Önümüzdeki saatlerde bir terslik çıkmazsa, Suriye’de “çatışmaların durması” konusunda ABD ve Rusya arasında varılan ve ilgili taraflarca da kabul edilen anlaşma yarın yürürlüğe giriyor.
Bundan sonra bütün dünya Suriye’de savaşan tarafların ve onların arasındaki güçlerin bu anlaşmaya ne kadar uyacaklarını merakla ve dikkatle izleyecek.
Açıkçası herkes Suriye’de nihayet silahların susması noktasına erişilmesinden memnun olmakla beraber, “geçici” olarak nitelenen bu ateşkesin ne kadar uygulanacağı konusunda oldukça kuşkulu.
Bu “geçici çatışmasızlık” anlaşmasının başlıca özelliği, savaş alanındaki aktörlerin bir kısmını buna dahil etmesi, bir kısmını da bunun dışında tutmasıdır. Buna göre IŞİD, El Nusra ve BM kararında terörist olarak nitelenen örgütlere karşı ateş kesilmeyecek. Buna karşılık örneğin Esad’ın ordusu ile çeşitli muhalif güçler o geçici süre içinde birbirleriyle çatışmayacaklar...
Farklı yorumlara müsait olan bu şartların “sahada” nasıl ve ne ölçüde yerine getirileceği şimdilik büyük bir soru işareti...
Memnun ama kaygılı
Bu gelişme Suriye’deki savaşa dolaylı şekilde bulaşan bir ülke olarak Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Suriye’de silahların susması Türkiye açısından da sevinilecek bir gelişme. Komşu ülkenin barış yolunda bu ilk adımı atması çok önemli. Bu, her şeyden önce Suriye’den yeni göç dalgalarını önlemiş olacak, mültecilerin “sınırın öbür tarafı”nda barındırılmasına (bir nevi güvenli alanın oluşmasına) imkân verecek.
Buna karşılık Türk hükümet yetkililerinin ateşkese temkinli, hatta endişeli bakmasının nedenleri de var. Başlıca neden de YPG ile ilgili. Kürt örgütü ateşkes anlaşmasının kapsamının dışında kalıyor. Zira ne ABD ne Rusya -ne de başka aktörler- Türkiye’nin aksine YPG’yi bir terör örgütü olarak görmüyor.
Sorunun parçası
Bu durumda YPG -“cihatçı” gruplar gibi- bir hedef olmadığı gibi, kendisi isterse örneğin IŞİD’e karşı savaşını sürdürebilir.
YPG bunu yapmak isteyecek mi, bilemeyiz. Örgüt ateşkese uyacağını açıklamakla yetindi.
Ama Türkiye ne yapacak? Örneğin obüs atışlarını sürdürmek isteyecek mi? Bu ateşkesin ihlali sayılabilir. Ne var ki Başbakan Davutoğlu dün açıkça söyledi: Bu anlaşma Türkiye’yi bağlamaz. Güvenlik söz konusu olunca, Türkiye gerekeni yapar...
Kısacası, YPG sorunu bu kez ateşkes konusunda bir yanda Türkiye, diğer yanda ABD, Rusya ve başka aktörler arasında ciddi bir uyuşmazlık yaratabilir.
Oysa Türkiye’nin Suriye krizinin bu aşamasında, ateşkes sürecinde, sorunun değil, çözümün bir parçası olması gerekir...