Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye bugün pazar gününe kadar dünyanın en etkin ve itibarlı liderlerinden birini ağırlıyor.
Katolik âleminin ruhani önderi ve Vatikan devletinin başkanı Papa Francesco’nun bu ziyareti, uluslararası çapta bir önem taşıyor.
Ziyaretin dikkatleri bu kadar çekmesinin birkaç nedeni var. Bunlardan biri, zamanlamasıdır. Papa nüfusunun büyük kısmı Müslüman olan ve şu anda dünyanın en hassas bölgesinde yer alan Türkiye’ye, Ortadoğu’nun karıştığı, terörün tırmandığı ve İslam karşıtlığının yayıldığı bir sırada geliyor. Hıristiyan dünyasının bir önderi olarak kendisinin oynayabileceği -ve Türkiye’nin de paylaşabileceği- rol hakkında vermek istediği mesajlar vardır.
Ziyaretin dikkatleri çeken diğer bir yanı da kiliseler arası diyalog ve yakınlaşma amacıyla ilgilidir. Bunda kastedilen şey, Papalık ile İstanbul’daki Rum Ortodoks Patrikliği arasında 10 yüzyıl süren dinsel anlaşmazlığın giderilmesi için tam 50 yıl önce başlayan uzlaşma sürecinin ilerletilmesidir. Bu da Papa’nın Patrik Bartholomeos ile İstanbul’da yapacağı görüşmelerde ele alınacak.
Nihayet Papa’nın, İstanbul’un barındırdığı iki dev tarihi eseri, Sultanahmet Camii ile Ayasofya’yı ziyaret etmesi, görüntü olarak da dinler arası yakınlaşmanın bir sembolü olarak yansıyacak.

Haberin Devamı

Diyalog ve yakınlaşma
Papa Françesco’nun Türkiye gezisinden neler amaçladığını yakın yardımcısı Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Parolin gayet açık ifade etti. Onun konuşmasındaki sıralamaya göre “öncelik, kiliseler arasındaki kardeşlik, işbirliği ve diyaloğu güçlendirmektir.” Yukarıda belirttiğimiz gibi, bu Hıristiyan dünyasındaki çok eski bir çatlağın onarılması sürecidir. Ortodoks Patrikhanesi’nin İstanbul’da olması, iki kilisenin yakınlaşması çabalarında, Türkiye’yi de “dolaylı bir ilgili” durumuna getiriyor.
Aslında Türkiye’nin bu konudan rahatsız olması için ciddi hiçbir neden yoktur. Bu hususta gerçekçi davranmak gerek. Patrikhanenin İstanbul’da bulunması bir avantaj olarak da değerlendirilebilir. Bu Türkiye’ye, daha geniş bir açıdan İslam ile Hıristiyan dünyası arasındaki köprü işlevini üstlenmesi imkânını verir.
Kardinal Parolin’in belirttiği diğer bir husus da dinler arası diyalog ve yakınlaşma ile ilgilidir. Kardinal’in deyişiyle bunun gerçekleşmesi için “dinin manipüle edilmesinin ve Tanrı’nın adını kullanarak şiddet eylemlerinde bulunulmasının kınanması gerekmektedir”.
Bu konuda Papa’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile yapacağı görüşmelerde mutabakat içinde olacağından şüphe yok. Türk liderler de her vesileyle din adına terör eylemlerine girişenlere karşı çıkıyorlar. Papa’nın ziyareti terörizme karşı güçlü bir kınamanın yapılması için bir fırsat sayılmalıdır.

Haberin Devamı

Mesaj ve imaj
Dinler arası diyaloğa ve Avrupa’daki İslamofobi ile mücadeleye büyük önem veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Papa ile görüşmelerinde İslam ile terörün karıştırılmaması konusundaki hassasiyetini dile getirmesi bekleniyor. Bu, Türkiye’nin bu konudaki mesajının Papa aracılığıyla bütün dünyaya etkin biçimde ulaştırılması için de bir fırsat yaratıyor.
Nihayet Papa’ya bu gezisinde gösterilecek misafirperverlik ve dünyada çeşitli inançlar arasında yakınlaşma için verilecek mesajlar, Türkiye’nin dünyaya daha iyi bir imaj yansıtması için de bir fırsat olacaktır.