Radyo Trafik sanırım İstanbul’da araçlarıyla gün içinde sürekli bir yerlere gidenlerin başvurduğu bir merci. Taksilerin tümünde dinleniyor. Dünyada bir metropolde en çok dinlenen dediğimizde ‘trafik yayını yapan’ radyo herhalde sıralamanın ilk beşine girmez. Oysa İstanbul’da belki de birinci!
Radyo Trafik Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan’a aklıma takılanları sordum.
RUSYA'DA DA BENZERİ YAYINDA
Bizden başka bir tek Rusya’da böyle bir radyo varmış. Rusya trafiğinde benzer sıkıntılar yaşandığı için, radyoyla birlikte trafik uygulamaları da yakından takip ediliyormuş.
ABD ve Avrupa’da genelde devlet destekli radyolar; yol durumunu ve kazaları aktarıyormuş. Ya da ‘trafik saati’ adı altında kısa yayınlar yapılıyormuş.
Seda Sayan bir kez daha ceza aldı RTÜK’ten. Bu üçüncü ceza...
İlk olarak ürün yerleştirme kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle para cezası verilmiş. İkinci ceza, ‘toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırılık’ maddesinden. Üçüncü ceza ise ‘insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olunması, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler kullanılmaması maddesi’nin ihlalinden gelmiş.
‘Kaynana Gelin Seda’ya Gelin’ yarışması 30 Aralık 2013’te başladı. Dört ayda üç ceza yedi... Biraz araştırdım bu konuyu. Geçmişte bazı örneklere rastladım.
MUHTAR, DURUMU NASIL ÇÖZDÜ?
Reha Muhtar, ana haber bültenini sunarken Show TV Ana Haber’e sürekli ceza kesiliyordu. Muhtar, RTÜK Başkanı ile görüşme talebinde bulundu.
Muhtar ve Show Ana Haber ekibi, Ankara’ya gitti. Onlara RTÜK’te yaptıkları yayın ihlalleriyle ilgili kapsamlı bir brifing verildi.
BİRAND DA AYNI YÖNTEMİ DENEDİ
Post modern seyahatname buna denir diye düşündüm. Beyaz TV’de ‘Doğukan İle Dünya Turu’na çıkınca aynen böyle oluyorsunuz. İtalya seyahati öncesi ilginç giriş yaptı... Diyecek lafım yok. Kısa kesip sözü Doğukan kardeşimize bırakayım:
“İtalya’dayız. Belki de bana göre biz İtalyanlar’ı biraz Türkiye’den az tanıyormuşuz?” Bu, başlı başına bir seyahatname girişi... Devam edelim:
“İtalyanlar bence dünyanın en yetenekli ülkesi. Da Vinci buradan çıkmış sevgili izleyenler...”
‘Yetenek Sizsiniz’ durumu yani...
Devam ediyoruz; “Çok önemlidir Da Vinci’nin buradan çıkmış olması. Michelangelo bu ülkeden çıkmış sevgili izleyenler...”
O kim? Da Vinci’nin yakını mı? Beraber mi karar vermişler bu ülkeden çıkmaya?
Devam; “Daha aklınıza sayamayacağımız o kadar dünyaca ünlü sanatkâr var ki anlatamam size...”
Fox’un ‘Oliver Twist’ uyarlaması olarak ilan ettiği ‘Düşler ve Umutlar’ başladı. Mustafa Uğurlu yine kötü adam rolünde. Yani romandaki Fagin gibi. Bu Fagin’i yazarken Charles Dickens epey düşünmüş kim olsun diye. İngiltere’nin suç tarihinin ilk on sıralamasına giren Ikey Solomon’dan esinlenmiş.
Bizim Mustafa Uğurlu’nun canlandırdığı karakter mesela, hangi ‘hırsız’dan esinlenildi? Madem dizi uyarlama. Başrollerden biri de Musa. Eh, ‘birine’ benzeyecek tabii...
Diziden bir diyalog belki ipucu verir bize:
BANKAMATİK SOYULMAZ
Musa’nın hırsız çocukları, çaldıkları ne varsa masanın üstüne koyuyor. Bir çanta var. Cüzdan çıkıyor, paralar ve kartlar dökülüyor. Bir kağıt parçası da. Bir kredi kartının şifresi yazılı. Yaşlı bir teyzenin çantası bu; para çekerken numarayı unuttuğu için kağıda yazmış. Olabilir.
Musa yırtıyor kağıdı ve “Ama biz kullanmayız, niye kullanmayız?” diye soruyor.
Hindistan’da 600 milyon tele-vizyon izleyicisi var. 146 milyonun evinde de televizyon bulunuyor. Ülkede 623 kanal izleniyor. Çin ve ABD’den sonra dünyadaki en büyük pazar...
Bu pazarın yüzde 27’si Hindu dilinde yayın yapan kendi kanalları ve bu büyük pazara hakim olan diziler.
