Sina Koloğlu

Dizilerin bol fragman dönemi başladı. Ürünü pazarlamak için önemli. Kısa bir tur atalım dedik.

Pek seksi ve kanlı

‘Ufak Tefek Cinayetler’in tanıtımında, “Kadınlar tek seferde öldüren şey yapmazlar. Onların uzun süre ızdırap çektirecek silahları vardır.” deniliyor ve ardından
bir topuklu ayakkabıyla, keskin bir bıçağın sesi geliyor. Öldüren cazibe hissi. O şeyler nedir, merak ettim doğrusu?

‘Kadın’ ağlatır mı?

Seslendirmesi etkileyici bir fragman, ‘Kadın’... Özge Özpirinçci, ‘Ben bu rolü oynarım’ diyor. Bennu Yıldırımlar’ın yer aldığı kare pek hoşuma gitti. Sophia Loren’in oynadığı ‘İki Kadın’ filmi aklıma geldi nedense. Özge Hanım’ın hali ve tavrından mı?

'Söz’, ‘İsimsizler’ ve ‘Kayıtdışı’... Pazartesi akşamı ekranda istihbarat, operasyon ve küresel güçler gecesi yaşanıyor. ‘İsimsizler’in özel kuvvetlerine şehir pek yaramadı galiba. ‘Söz’den, “Tezkere geçecek, Suriye’ye gireceğiz” mesajı verildi. Türkmen köylerine operasyon sahneleri pek ‘zayıftı’. Biz, Suriye görüntülerini haberlerde izliyoruz. Adı geçen köylere operasyon görüntüleri de verilmişti. Aslını takip etmiyorlar mı? Zaten en büyük sorunumuz bu aksiyon durumları. ‘Kayıtdışı’, dolu bir ekiple diziyi oturtmaya çalışıyor. Çekim tarafı tamam da, hâlâ senaryodan beklentiler karşılanmış değil. “Ne anlatmak istiyor?” sorusunun cevabı tam gelmiyor. Sürprizler mevcut ama o ‘Kayıtdışı’nın heyecanı hâlâ içimize işleyemiyor.

Ali Kemal’in babası kim?

‘Kayıtdışı’ndan bir ayrıntı... Ali Kemal, kardeşleriyle babalarının mezarı başında geçmişe gidiyor. “Ali Kemal, kardeşlerin sana emanet. Hayatta her şey olabilir. Onlara sen sahip çıkacaksın” sesi duyuluyor. Babanın omuzlarını görüyoruz. Ali Kemal, iki kardeşi Nejat ve Esra’ya sarılıyor. Masanın üzerinde pankartlar, duvarda ‘Bu İş Yerinde Grev Var’. Baba, 12 Eylül öncesi sendikacılardan ve muhtemel solcu. Tahminim, siyasi bir cinayete

"Yeni başlamış bir bakalım” dedik ev ahalisiyle. Sonra izlediğimizi fark ettik ‘Cennet’in Gözyaşları’nı... Atv’nin yeni dizisi. Senaryo, orijinal iskeleti bizim mahalleyle iyi uydurmuş. Morfin niyetine, damardan bizlere zerk edilmiş temaların hepsi mevcut. Bir mimarlık şirketi ve tüm ortakların geçmişinde bir ‘vukuat’ var. Arzu Soyer (Esra Ronabar) mesela bir çocuk doğurmuş, sonra onu terk edip gitmiş. Yıllar sonra zengin Mahir’in karısı, ünlü ve hırslı bir iş kadını olmuş. Karşısına işte o doğurduğu kız yani Cennet (Almila Ada) çıkıyor. Sonradan olan ikinci kız Melisa (Zehra Yılmaz) ile Cennet aslında kardeş. Seyirci ‘bakalım ne olacak?’ diye merak etmeye başlıyor. Arzu, geçmişte sakladığı gerçekle mutlaka yüzleşecek. Peki ne zaman? Eşi Mahir’in (Hazım Körmükçü) ise Özlem (Ebru Destan) adında bir sevgilisi var. Özlem, mimarlık şirketinin diğer ortağı Cengiz Arısoy’un (Şencan Güleryüz) kız kardeşi. Buradan nasıl bir olay patlayacak?

