Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başkan Barack Obama ile Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney’nin temel dış politika meseleleri üzerindeki pozisyonları -baştaki söylenenlerin aksine- pek farklı değil. Hatta bazı konularda iki adayın görüşleri bir hayli örtüşüyor denebilir...
Dün Türkiye saatiyle sabahın erken saatlerinde Florida’nın Boca Raton kentinde gerçekleşen üçüncü Obama-Romney karşılaşmasından çıkarabileceğimiz sonuç bu.
Seçim gününe iki hafta kala ABD dahil bütün dünyada anında izlenebilen bu son “münazara”da iki rakip, 90 dakika boyunca dış politika ve güvenlik meselelerini tartıştılar. Bunlar Obama’nın daha bilgili ve deneyimli olduğu, buna karşılık eski Massachusetts Valisi Romney’nin yeni öğrenmeye başladığı konular.
Bu bakımdan kamuoyu sondajlarından da anlaşıldığı gibi, Obama bu “raundu” rahatlıkla kazandı. (CNN’nin anketine göre skor 48-40)...
* * *
ABD’de dış politikanın seçim kazandırdığı veya kaybettirdiği çok az görülmüştür. Bu seferki seçimler de Amerikalıların “ekmek ve tereyağı” diye nitelendirdikleri ekonomik ve sosyal konular üzerinde odaklandı. Dolayısıyla dış politikanın tartışıldığı üçüncü raundun sonucu, oy sandığına fazla yansımayacak.
Bu karşılaşmanın önemli yanı, iki adayın başkanlık koltuğuna oturmaları halinde, nasıl bir dış politika izleyeceklerine dair daha net bir işaret vermiş olmasıdır.
En azından “münazara”da tartışılan meselelerde iki taraf arasında derin farklılıklar bulunmadığı ortaya çıktı.
- Terör, bu konulardan biri. Bin Ladin’in öldürülmesi konusunda Romney Obama’yı tebrik etti. Bu tür “münazaralarda” ender görülen bir jest bu... Ancak Cumhuriyetçi aday “aşırılığa karşı daha etkin bir strateji”ye ihtiyaç olduğunu söyledi. Ama bunun nasıl gerçekleşeceğine dair ayrıntı vermedi.
- Afganistan meselesinde de Romney Obama’nın izlediği politikaya ve 2014’te Amerikan askerlerinin bu ülkeden çekilmesi planına destek verdi.
* * *
Karşılaşmadaki konuşmalarına bakılırsa, Obama ile Romney diğer bazı önemli meselelerde prensipte anlaşıyorlar, ama ayrıntıda, üslupta, taktikte ayrılıyorlar.
- Örneğin ikisi de İsrail‘e tam destek sözü veriyor. İkisi de İsrail’i en yakın müttefik sayıyor ve sonuna kadar onun yanında yer alacağını söylüyor. Ama İsrail’e daha yakın olan Romney, Obama’ya Ortadoğu gezilerinde İsrail’i dahil etmediği için eleştiriliyor.
- İran meselesinde de gerek Obama gerekse Romney, “nükleer bir İran”a izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Obama yaptırımlardan söz ediyor, Romney ise daha sert konuşuyor, ama nasıl bir eylem düşündüğünü açıklamıyor.
- Suriye konusunda da iki aday Esad’ın gitmesini istiyor. Romney muhaliflere ağır silah verilmesinden yana. Ama ikisi de ABD’nin direkt olarak askeri bir müdahalede bulunmasını istemiyor.
* * *
Aslında Romney kampanyanın başında çok daha sert dış politika çıkışları yapıyordu. (Hele Rusya’ya karşı) Şimdi tutumunu ve tonunu yumuşattığı, daha “merkez”e kaydığı görülüyor.
Cumhuriyetçi “şahinler” bundan pek hoşlanmayacak, ama bu çizgi, seçimleri kim kazanırsa kazansın, Washington’un dış politikasında köklü bir değişiklik olmayacağı kanısını güçlendiriyor.