Peki Hint dizilerinin özellikleri neler? Benzerlikler çok fazla...
AZ DİYALOG ÇOK GÖZYAŞI
Hintli seyirci fazla diyalog sevmiyor.
Oyuncular bol bol ağlıyor. Kadının acı çekmesi dizilerin başlıca temalarından biri...
Mutlaka kötüler ve iyiler var.
Hep merak ederiz Batı’nın bizi ne kadar izlediğini. Bu konuda tatmin edici bir çalışmayı Fransız Görsel İşitsel İletişim Enstitüsü INA yapmış. Onun bir yan kuruluşu ‘Inatheque’ Fransa’daki belli başlı altı kanalın haber bültenlerini incelemiş. Haber bültenlerinde başka ülkelere ne kadar yer verildiğinin haritasını çıkarmış. Birleşmiş Milletler üyesi 197 ülkenin 151’i hakkında en az bir kere bültenlerde haber yapılmış. Bu 151 ülke arasında Türkiye 16’ncı sırada.
208 HABER YAPMIŞLAR
Fransa’daki 6 televizyon kanalının (TF1, France 2, France 3, Canal Plus, Arte ve M6) haber bültenlerinde Türkiye ile ilgili geçtiğimiz yıl yapılan haber sayısı 208. Dünya sıralamasında 16’ncı görünüyoruz.
ORTADOĞU’DA İKİNCİYİZ
Komşu ülkelere baktığımızda Suriye’den sonra (Bu arada Suriye dünya sıralamasında ABD’den sonra en çok haber yapılan ikinci ülke belirteyim!) bu bölgede en çok ilgi duyulan ikinci ülkeyiz. İran’la ilgili 118, Irak’la ilgili 54 haber yapılmış. Komşularımız Yunanistan’la ilgili 145 haber yapılmış. Bulgaristan’la ilgili hiç haber yok!
Seçim yaklaştıkça kanallara verilen cezalar artıyor. Gözler RTÜK’e çevriliyor. Cezayı RTÜK’ün verdiği algısı var. Oysa cezayı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) veriyor. YSK, seçim yasaklarından bugüne dek 51 raporu karara bağlamış. RTÜK de bunların 26’sında ihlal olmadığını belirtmiş. Cezaların çoğunluğu anketlerin künye okunmadan verilmesiyle ilgili.
RTÜK esneklik istiyor, YSK “Yok” diyor... İrfan Değirmenci’nin aldığı cezalar mesela. RTÜK’ün verdiği cezaların çapını burada hep yazdım. O ayrı.
Seçimle ilgili cezalarda söz sahibi YSK...
‘BOYNU BÜKÜKLER’ BİR NEVİ BAATTİN
Bizim evde pek seviliyor Baattin esprileri. Ben de takip eder oldum.
‘Boynu Bükükler’in havasını da Baattin’e benzetiyorum. ‘Boyunu Bükükler’; diziden çok, boş balonların espriyle doldurulması gibi. O zaman dizi olmuyor, ‘Baattin’in televizyon hali’ oluyor. Her an, kim ne komiklik yapacak diye ‘aportta’ bekliyorsun.
Şimdi ekşi sözlük takımı yine kızacak, ‘bu yaşlı adam yazıyor’ diye...
Cüneyt Özdemir, önceki gün ekrana gelen ‘5N 1K’ya şöyle bir giriş yaptı: “Kendisi ünlü bir işadamı; Fadıl Akgündüz. ‘Jet Fadıl’ lakabıyla tanıyanınız var. Öyle bir lakabı da kamuoyuna yerleşti (...) 5 haftada 60 bin kişiye satış yaptığını iddia ediyor. Eğer bu doğruysa bu bir rekor. Rekorun sahibi stüdyomuzda...”
Akgündüz’ün, Maldivler’de satın aldığı adada kurduğu devre mülkün satışını anlatan reklamlar tartışma yaratmıştı. Cüneyt Özdemir ağırlıklı bu konuyu konuştu konuğuyla. Niye bu başlığı attım. Gelin 1999 yılına gidelim.
10 TV KANALINA 2 MİLYON DOLAR
‘İmza, Türkiye’nin ilk dünya otomobili’ (Anadol sayılmıyor tabii ki!) sloganıyla hepimizi heyecanlandırmıştı. 29 Ekim 1999 akşamı ülkenin 10 televizyon kanalında birden, bu arabanın tanıtım gecesi vardı. 1 milyon 100 bin üretim düşünülüyordu.
Arabalar daha üretilmemiş ama hayaller satılmaya başlamıştı. Aralarında ATV, Show TV, Flash TV, TGRT’nin de bulunduğu kanallarda bu hayal, tam 2 milyon dolar karşılığında bizlere sunulmuştu.
Ev ahalisi konuşurken öğrendim ki ‘İmza’ hayalinin peşinden, akrabalardan biri de koşmuş, düğündeki takılarını satmıştı. O gece nice evlerde nice takılar, nice yastık altı altınlar gün