Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye ile ABD arasında Kobani konusunda son gerçekleşen mutabakat için zoraki bir işbirliği diyebiliriz.
En azından Türk tarafı için durum bu. Açıkçası, Ankara’nın bu anlaşmayı canı gönülden kabul ettiğini söyleyemeyiz. Şartlar öyle gerektirdiği ve hükümet çok sıkıştığı için, öyle oldu...
Ankara önceki gün Obama yönetiminin Kobani konusunda iki eş zamanlı girişimiyle karşı karşıya kaldı. Birincisi, haftalardan beri Kobani’de savaşan PYD’lilere havadan silah ikmali yapılması. İkincisi de Iraklı Kürt peşmergelerin Türk topraklarından geçişlerinin sağlanması...
Birinci konuda, ABD PYD’ye silah yardımını yapmaya kararlıydı. Aksi halde PYD’li savaşçıların daha fazla dayanması mümkün olmayacaktı.
Ne var ki hükümetin PYD’nin silahlandırılması konusundaki tutumu açık. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyişiyle, Ankara’nın bir terör örgütü olarak gördüğü PYD’ye silah verilmesine kesinlikle karşı. Ve kimse Türkiye’yi bu fikrinden vazgeçiremez... Dolayısıyla, bu konuda Türkiye, ABD’nin yaptığından hiç hoşnut değil. Bu meselede temel görüş ayrılığı devam ediyor. Türkiye PYD’ye Kobani’nin savunması için verilen silahların, örgütün ortağı olan PKK’nin eline düşmesinden endişeli. ABD’nin şu andaki önceliği ise PYD’nin IŞİD’e karşı savaşabilmesini sağlamak...

“Evet”in nedeni
Türkiye’de Iraklı peşmergeler için bir koridorun açılması konusuna gelince, açıkçası, Ankara bazı tereddütlerine rağmen, buna razı oldu. Bunun da çeşitli nedenleri var. Bir kere Ankara Erbil ile iyi ilişkiler içerisinde. Barzani’ye bağlı güçlerin Kobani’ye gitmesi, bölgenin savunmasının tamamen PYD’ye bırakılmamasını ve IŞİD’e karşı mücadelenin daha geniş tutulmasını sağlayacak. Kaldı ki Türkiye’nin koalisyona böyle bir katkıdan kaçınması, ters karşılanacaktı...
Türkiye’nin peşmerge koridoruna “evet” demesi, Erbil ve Washington başta olmak üzere, koalisyon merkezlerinden çok iyi karşılandı. Kuşkusuz bu Barzani yönetiminin de etkinliğini artıracak, ayrıca Kürt savaşçılarının da moralini yükseltecek ve de IŞİD’in önünü kesecek.

Şartlar ne oldu?
Türkiye’nin koalisyona bu katkıyı yaparken, işin başından beri ısrarla üzerinde durduğu şartların ne ölçüde karşılandığı veya karşılanacağı belli değil.
Ankara’da yapılan bütün resmi açıklamalarda şunlar söyleniyordu: Suriye’de, sınır bölgesinde uçuşa yasak bir bölge ve bir güvenli bölge kurulması şart... Ayrıca IŞİD’e karşı savaş yetmez, terör sorununun kökünden halledilmesi için Esad rejiminin sonlandırılması da şart... Türkiye’nin sırf Kobani’ye odaklanan koalisyona aktif destek vermesi, bu koşulların kabul görmesine bağlı...
Açıkçası, son gelişmelerde Ankara’nın beklentileri doğrultusunda açık bir işaret görülmüyor. Uçuşa yasak ve güvenli bölgeler konusu uluslararası platforma gelmiş değil. Bu yönde bir hareket yok... Aynı şekilde Esad rejiminin saf dışı edilmesi yönünde de en ufak bir faaliyet yok.
Anlaşılan, Türkiye bu isteklerini kabul ettirmekte daha bir hayli zorlanacak...