Cumhuri- yetçilerin ara seçimlerdeki zaferinden sonra, Başkan Barack Obama’nın “topal ördek” durumuna düştüğünü düşünen gözlemciler var.
“Topal ördek” (İngilizcesi “lame duck”) Amerikan siyasi lisanında kullanılan bir deyim. ABD Başkanı, Beyaz Saray için yapılan seçimlerden sonra, koltuğunu yeni seçilen halefine devredinceye kadar, 4 ay süreyle görevine devam eder. Ancak bu arada karar yetkisini tam kullanamadığı için, “tek ayak üstünde” duran bir ördek misali, kendisine bu sıfat verilir.
Salı günü yapılan seçimlerde, Cumhuriyetçiler Kongre’nin iki kanadını, yani Senato ve Temsilciler Meclisi’ni de hâkimiyetleri altına almayı başardılar.
Demokratların bu yenilgisi üzerine, Başkan Obama -“topal ördek” misali- “tek ayak” üzerinde durmak zorunda. Çünkü Kongre’de, başında bulunduğu Demokrat Parti’nin çoğunluğu yok artık.
Böylece Obama, başkanlık görevini sürdüreceği 2016 yılına kadar genelde Kongre desteğinde yoksun, Beyaz Saray’daki “yalnız adam” durumunda olacak.
Bunun anlamı da şu: Obama bundan sonra politikalarını belirlediği gibi rahatça sürdüremeyecek, zaman zaman Kongre’nin muhalefetiyle karşılaşacaktır.
“Cüzdan” meselesi
Aslında Demokrat Parti’nin gerilemesinin ve özellikle yıllardan beri Senato’da sahip olduğu hâkimiyeti Cumhuriyetçilere kaptırmasının çeşitli nedenleri var. Ama en önemli neden, Barack Obama’nın halk arasındaki eski popülaritesini ve güvenini kaybetmiş olmasıdır.
Buna dayanarak Cumhuriyetçiler, zekice bir taktikle, bu ara seçimlere Obama için bir nevi referandum havasını verdiler.
Peki, görevinin başında “değişim” sloganıyla halkına büyük şeyler vaat eden Başkan, neden o umutları ve güveni kaybetti?
Bu nedenlerin başında ekonomi geliyor. Birçok demokraside olduğu gibi, ABD’de de seçmen oyunu “cüzdan”ına, yani yaşam koşullarına göre kullanır. Gerçi Obama’nın ekonomiyi düzeltmekteki performansı gayet iyi. Kâğıt üstünde veriler ve rakamlar önemli ilerlemeler gösteriyor. Ama birçok Amerikalının “cüzdan”ına göre, bu rakamlar ihtiyaçları ve beklentileri karşılamıyor.
Oysa Obama yönetimi gerçekten ekonomi ve sosyal alanda cesur reformlara girişti. Örneğin sosyal sağlık hizmetlerinde olduğu gibi. Ama öte yandan söz verip yapamadıkları veya bir kısım seçmenlerin karşı olduğu işler de var.
Dış politikada da Obama Irak’tan askerini çekti, Afganistan’dan da çekiyor. Ortadoğu’ya asker göndermiyor. Amerikan halkının geniş kesimi bundan memnun. Ama Cumhuriyetçiler Obama’nın dış politikasını zayıf ve etkisiz buluyor.
“Mesaj” alındı
Sonuçta seçmen Obama’dan istediğini veya beklediğini bulamadığını bu ara seçimde gösterdi. Obama da açıkça “Evet, mesajı aldım” demek zorunda kaldı.
Şimdi mesele iktidardaki kalan iki yılda ne yapacağıdır. Kendisi yeni Kongre ile sıkı işbirliği kuracağını söyledi.
ABD’deki siyasi pragmatizm şimdiye kadar Başkan ile muhalif Kongre’nin temel meselelerde uzlaşmayı mümkün kıldı. Yönetim böylece iki ana akımın birlikte belirlediği orta yoldan gidebiliyor.
Bakalım Başkan Obama kendisine muhalif bir Kongre’ye rağmen fazla “topallamadan” yoluna devam edebilecek mi?