Koronavirüs salgınının yeryüzünde yayılmaya başladığı günden itibaren, çeşitli dünya meselelerinin yol açtığı krizler ve gerginlikler geri plana düştü, hatta neredeyse unutuldu.
Artık bütün insanların, gece sürekli meşgul olduğu tek konu, korona afetidir. Zira bu, her şeyden önce bir hayatta kalma (“survival”) mücadelesidir.
Bu arada korona öncesi döneminde yaşanan uyuşmazlıklar ve çatışmalar artık eski ilgisini kaybetti. Koronavirüsün tüm insanlık için oluşturduğu tehlike karşısında, uluslararası platformda, Suriye’den Yemen’e, Kuzey Kore’den Venezuela’ya, Doğu Akdeniz’den Basra Körfezine kadar, küresel ve bölgesel askeri ve siyasi tehditler liderlerin ve sıradan insanların gündeminden düştü.
***
Türkiye için de durum aynı: Türk yetkililer ve Türk kamuoyu da haftalardır gece gündüz koronavirüse karşı mücadele tedbirleriyle uğraşıyor. Daha önce bütün dikkatlerini toplayan dış meseleler konuşulmaz, tartışılmaz oldu. Aslında bu dış meselelerin çoğunda sürtüşme ve gerilimde bir gerileme hatta bir durgunluk gözleniyor. Ancak örneğin Kuzey Suriye’de, İdlib’de veya Türk askerlerinin görev yaptığı Libya’da durumun ne olduğu, ABD ve Rusya ile anlaşmazlıkların hangi noktada bulunduğu gibi konularda da yeterli güvenilir bilgi alınamıyor. Bununla beraber, şu sırada dış politikada bazı kritik sorunların da şimdilik askıya alındığı açıkça görülüyor.
Kısa adıyla S-400’ler meselesi bunlardan biri.
Bu ayın başındaki bir yazımızda (7 Nisan) belirttiğimiz gibi, Türk hükümeti, Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sisteminin “operasyonel” duruma getirilmesi için nisan ayını kesin bir takvime bağlamıştı. Ankara bu konuda kararlılık ifade ediyordu, ancak Washington da bu füzelerin kullanılır duruma getirilmemesini talep ediyor, aksi halde ambargo uygulayacağı tehdidinde bulunuyordu. Yani nisan ayında çok ciddi bir kriz patlak verebilirdi...
Önceki gün Reuters Haber Ajansı, bir Türk yetkilisine atfen yayınladığı açıklamada, Türkiye’nin S-400’leri “aktive” etmek kararını (birkaç ay için) “ertelediğini” bildirdi. Yetkiliye göre, bu karar bir “vazgeçme” değil, sadece bazı teknik sıkıntıların ve koronanın yarattığı durumun bir sonucu...
***
Öyle anlaşılıyor ki Ankara’da yetkililer bu erteleme kararını, korona ile de ilintili birçok koşulu dikkate alarak vermiştir. Bugünkü korona şartlarında, ABD’nin ve Batı’nın sert tepkilerine ve uygulamalarına yol açacak bir tutum sergilemek siyasal ve ekonomik çok ters sonuçlar yaratır. Şimdi sürtüşme ve çatışma zamanı değildir. Kaldı ki Türkiye S-400’leri “Asla kullanmayacağız” demiyor, kararından “geri adım” atmıyor. Silahlar depoda duruyor. Ankara bunu her zaman bir koz olarak da kullanabilir…
***
Aslında “erteleme” kararı sayesinde, ABD ve NATO ile ilişkilerde bir rahatlama yaratılıyor, dış politikada denge unsuru ve temel stratejik çıkar faktörüyle dikkate alınıyor.
S-400’lerin askıya alınmasından sonra artık ABD’den ambargo tehditlerinin son bulması, F-35 uçaklarıyla ilgili “projeden Türkiye’yi dışlama” kararından da vazgeçilmesi mümkün olacak mı? Şimdilik Washington’dan gelen resmi bir açıklama yok, sadece bir kaynağın ABD’nin “pozisyonunda bir değişiklik olmadığı” ifadesi var.
Anlaşılan, S-400’ler meselesinde kriz önlenmekle beraber, karşılıklı temel pozisyonlar aynı kalmak üzere şimdilik sorun askıya alınmış durumda...