Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümetin son yıllarda izlemeye çalıştığı “komşularla sıfır sorun” politikasının, sebepleri ne olursa olsun, Ortadoğu’da beklenen sonucu vermediği malum. Aksine, bu bölgedeki ülkelerle “sıfır” değil “sırf” sorun yaşandı!
Eskiden Suriye, Irak, İran gibi sınırdaş ülkelerle ve Mısır gibi uzak komşularla iyi olan ilişkiler bozuldu, hatta bunlardan bazısı ile krizler, gerginlikler ortaya çıktı.
Bölgedeki iki yakın komşu -Irak ve İran- ile son olarak durumun düzelmeye başladığına dair açık belirtiler var. Bunda bu ülkelerin iç dinamiklerinde görülen değişiklikler kadar, Ankara’nın bu ülkelere karşı yaklaşımını ve üslubunu yeniden gözden geçirip politikasını “rektifiye” etmeye karar vermesinin de büyük rolü var.
Türk diplomasisi Irak ve İran ile ilişkilerde adeta yeni bir sayfa açıyor. Gerçi uyuşmazlıklar, pürüzler tamamen ortadan kalkmış değil. Ama yakınlaşma süreci artık başlamış durumda.
Mısır’la ve hele iç savaşa sahne olan Suriye ile ilişkilerde gözle görülür bir düzelme işareti yok tabii. Ama eski tutumda sanki bazı “rötuşlar” yapılıyor gibi...

İran, Irak gündemde
Komşularla ihtilaflı, hatta kavgalı durumdan yakınlaşma sürecine girmeyi sağlayan esas faktör, tutum değişikliği için gerekli şartların iki tarafta da eşzamanlı olarak gerçekleşmesidir. Örneğin İran’da seçimlerden sonra iktidara gelen Ruhani yönetimi, dış politikasına yeni bir yön vermeye başlamıştır.
Türk diplomasisi bunu fırsat olarak değerlendirmiş, son dönemde yaşanan soğukluğu gidermek için inisiyatifi ele almıştır. Ankara’ya davet edilen yeni İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile yapılan görüşmeler, Suriye gibi iki tarafı ayıran meseleler de dahil, bazı ortak noktalar bulunabileceğini ve ikili ilişkilerin farklı pozisyonlara rağmen geliştirilebileceğini göstermiştir.
Ancak bunda Türk diplomasisi için zor olan husus, ABD ve NATO ile olan ittifak bağları ile, yeni İran açılımı arasında bir denge kurmaktır. İran’ın Batı ile ilişkilerinin düzelmesi, bu işi kolaylaştırabilir...
Benzer bir durum Irak için de söz konusu. Irak’ta Nuri El Maliki rejimi son haftalarda iç ve dış politikasına yeni bir esneklik getirdi. Ankara da Irak’la iyice bozulan ilişkilere yeni bir ayar yapmak ihtiyacını duydu, eski tavrını ve söylemini yumuşattı.
Bunda da zorluklar yok değil. Türkiye’nin daha önceki müdahaleci ve taraf tutan tavrını değiştirip Irak’la daha çok ortak çıkarlar üzerinde odaklanması gerekiyor.

Mısır sırada mı?
Benzer bir değişiklik Mısır politikasında da görülebilecek mi?
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun son olarak Kuveyt’te yaptığı bir konuşma, bu yönde bir umut yarattı. Bakan, Türkiye’nin Mısır’da herhangi bir siyasi grup veya şahıs odaklı politika izlemediğini, halkın iradesine saygılı olduğunu söyledi. Ne var ki bu sözleri Ankara’nın yeni bir yaklaşımı olarak değerlendirmek için erken. Hele Mısır’da Mursi davası nedeniyle tansiyonun yükseldiği bir sırada...