Kıran kıran bir reyting mücadelesi var diziler arasında. Star isimler, aylarca uğraşıp bir bölüm çekmek, ilk bölüm için yurt dışına gitmek. Milyonluk yalılar, lüks arabalar. Silah, çatışma, dram, göz yaşı. İşte bunlar hep reyting için.
Yanlış anlaşılmasın, bunlar önemli değil demiyorum. Ne yaparsanız yapın, seyirci sizin kurduğunuz dünyaya giremezse, hikayeniz onu içine katıp götürmezse reyting hayal. En başta hikaye, yani senaryo önemli.
Size küçük bir örnek vereceğim. Çocuklar Duymasın’ın geçen haftaki bölümünün neredeyse yarısı bir evin salonunda geçti. Az değil, o süre dünyada ortalama bir dizinin toplam süresi. Havuç’a kız istendi. Karakterlerin çoğu salonda, diğerleri de salona bakan kapının önündelerdi. Herkes oturduğu yerden konuşuyordu. Zaten kızı da vereceklerdi, merak heyecan yoktu.
İşte yayınlanan bu bölüm Sen Anlat Karadeniz ve Nefes Nefese’nin karşısında, 5 reyting alarak 3. oldu. AB seyircisi zor beğenir, reyting almak kolay değildir. Demek ki ki, hikayeniz izletirse başka ülkelere gitmeden de, çatışma, silah olmadan, yalılara, köşklere uğramadan da bir salonun içinde reyting alabilirsiniz. Bence bu dersi iyi çalışmalı.
EMMY ÖDÜLLERİNE ABONE OLDUK
Dünyanın en
Türkiye garip bir ülke, ne zaman ne yapacağı belli olmuyor, sağ gösterip sol vuruyor. İşte güzel bir örnek, dizi sektörünün durumu. Yaz başında seçim, ekonomik kriz beklentisi derken sakin bir yaz geçirdik. Bu sezon kanallar fazla dizi yapamayacak, sektör çok zorlanacak söylentileri rüzgar gibi geçti. Eylülle birlikte sezon baş döndürücü bir hızla başladı. Daha şimdiden söyleyebilirim ki, son yılların en iyi dizi sezonuyla karşı karşıyayız.
Bütçeler düşük olacak, o nedenle küçük hikayeler tercih edilecek dendi amagelen dizilerin bir çoğu büyük prodüksiyonlar. Üstelik çok iyi hazırlanmış, kaliteli işler. Her gün kıran kırana bir reyting yarışı olacağı kesin.
Yıllardır ben de, diğer televizyon yazarı arkadaşlar da söylüyoruz. Tutan bir işin peşinden gidip aynı türlerde çok iş yapmak sektöre zarar veriyor diye. Ne oldu nasıl oldu anlamadım ama bu sezon aynı şikayeti yapmayacağız. Çünkü korku, gerilim, bilim kurgu gibi zaten bizim seyircinin çok sevmediği türleri ayrı tutarsak, her türün seyircisine göre dizi var. Yazın çok dizi yayına girmediği için romantik komedi tarafımız biraz zayıf kaldı, onu da arttırmak gerek.
İşte türlerine göre bu sezon dizileri:
Romantik komedi: Erkenci
Yıllardır görüşmeyen üç kardeş, ani bir haberle babalarını kaybettiklerini öğrenip, cenaze için toplanır. Çocukları ve torunları olmasına rağmen, evde yalnız başına ölmüş yaşlı bir adam... Kimisi küstüğü kimisi de hayat gailesinden, babalarını ihmal ettiklerini anlar ama artık çok geçtir. Eski günleri, evlerini, mahallelerini ve babalarıyla oynadıkları oyunları hatırlarlar. ‘Keşke Hiç Büyümeseydik’, bu kardeşlerin hikayesi...
Yapımcılığını Birol Güven, yönetmenliğini Uğur Yağcıoğlu ve senaryosunu Güven’le birlikte Murat Aras ve Eray Yasin Işık’ ın yazdığı dizi, yarın akşam Show TV’de başlıyor. Oyuncu kadrosu gayet zengin: Ege Aydan, Burcu Kara, Deniz Celiloğlu, İrfan Kargı, Murat Kılıç ve Açelya Akkyounlu.
