Alman parlamentosunun “Ermeni soykırımı” tasarısını iki fire dışında oybirliğiyle kabul etmesinin nedenini anlamak gerçekten çok zor.
Kararı destekleyen çeşitli partilere mensup milletvekillerinin kendilerine göre argümanları ve gerekçeleri var tabii. Ancak bu görüşlerin ne kadar rasyonel olduğu büyük bir soru işareti.
Bundestag’ın durup dururken bu kararı alması için bir vesile ortaya çıkmış değil. 1915 olaylarının 100. yıldönümü ve de her yıl anılan 24 Nisan tarihi geride kaldı. 100. yıldönümü sırasında, benzer bir tasarıyı meclise getirme girişimi, Türk-Alman ilişkilerinin selameti düşünülerek askıya alınmıştı.
Peki, şimdi ne oldu? Herhangi bir vesile olmadan, tasarı meclisin gündemine geldi. Almanya’da bu girişimi körükleyecek (Fransa gibi) bir Ermeni Diasporası veya (ABD gibi) güçlü bir Ermeni lobisi yok...
Üstelik bu çıkış, Almanya’nın özellikle mülteci akını nedeniyle Türkiye’nin yardımına ihtiyaç olduğu bir zamanda yapıldı ki bu da ayrı bir hata...
Hep aynı nakarat
O halde Alman parlamenterler neden böyle hareket ettiler?
Alman analistlerden değişik argümanlar ve gerekçeler duyuyoruz.
Yaygın görüş -Almanya’nın kendi yakın tarihi için yaptığı gibi- Türkiye’de “geçmişteki hatalarla yüzleşmesi” gerektiğidir.
Bunun aynı zamanda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine katkıda bulunacağı öne sürülüyor.
Bu gerekçe, durup dururken şimdi neden böyle bir karar alındığını izah etmez. Ayrıca kararın Ankara-Erivan ilişkilerine yardımcı olacağı görüşünü sakatladığı, daha önceki deneyimlerle sabit...
Kısacası, bu karar için ileri sürülen iyi niyetlere inanmak saflık olur. Olsa olsa bunu diğer birçok ülkede olduğu gibi Almanya’da da yaygınlaşan “Ermeni soykırımı saplantısı”na atfetmek daha doğru olur...
Kararda iç politika faktörleri de rol almış görünüyor. Bu da “ucuz popülizm”in bir göstergesi...
Yeni strateji gereği
Alman parlamenterleri bu tür kararların kimseye bir şey kazandırmadığını herhalde zamanla anlayacaklardır. Nitekim şimdiye kadar 20’den fazla ülkede parlamentoların aldığı benzer kararlar neyi değiştirdi?
Bu tür kararların Türkiye’yi öfkelendirdiği ve sıkıntıya soktuğu bir gerçektir. Ankara böyle hallerde artık klişeleşmiş tarzda tepki gösteriyor. Alınan tedbirler, verilen karşılık ikili ilişkileri bozuyor. Bu ilişkilerin düzelmesi zaman alıyor...
Aslında bu tür çıkışların önünü kesecek yeni stratejilere ihtiyaç vardır. Açıkçası, şimdiye kadar denenen tepkisel hareketler benzer durumları frenleyemediğini gösteriyor. Şimdi kafaları daha değişik ve daha etkin stratejiler belirlemek için zorlamak lazım...