Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türk diplomasisine getirdiği “komşularla sıfır sorun” kavramı, iki-üç yıl öncesine kadar iyi gelişiyordu. Gerçekten Türkiye’nin komşu ülkelerle, uyuşmazlıkları gideriliyor, ilişkileri düzeliyordu.
Suriye ile adeta bir balayı dönemi yaşanıyor, Irak‘la sıkı bağlar kuruluyor, İran‘la işbirliği geliştiriliyordu. Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleriyle, ayrıca İsrail ile de ilişkiler iyi gidiyordu. Yunanistan ile, Ege ve Kıbrıs ile ilgili anlaşmazlıklara rağmen, bir dostluk havası oluşuyordu. Nihayet Ermenistan ile de normal ilişkilerin kurulması için anlaşmalar imzalanıyordu...
Ne var ki son zamanlarda işler ters gitmeye, bu politika başarısızlığa uğramaya başladı. Suriye’den Irak’a, İran’dan Mısır’a, İsrail’den Ermenistan’a kadar çeşitli bölge ülkeleriyle ilişkiler bozuldu veya koptu; sonuçta da “sıfır sorun” kavramı ağır bir darbe yedi.
Hatalar ve yeni ayar
Bu politikanın başarısızlığa uğramasında kuşkusuz bölgede Arap Baharı’nın yarattığı yeni şartların ve bazı ülkelerin farklı davranışlarının rolü var. Ama hükümetin hatalarının da bunda payı büyük...
Bu politikada karşılaşılan başarısızlıkların ve sıkıntıların başlıca nedenlerini şöyle özetleyebiliriz: Bu ülkelere ve liderlerine karşı çok sert ve yakışıksız bir dil kullanılması, müdahaleci bir tavır alınması, açıkça taraf tutulması, ideolojik eğilimler ve refleksle hareket edilmesi...
Sonuçta bu üslup ve yaklaşım, birçok komşu ülke ile ilişkileri “sorunlu” hale getirdiği gibi, Türkiye’yi de uluslararası camiada da “yalnızlığa” ve hatta dost ve müttefikleri ile sürtüşmelere itmiştir.
Nitekim Dışişleri Bakanı dahil, hükümet yetkilileri bunun farkına varmış olacaklar ki, son olarak dış politikayı bir “revizyon”a tabi tutmak ve yeni duruma göre bazı “ayarlamalar” yapmak ihtiyacını duymuşlardır.
Şimdi yeni bir yaklaşımla tekrar “komşularla sıfır sorun” politikasına dönmek için birtakım adımlar atılıyor.
Irak’la ilgili yeni tutum bunun açık bir göstergesi. Ankara Irak’taki rejime karşı 2 yıl boyunca güttüğü müdahaleci, taraflı ve duygusal politikasını değiştirdi, Maliki yönetimine zeytin dalı uzattı. Bu sayede şimdi Türk-Irak ilişkileri normalleşmeye doğru gidiyor.
Bu arada Türkiye, direkt sınırdaşı olan Irak Kürdistan’ı ile de ilişkilerini ilerletiyor. Bu “sıfır sorun” yönünde paralel gelişen iki olay. Ancak bunu devam etmesi için iki tarafla da ilişkileri dengeli ve dikkatli şekilde yürütmek gerek.
O kadar kolay değil
İran’la da ilişkiler, özellikle Tahran’daki iktidar değişikliğinden sonra -sorunlar sıfırlanmasa da- giderek düzeliyor.
Ankara’nın Mısır politikasında da bir yumuşama görülüyor. Yetkililer hoşlanmasalar da Kahire’deki askeri yönetimi sürekli karşısına almaktan vazgeçmiş durumda...
Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi için yeni fırsatlar var. Ama açıkçası bu Dağlık Karabağ sorununun halli şartına bağlı kaldığı sürece bunun gerçekleşmesi zor...
Suriye‘ye gelince, durumun nasıl gelişeceği belirsiz. Esad gitmedikçe Şam ile ilişkilerin düzelmesi imkânsız. Sınır bölgesine sonunda kimin hâkim olacağı belli olmadan da bu komşu ile ilişkileri “sıfır sorun” zeminine oturtmak da bir hayal...