Akçakale olayından sonra Türkiye’nin yaptığı sert uyarılara ve misillemelere rağmen, Suriye’nin hâlâ Türk topraklarına top mermileri yağdırmasının anlamı nedir? Beşar Esad ne yapmak istiyor? Ve en önemlisi, Suriye’nin bu kışkırtıcı askeri eylemleri böyle devam ederse, Ankara Esad’ın ordusuna karşı topyekün bir savaşa girişecek mi?
Şu sırada Suriye ile sınır bölgesinde, “sınırlı bir savaş” halinin başladığı açık. Bu aynı zamanda bir “sinir savaşı”...
Esad’ın ordusu isyancıları “temizlemek” uğruna, ağır silahlarının namlularını Türkiye ile sınır istikametinde tutarak bombaların Türk topraklarına düşmesinde sakınca görmüyor. Türkiye’nin “sınır ihlalini” aşan bu sürekli provokasyonlara karşı “misli ile” misillemede bulunması dahi, Şam diktatörünü henüz yola getirmiş değil.
Akçakale olayından sonra Suriye ordusunun sınıra yakın 10 kilometrelik bölgede bu tür top atışlarını durduracağı söylenmişti. Şimdi bunun boş bir beklenti olduğu anlaşılıyor.
O halde Esad bunu neden yapıyor? Amacı nedir? Bir olasılık, Türkiye’yi topyekün bir savaşa çekmektir. Diğer bir olasılık ise sınır bölgesindeki isyancıları yok etmek ve Türkiye’yi de savaşçıları desteklemekten vazgeçirmektir.
Herhalde Esad içinde bulunduğu kritik durumda Türkiye ile bir savaş isteyecek kadar çılgın olmasa gerek. Ama muhaliflerini yok etmek pahasına, Türkiye ile sınır bölgesinde “sınırlı” birkaç çatışma riskini almış olabilir.
Ne var ki bu risk, bütün hesapları altüst edecek yıkıcı bir savaş boyutunu alabilir.
Bu Türkiye’nin de şimdi sınır bölgesinde olanların ötesinde topyekün bir savaşı göze aldığı anlamına gelir mi? Resmi beyanlar Ankara’nın bunu istememekle birlikte buna hazır olduğunu gösteriyor. Hükümetin elinde şimdi tezkere de var...
Esad’ın amacı ne olursa olsun, eğer Suriye’den Türk topraklarına mermiler, bombalar yağmaya devam edecekse, hükümetin sadece “sınırlı misillemeler” ile yetinmeyeceği söylenebilir. O zaman TSK çok daha geniş ve etkin operasyonlara girişmek zorunluluğunu duyacaktır.
Bu bakımdan önümüzdeki birkaç gün içinde sınır boyunca arazideki durum, belirleyici olacaktır.
Hükümetin beklentisi, Suriye ordusunun sınır bölgesindeki atışlarını durdurmasıdır. Diğer bir deyişle amaç, belirli genişlikte bir güvenlik şeridinin oluşturulmasıdır. O zaman sınıra yakın Türk kasaba ve köylerinde hayat normale dönebilecektir.
Ama bu, aynı zamanda Özgür Suriye Ordusu’nun bölgeye hâkim olmasını ve buradan eylemlerini rahatça sürdürmesini mümkün kılacaktır.
Hükümetin daha baştan Suriyeli muhalifleri örgütlemeye ve savaşçılara ihtiyaçları olan desteği sağlamaya yönelik bir politika izlediği bilinen bir gerçektir. AK Parti iktidarı, Esad rejiminin mutlaka devrilmesi için bu stratejinin sürdürülmesini zaruri görmüştür.
Beşar Esad halk ayaklanmasına karşı zalimane davranırken, hâlâ terörist diye nitelendirdiği direnişçilerin arkasında Türkiye’yi görmüştür. Açıkçası sınırdaki son olaylar da, direnişçilere verilen desteğin bir sonucudur.
Ankara ile Şam arasındaki krizin tırmana tırmana nerelere geldiği ortada. Türkiye başta Suriye’de “Arap Baharı” doğrultusunda demokratik bir değişim ve dönüşüm isterken, uyguladığı strateji onu iç savaşın adeta bir tarafı olarak görünmesine yol açmış, son olarak da iki ülkenin ordularını karşı karşıya getirmiştir.
Bu noktada “Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkacak mı” sorusuna verilecek yanıt şu: Mantıken, aklı başında kimsenin istemediği böyle bir savaşın çıkmaması lazım. Ama bunun için “sinir savaşı”nın ve hele “sınırlı çatışmalar”ın bir an önce durması şart.