Cengiz Bey, geçmişin izini silemeyen eşi Nilgün’den (Çiçek Acar) sıkılır ve mutluluğu iş ortağı Arzu Hanım’da arar. Hadi bakalım bir de buradan yakın durumu! Bitmedi, Arısoy Ailesi’nin yakışıklı ve yetenekli mimarı Selim (Berk Atan) de aslında

Ertem Şener, yapım şirketi kurmuş. Yabancı iki formatın Türkiye’deki yayın hakkını almış. Bunlardan biri ‘Extra Mile’. Boşanmış çiftler, bir adada çocukları için yarı-şıyor. Diğer programın adı, ‘Boom’. Kanallarla görüşmeler başlamış. Bu iki formatın uyarlamasını Şener kendisi yapacak.

Perihan Savaş’ ın fobisi neydi?

NeuroFormat, beynin başarı ve mutluluk için yeniden formatlanması anlamına geliyor. Konunun ülkemizde şöhret olan ismi Barış Muslu. Muslu, ‘1AN TV’de ‘Kırmızı Koltuk’ programında, “Perihan Savaş’ın 35 yıllık uçak fobisini bitirdik” dedi. Muslu’yu sadece ekranda görebilirsiniz. Randevu alıp, “Beni de iyileştir” diyebilmenin mümkün olmadığı söyleniyor.

Dizilerde pikap modası

Moda, ‘demode’ olanın tekrar hatırlanmasıdır. Pikaplar ve plaklar artık revaçta. Kasetler bile tekrar dönebilir. Dizilerimizde dikkat ettim, millet pikap çalar oldu. ‘Dolunay’da bol bol Ferit Yaman’ın malikânesindeki plak koleksiyonu ve pikap görülüyor. Nazlı’ya “Kapat gözlerini öyle dinle” dediği sahne vardı. Bill Baylis and Simon Stewart’ın ‘You’re Special’ adlı şarkısı olduğunu tesadüfen, dizisin.com’da Sinem Özcan imzalı yazıda öğrendim. Biz başkasının ‘fikrini çalmayız’, icabında söyleriz.

‘Savaşçı

Ev ahalisinin dikkatini her an ‘zorunlu’ olarak izleyicinin karşısına çıkan kamu spotları çekti. Sigara milat olmuştu. Sonra her bakanlık ve vakıf ‘kamu spotu’ yayınlamaya başladı. Valla sektör oldular. Eğitmek, uyarmak tamam da bizde bu iş abartıldı. Ekranda, reklam gibi kamu spotlarının oranı nedir, merak ettim. Geçtiğimiz ağustosta ürün reklamlarının ekranda aldıkları süreyle ilgili rakamlar geldi. 95 ürün arasında, iki kalem dikkat çekiyordu. Kamu kuruluşları, vakıf ve dernekler... Kamu kuruluşları, 299 bin 984 saniyeyle 90 reklam ürününü geçiyor. Vakıf ve dernekler, 337 bin 448 saniyeyle 91 ürünü geçiyor. İkisi de aslında ‘kamu yararı olduğuna karar verilen bilgilendirici ve eğitici nitelikteki film’ kategorisine giriyor. Toplamda, bütün reklam ürünlerinden daha fazla ekranda yer alıyorlar. Amaç, toplumu eğitmek mi?

‘Çarkıfelek’ devam edecek

Mehmet Ali Erbil’in ‘Türk Malı’ndan kovulduğu yazıldı. ‘Çarkıfelek’in de tehlikede olduğu söylendi. Erbil, bu sezonun son ‘Çarkıfelek’ programını sundu. Duyduğum, bir aksilik olmazsa seneye de Star TV’de izleyiciyle buluşacak.

‘Günü değişiyor, karar sonra’

‘Söz’ün yeni sezon ilk bölümünde Cihan Ünal, Türkiye üzerinde oyun oynayan küresel güçleri temsil eden Büyük Bey ve Bahar’ın babası karakterine hayat veriyor. Küresel güçlerin elemanlarıyla toplantı sahnesi vardı. Masada, “3.5 milyon insan toprağımıza göçtü. Şimdi İdlib’i dizayn ediyoruz. En az bir milyon oradan gelecek. Artık işimiz çok kolay” diye konuşuldu. Bilmem anlatabildiler mi?

‘EDHO’dan ‘Baba’ya gönderme mi?

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ yeni sezona bomba gibi bir giriş yaptı. Projeyi, ‘mafya dizisi’ diye eleştiriyorlar. Onların dünyasını ve ilişkilerini oya gibi işlenmiş diyaloglar eşliğinde bize gösteriyorlar.