Müzikler, Burcu Güven ve Aydın Sarman’a ait. Yaratıcı ekip, uzun yıllar birlikte çalıştığım ‘Seksenler’ ve ‘Doksanlar’ dizilerinin karması, yani deneyimli. Yapım, üç zamanda geçiyor 80’ler, 90’lar ve günümüz. Karakterlerin bugünkü halleri, çocukluk ve gençlik dönemlerindeki ‘keşke’lerin peşine düşüyor.
‘Dönem dizisi değil’
Dizinin senaristi ve yapımcısı Birol Güven’e, ‘Seksenler’ ve ‘Doksanlar’ın ardından neden bu diziye gerek duyduğunu sordum. O da, “Bu bir dönem değil,
'Yasak Elma’nın kostüm asistanı Talat Bulut hakkında taciz iddiasında bulunmuş, olay adliyeye taşınmış ve savcılık da yeterli delil yok diye takipsizlik kararı vermişti. Yapımcı
Fatih Aksoy, “Dava açılsaydı, kadrodan çıkarırdım” dedi ama açılmadı. “Sözleşme olduğu için devam edecek” şeklinde konuştu. Projenin yönetmeni, oyuncuları ve ekipten bazı kişilerse taciz iddiasında bulunan arkadaşlarının yanında olduklarını söyleyip, “Asıl cevabı vermek için mahkeme sonucunu bekleyeceğiz” açıklamasını yaptı. Kararın ardından bir grup insan sosyal medyadan yapımcıya Bulut’u kadrodan çıkarması çağrısında bulundu. Başrol oyuncusu Şevval Sam karardan hoşnut olmadığını ama çalışmaya mecbur olduğunu belirtti. Şimdiye kadar olanlar özetle bu. Peki ya, bundan sonrası?
Görünen o ki, gelinen durumdan Talat Bulut’tan başka kimse memnun değil. O, hem hukuken haklı çıktığına hem de işine devam edeceğine seviniyor. Fakat bu kadar tepkiden sonra sette sürekli bir gergin havanın olacağı da kesin. Herkes işini yapacak ama mutlu çalışmayacak. Aynı şey aktör için de geçerli. Setlerde birbirine küs olup, 100 bölüm aşığı oynayanlar var. Sahne çekilirken sarılırlar, ‘Kestik’ denince, birbirinin yüzüne bile
Geçtiğimiz sezonun en şaşırtıcı başarısını kazanmıştı ‘Sen Anlat Karadeniz’... Sadece reyting başarısıyla değil, etkili hikayesi de çok konuşuldu. Sezon arası verildikten sonra bazı haberler sızdı sosyal medya üzerinden basına... Senarist ve yönetmen değişikliği oldu. Seyircilerse endişelendiklerini belirtti.
Osman Sınav’a sordum durumu. Bu değişikliklerin seyirciyi tedirgin ettiğini belirttim. Birtakım problemler yaşadıklarını ama her şeyi çözdüklerini söyledi. Dizinin fanları rahatlasın. Sezonun ilk bölümü de çok güzel olmuş ve özellikle sualtı çekimleri için çok uğraşmışlar. Müzikler için de bir ilki gerçekleştirmişler ve kemençe orkestrası yapmışlar. İlk bölümde, kemençeye doyacak seyirci. Bir Karadeniz dizisine de bu yakışırdı...
KOCA KOCA TEPKİLER
Kanal D’nin yeni dizisi ‘Koca Koca Yalanlar’, üç çocuklu evli adamın genç bir kızla karşılaştıktan sonra, rutin hayatının alt üst olmasını anlatıyor. Kocasının onu aldatacağına inanmayan karısıysa, gerçekle yüzleşince, evliliğini kurtarmak için mücadeleye başlıyor. Aldatmayı sevimli ve meşru göstermeye çalışıyor, kadını aşağılıyor gerekçesiyle sosyal medyada çok tepki aldı dizi... RTÜK’e de şikayetlerde bulunanlar varmış.
Evlilik
Nisan ayında erken seçim tarihi açıklandı. Ekonomik kriz beklentisi de eklenince, sektör ani olarak frene bastı. Planlanan ve konuşulan işler hızlıca durduruldu, sadece daha önce başlayanlar devam etti. ‘Bu sezon dizi yapılmayacak, olanlar da çok küçük bütçeli olacak’, ve ‘kanallar ucuz programlarla dolacak’ gibi söylentiler alıp başını gitti. Seçim sonrası 1-2 haftalık kararsızlığın ardından sektör hiç bunları konuşmamış gibi devam etti yoluna... Dönem dizileri ve büyük prodüksiyonlu dramalar start aldı. ‘Bir Zamanlar Çukurova’, ‘Can Kırıkları’, ‘Nefes Nefese’... Tam Türk usulü bir durum yaşadık. Herkes birbirini gaza getirip, frene bastırdı, sonra da teker teker gazı kökledi.
