneyimledim. İzmir’de Arkas Turizm’in Ege’de Hayat Var modülü ile kendi rotamı Çeşme’de deneyimlerken başka bir projenin heyecanlı hazırlıklarına şahit oldum. Geçmiş yıllarda benim de seyretmeye doyamadığım, Arkas’ın EAYK ve Çeşme Marina iş birliği, Türkiye Yelken Federasyonu ve Çeşme Belediyesi desteğiyle düzenlediği Arkas Aegean Link Regatta bu yıl da geleneksel olarak sürdürülebilirliğini korumak amacıyla düzenlenecek.

Önlemler alındı

Gerekli hijyen ve mesafe kuralları uygulanacak, yarışçılar ödül töreni etkinlikleri yapılmadan yılda bir kere dört gözle bekledikleri Çeşme yarışının heyecanını denizde bu yıl da yaşayacak. Geçmiş iki yıl izlediğim yarışa bu sene şartlardan dolayı fiziksel olarak katılamasam da sosyal medyadan takip edeceğim. 11-13 Eylül tarihlerinde düzenlenecek. Ülkemize, Ege’mize, turizme, ekonomiye katkısı olan imza projeleri desteklemeyi ve takip etmeyi çok değerli buluyorum.

30 bin bilim insanı düzinelerce korona aşısı geliştiriyor

Yakın zamanda Amerika’daki en eski organizasyon olan Amerikan Türk Cemiyeti’nin Eş Başkanlığı görevine seçilen Suzan Saban-cı Dinçer çalışmalarına başladı.

Toplulukla ilk online buluşmasını yapan Suzan Sabancı Dinçer, Doktor Mehmet Öz’ü konuk etti. Moderatörlüğünü Suzan Saban-cı Dinçer’in yaptığı online buluşmada, Mehmet Öz güncel bilgiler paylaştı.

Türkiye’nin pandemiyle çok iyi mücadele ettiğini belirten Öz, Türkiye’nin her şeyi tamamen kapatarak vakaların yavaşlamasını sağladığını ifade etti. Türkiye’de tıp insanlarının çok iyi protokoller uyguladığını söyleyen Öz, bu tedavi yöntemleriyle başarılı so-nuçlar elde edildiğini hatırlattı.
Suzan Sabancı Dinçer’in aşı bulunacak mı sorusuna ise Mehmet Öz, “Düzinelercesi geliştiriliyor. 17 tanesinin şimdi büyük klinik deneyleri sürüyor. 30 bin insan bu işin içinde. 6-12 ay gibi bir süreç söz konusu. İnsanların çoğu aşının aceleye getirildiğini düşü-nüyor. Ama oldukça dikkatlice yapılıyor bu işler. Bu kadar kısa sürede, bu kadar önemli bir aşı geliştirilebilir mi? İnsanların kafasın-da soru işaretleri var ve karşı çıkıyorlar. Uzun dönem komplikasyonlarını bilmiyoruz. Amerikalıların üçte biri aşıya karşı isteksiz ama üçte ikisi bu konuda rahat. Bu da tabii bizi olumlu sonuçlara ulaştırır. Tabii ki izleyip ne kadar güvenli göreceğiz” diye yanıt verdi.

10 AY DAYANIN

Öz, “Pandemi dünya çapında daha ne kadar sürer?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Önümüzdeki hazirana kadar yeterli sayıda insan aşı olacağından, vakalar daha başa çıkılabilir olacak. Almanya ve İsveç’ten gelen bazı veriler var ki çok ilginç. Geçen sene bazı kişiler bu virüse benzer bir virüse yakalanıp bağışıklık geliştirmişler. Örneğin bazı evli çiftler, ilginçtir; biri yatağa düşüyor, diğeri hiç hasta olmayabiliyor. Dolayısıyla, bu virüsün kuzenleri, önceki virüsler size bağışıklık vermiş olabiliyorlar.“

0 GRUBU YAŞADI

Kan gruplarıyla virüsün ilişkisi konusunda da bilgi veren Mehmet Öz, A grubunun virüse daha yatkın olduğunu, buna karşın 0 grubunun ise en az yatkın grup olduğunu ifade etti. Türklerde 0 grubunun baskın olduğunu, A grubunun genelde Kuzey Avrupa, B grubunun ise Asya’da yaygın olduğunu söyledi. Kan gruplarının şeker moleküllerinin farklı olduğunu, 0 grubunun virüse karşı bu nedenle daha avantajlı konumda olduğunu vurguladı.