Ankara’daki son menfur terör saldırısının dış dünyaya yansımaları bundan öncekilerin bir tekrarı gibi gerçekleşti: Dost -ve hatta dost olmayan- ülkelerin liderlerinden başsağlığı ve sempati mesajları yağdı, bu arada eylemi şiddetle kınayan ve terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer aldıklarını belirtenler oldu...
Bu olayla Türkiye bir kez daha dünya medyasının odak noktası haline geldi. Habercilik açısından bu normal ama bu maalesef istikrarsız bir ülke imajı yaratıyor...
Şu bir gerçek ki Türkiye çok boyutlu terör saldırılarının hedefi olmuş durumda. PKK’dan IŞİD’e ve farklı isimler altındaki diğer terörist gruplar bu platformda eş zamanlı olarak faaliyetteler...
Türkiye’nin içinde bulunduğu hassas coğrafya bu mücadeleyi daha da zorlaştırıyor. Suriye başta olmak üzere Türkiye’nin etrafındaki iç savaşların ve dış güçlerin desteklediği militan grupların eylemlerinin etkisi Türkiye’ye kadar uzanıyor.
Sıkça duyulan bir söz, Suriye’de “bataklık” kurutulmadığı sürece, yani bu sorun çözümlenmedikçe, Türkiye dahil, Suriye’nin dışına taşan terörün de önlenemeyeceğidir. Bütün mesele, bataklığın nasıl kurutulacağıdır.
Yeni bir adım
Uluslararası camia bu arayışın içinde dün yeni bir adım attı. BM temsilcisi De Mistura taraflarla “mekik diplomasisi” turlarını başlattı.
Bu yeni süreçte bir ilerleme olabilecek ve sonuç alınabilecek mi?
Bu kez görüşmeler nispeten daha müsait bir atmosferde yapılıyor. Beş yıldan beri Suriye’de ilk kez (bazı ihlallere rağmen) bir ateşkes durumu var. İşgal veya muhasara altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılabiliyor...
Diğer pozitif bir gelişme de barış müzakereleri konusunda ABD ile Rusya’nın hemfikir ve kararlı olmalarıdır. Eskiden bu yoktu ve başlıca engel de buydu.
Eski terane
Ama... Dün başlayan görüşmeler hakkında iyimser olmayı zorlaştıran başka faktörler var. Suriye daha masaya oturmadan “Esad’ın geleceğini görüşmeyiz, buna halkımız karar verir” dedi. Muhalefete göre ise, görüşülecek “geçiş süreci’nde Esad’ın yeri olamaz”...
Hasılı, dönüp dolaşıp, gene baştaki pozisyona dönüldü. Yani çözüm Esad’lı mı, Esad’sız mı olacak konusu hâlâ gündemin birinci maddesi.
Bu şartlarda De Mistura’nın geçiş süreci ve çözüm şartlarıyla ilgili bir uzlaşma sağlaması çok zor.
Peki Cenevre’den bu kez de bir sonuç çıkmazsa ne olacak? Dün De Mistura basın toplantısında bu sorunun yanıtını tek kelimeyle verdi: “Savaş”...
Oysa bunun iyi bir alternatif olmadığı, Suriyelilere sadece felaket, Türkiye gibi komşularına da dert getirdiği açık...