Bu yıl yine birçok dizi yapılacak. Kanalların gönlü düşük bütçeli programlardan yana olsa da, kimse güvenemediği için yine yapımlarda arıyor çareyi. ‘Mehmed: Bir Cihan Fatihi’ gibi devasa bütçeler olmayacak ama ekranlarda yine büyük prodüksiyonlu dramalar göreceğiz. Yüksek rakamlar alan oyunculardan indirim istendi. Döviz hızla yükseliyor, ekonomik olarak çok zor günler yaşayacağız. Bu kez de, ’Ekonomik krizde insanlar dışarı çıkamaz, gezmeye tatile gidemez, evde televizyon izlemek zorunda’ diye
İşin içinde Uğur Yücel olunca, beklentisi büyük oluyor insanın. ‘Nefes Nefese’, geçtiğimiz yıldan beri merakla beklediğimiz bir diziydi. Sadece konuşulmadı, çekimleri de başlamıştı. Son anda yayınlanmasından vazgeçilmişti.
Yazın ortasında aniden yayınlanmaya başlaması şaşırttı açıkçası. Bu tarz sert işler, genelde kış sezonunda olur çünkü... Geçtiğimiz hafta da yazmıştım, bu yıl, sezon ağustosta başlıyor diye... Erken başlayıp reytingi garanti etme yöntemi, bu yılın modası olacak. Tabii önemli olan doğru zamanda girmek. Sıcakların bu kadar dayanılmaz olduğu, herkesin kendini sokaklara, bahçelere ve balkonlara attığı bir zamanda böyle ‘ağır’ iş koymak doğru değil bence.
İki zorlu rakibi var
Star yönetimi neden böyle bir şey yaptı? Bizim bildiğimizi onlar bilmiyor mu? Biliyor elbet. Sezonda çarşambanın iki zorlu rakibi var, ‘Sen Anlat Karadeniz’ ve ‘Diriliş Ertuğrul’... Yani ‘Nefes Nefese’, Nefes ile Tahir’e rakip olacak önce... Yeni bir diziyi o gün başlatmak kurdu, kuzunun önüne atmak gibi bir şey. Kanal da en ‘kurt’ işini koyarak, rakiplerini zorlamayı düşünüyor. Ama riski dengelemek için diziyi onlardan erken başlatmayı düşünmüş.
Gelelim projenin detaylarına... Almanya’da yaşayan ve
Mahsun Kırmızıgül’ün yazıp, yönettiği ‘Mucize’ filmi, 2015’te vizyona girmiş ve çok beğenilmişti.3 milyon 582 bin 552 kişi izlemiş ve o yılın en çok izlenen ikinci filmi olmuştu. ‘Mucize 2’nin uzun süren hazırlıkları nihayete eriyor. Eylülde motor diyecek ve 1 Mart’ta vizyona girecek.
Devam filmi olsa da çok farklı bir proje izleyeceğiz. Hikayesi, dokusu, atmosferi ve oyuncularıyla yepyeni bir iş olarak gelecek. Özellikle oyuncu kadrosuna ilk filmde olmayan star isimler katılıyor.
Hatırlayacaksınız ilk seride, idealist bir öğretmen olan Mahir, doğunun ücra bir köyüne tayin olmuş ve orada büyük bir ailenin hayatını değiştirmişti. Ailenin engelli çocuğu Aziz’le dostluğu herkesi çok etkilemişti. Dışlanan, alay edilen Aziz, kaderin cilvesiyle trajik bir olayın ardından, bölgenin en güzel kızıyla evlendirilmişti. Yaşadıklarına dayanamayan Aziz, güzel karısını da alıp kaçmıştı köyünden. Yıllar sonra köyüne geri döndüğünde herkesi şaşırtmıştı. Konuşamayan, ellerini kullanamayan Aziz, yanında eşi ve çocuklarıyla, sağlıklı, normal bir insan olarak karşısına çıkmıştı ailenin. Gördüklerine inanamayan ailesine de, bu mucizenin nedenini açıklamıştı: “Ben karıma aşık oldum.”
İşte ‘aşkın