Rusya’nın Suriye’de son haftalarda askeri varlığını güçlendir- mesinden sonra bazı hava operasyonlarına girişeceği söyleniyordu. Ne var ki önceki akşam ilk saldırının gerçekleşme şekli Rusya’nın yeni stratejisinin amaçları üzerinde bir dizi soru işaretine yol açtı.
Bir kere Rusya Humus bölgesinde hava harekâtını başlatmadan sadece bir saat önce Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’ndeki askeri ataşeye -sanki sıradan bir olaymış gibi- bildirmekle yetindi. Oysa öylesine önemli bir kararı, özellikle ABD ve koalisyon savaş uçaklarının da Suriye hava sahasında cirit attığı bir dönemde, daha “münasip” şekilde verebilirdi. Kaldı ki BM toplantıları vesilesiyle New York’ta bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Amerikalı mevkidaşı John Kerry’ye bildirmesi beklenirdi... Bu davranış dahi, Rusya’nın kendi inisiyatifini istediği tarzda kullandığını gösteriyor.
İkinci gariplik de Lavrov’un daha sonra yaptığı açıklamada hava bombardımanının hedefinin IŞİD olduğunu söylemesidir. Operasyonu izleyen Batılı istihbaratçılar, o bölgede IŞİD’in bulunmadığını ve saldırıda Esad rejimine karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) hedef alındığını bildirdiler. Esad’ın Rusya’dan “terörist” hedeflerin bombalanmasını istediği açıklandı ki onun gözünde bütün muhalif güçler “terörist”... Oysa Rus uçaklarının vurduğu söylenen ÖSO, ABD ve müttefiklerinin desteğine sahip...
Batı’yı zorluyor
Bu durum, Rusya ile Batı arasında hava operasyonları konusunda bir iletişim ve eşgüdüm olmadığı takdirde, Suriye semalarında iki tarafın uçakları arasında ciddi sürtüşme tehlikesini yaratıyor. Rusya son davranışıyla, ABD’yi kendi şartlarına göre böyle bir işbirliğine zorlamak istiyor.
Moskova böylece artık Suriye’de -ABD önderliğindeki koalisyon gibi- “aktif bir askeri güç” durumunda. Rusya’nın son haftalarda Lazkiye ve Tartus üslerine neden bu kadar modern silahlar ve asker sevk ettiği böylece daha iyi anlaşılıyor.
Putin’in niyetlerinden biri kuşkusuz Esad’ın elini güçlendirmek, onun “geçiş süreci”nde yer almasını garantilemektir. Diğer amacı ise, bölgede askeri ve siyasi nüfuz alanını pekiştirmek, Batılılar karşısında daha aktif bir rol oynamaktır.
Dengeler değişiyor
Hasılı, son gelişmeler, Rusya’nın artık karmaşık Ortadoğu denkleminde yeni bir dinamik oluşturduğunu ve bölgedeki güç dengesine yeni bir şekil verdiğini gösteriyor.
Bu Suriye’yi ve bölgeyi şimdikinden daha da gergin ve istikrarsız hale ve rakip güçleri çatışma noktasına mı getirir? Yoksa böyle bir tehlikeli durum, tarafları daha makul ve uzlaşıcı davranmaya ve çözüm için işbirliği yapmaya mı iter?
Önümüzdeki günlerde olaylar hangi şıkkın daha geçerli olacağını gösterecek...