Hafta başına kadar hep ABD’nin Suriye’ye karşı bir askeri müdahalesinden bahsediliyordu. “Sınırlı operasyon” için her şey hazırdı. Sadece Kongre’nin Başkan Obama’nın “vur” emrini onaylaması bekleniyordu...
Hafta ortasında her şey değişti. Rusya Esad yönetimini kimyasal silahlarını uluslararası denetim altına alınması konusunda ikna etti. Obama bu yeni durum karşısında harekât planlarını askıya aldı ve Rusya ile masaya oturmayı kabul etti...
Şimdi olay, böyle bir noktada. Yani askeri harekât yok, müzakere var.
Bu Putin’in fikriydi. Onun istediği oldu. Diğer bir deyişle Rusya bu diplomatik ataktan kazançlı çıktı. Şöyle ki:
- Putin, ABD’nin Suriye’ye karşı olası askeri müdahalesini önledi. Böylece yakın dostu Beşar Esad’a bir nevi cankurtaran simidi uzatmış oldu, ona yeni bir güç ve zaman kazandırdı.
- Rus lideri, inisiyatifi ele aldı ve diplomasiyi ön plana çekti. Böylece bir küresel güç olarak barışçı amaçlarla önderlik rolünü üstlendiğini göstermek fırsatını buldu.
- Putin dün “New York Times”ta yayımlanan makalesi ile de ABD’yi tek yanlı askeri operasyonlara girişmesinin yaratabileceği vahim sonuçlar üzerinde uyardı.
- Bu son çıkışı ile Putin, Suriye krizinde, “Rusya’sız çözüm” olamayacağı mesajını verdi...
Yeni bir süreç
Aslında Moskova’nın Suriye politikası, krizin başından beri aynı çizgide, tutarlı olmuştur. Esad rejimi Rusya’nın devamlı desteği sayesinde iktidarda kalabilmiştir.
Rusya’yı ısrarla aynı politikayı sürdürmeye sevk eden önemli stratejik, askeri ve siyasi çıkarlar var tabii. Bunlara son zamanlarda eklenen bir faktör de, Esad’ın aniden alaşağı edilmesi halinde, ortaya çıkacak boşlukta, İslamcı militan grupların öne çıkacağı korkusudur. Putin’in dünkü makalesinde bu tehdidin altını çizmiş olması anlamlıdır.
Moskova’yı şimdiye kadar Esad’ı desteklemeye sevk eden nedenler bir yana, Ruslar Şam’da bir gün iktidar değişikliği olacaksa, bunun kendilerinin de aktif olarak içinde yer alacakları ve kontrol edecekleri bir süreç olarak gerçekleşmesini istiyorlar.
Putin’in kimyasal silahlarla ilgili planı işte böyle bir süreci başlatmayı hedefliyor.
Bu uzun bir diplomatik süreç olabilir. Bu da Esad’a zaman kazandıracaktır. Yani bu olay Esad rejiminin daha uzunca bir süre yerinde kalacağı işaretini veriyor.
Şeytan ayrıntıda
Ama şimdiden yeni diplomatik süreçte ciddi engeller ve güçlükler göze çarpıyor. Diplomaside sıkça kullanılan deyimiyle, “şeytan ayrıntıdadır”.
Kimyasal silahların kontrolü ve imhası, detaya inilince aşılması güç, çetin sorunları gündeme getirecek. Esad bu tür silahların envanterini tam olarak açıklayacak mı? Uluslararası denetim heyetlerine bunların yerlerini gösterecek mi? Şimdiki iç savaş ortamında böyle bir denetim yapılabilecek mi? Bunun için gerekli güvenliği kim, nasıl sağlayacak?..
Tabii en önemlisi bu yeni girişim samimi mi, yoksa oyalama taktiği mi? Diyelim ki, her şey yolunda gitti ve kimyasal silahlar sorunu halledildi. Ya iç savaş ne olacak? Suriye krizinde esas sorun öncelikle akan kanın durmasının sağlanması. Bu nasıl olacak?
Devamı yarın
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024