Hızır Çakırbeyli karakteri, bir kahraman olarak sunulmuyor. Öyle görenler varsa yanılıyor. Sonuçta silahların konuştuğu, hatta ne kadar masum gösterilse de silah ticaretinin yapıldığı bir dünya. Dizi, etkili bir giriş yaptı.

Ece Hakim, yurt dışında önemli bir üniversiteyi burslu kazandı. Gidişi ‘şanlı olsun’ istediler ve doğrusu da buydu. Zeyno babasının kollarında, izleyeni çarpan sahneleriyle veda etti. Akla ister istemez ‘Baba 3’ filminden bir sahne geldi. Michael Corleone’nin kızı, babasının gözleri önünde vurularak öldürülmüştü. Mafya çocuklarının sonu bu mu?

E

FOX’un yeni dizisi ‘Kayıtdışı’, ilk yarısı hızlı ve baskılı futbol oynayan, ikinci yarı ise maçı idare eden bir futbol takımı gibiydi. İlk bölümü, ‘klip çekilmiş’ duygusunu fazlasıyla bizlere hissettirdi. Kameranın ayrıntılara girmesi çok hoş, tekrar edildikçe “Bu kadar da yeter” dedirten kareler vardı. Dikkatimi çeken, bu projeye “Motor” diyen yönetmenle, başrol arasındaki geçmişe dayanan söylentilerin garipliğiydi.

‘Paramparça’nın da yönetmeniydi Cevdet Mercan. (Diziyi zirveye taşıyan isim)
Yapımdan ayrıldı. Projeyi bırakan bir başka isim de Nurgül Yeşilçay, Ayşe Arman’a
verdiği röportajda bir soruya şu cevabı vermişti; “Bu dizinin (‘Paramparça’) dünyasını
kuran gerçek yönetmenimiz, bu olanlara katlanamadı ve geçtiğimiz sene ayrıldı. Sonradan gelen genç yönetmen arkadaşı da, erkek başrol oyuncusu yönetiyor! İşin aslı bu. Erkan Petekkaya ne söylese, yönetmenimiz gülüyor, kabul ediyor ve onaylıyor.”

Baktık, ‘Kayıtdışı’ndaki yönetmen ‘olanlara katlanamayan’ Cevdet Mercan. Başrolde ise, Erkan Petekkaya. İzlerken kim haklı diye düşündüm; yönetmen mi, Petekkaya mı, Nurgül Yeşilçay mı? Yoksa hiçbiri mi? ‘Kayıtdışı’ yani.

İki koruması da dizide

Kırmızı Koltuk’ özel televizyonun özeti gibi... 1AN TV’de görünce eski günlere gittim. Programı şimdi Ekin Olcayto sunuyor. Eh kendisi de özel televizyon tarihi gibidir. 1993 yılından bu yana radyo ve televizyonlardan eksik olmamıştır. Şöyle bir ‘Kırmızı Koltuk’ gezintisi yapalım. Bakalım neler olmuş?

16 yıl Star TV’de...

Program 1990 yılında başlayıp, 2006’ya kadar Star TV’de ekrana geldi. 16 yılda 502 program. Yani ülkemizin önemli 502 ismini ağırladı. Yapımda, kızanlar, çanak sorular ve muhalefet oldu. Objektif, subjektif ne varsa bulundu. Ama o koltuk, her daim kırmızı kumaşı dikilerek stüdyoya geldi.

27 isim sundu

Programı 27 kişi sundu. Kimler yok ki? Ahmet Altan-Neşe Düzel’le başladı. Engin Ardıç, Meriç Köyatası, Şevket Okant, Ardan Zentürk, Mehmet Ali Yula, Osman Balcıgil, Esra Zeynep, Fatih Güllapoğlu, Ümit Aslanbay, Işın Gürel, Esen Ünür, Feyzi Hepşenkal, Emin Varol, Tülay Ünal Öçten, Can Ataklı, Özlem Gürses, Erdoğan Aktaş ve Nazlı Çelik... Ümit Aslanbay ile Işın Gürel en uzun sunan iki isimdi. Toplam üç yıl... Ortalamaçift sunucuyla, 1 ay ile 11 ay arasında sunucu değişmiş. Can Ataklı-Özlem Gürses’le, Erdoğan Aktaş-Nazlı Çelik’le birlikte birer ay sunmuşlar.

MELİHA OKUR

TV yı