Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye’de IŞİD’i sadece hava bombardımanıyla saf dışı etmenin imkânsız olduğu konusunda herkes hemfikir.
Ama örgütü yok etmek için şart sayılan kara harekâtına girişmek konusunda ise herkes isteksiz.
Açıkçası, hiç kimse IŞİD’e karşı cepheye asker göndermeyi arzu etmiyor. Ne ABD, ne koalisyona dahil ülkeler ve ne de Türkiye...
Aslında herkes bunu bir “başkası”ndan bekliyor. ABD ve müttefikleri “Biz sadece hava operasyonlarına katılırız ama kara harekâtı, IŞİD’in direkt tehdidi altındaki bölge ülkelerinin sorumluluğu” diyorlar.
Bölgedeki Arap ülkelerinin IŞİD ile karada savaşmaya ne niyeti, ne de doğru dürüst gücü var.
Dolayısıyla, gözler Türkiye’ye çevriliyor. Batılı müttefikler arasında “Bu işi en iyi Türk ordusu yapabilir” diyenler var.
Türk diplomasisi günlerdir bu badirenin dışında kalmaya uğraşıyor. Kobani’deki acil durum karşısında, ABD başta olmak üzere koalisyon için öncelikli ve ivedi hedef, IŞİD’in karadan geri püskürtülmesidir. Ankara’nın bu konuda verdiği mesaj ise açık: Kimse Türkiye’nin Kobani’yi kurtarmak için tek başına bir kara harekâtına girişmesini beklemesin...

Batı’nın beklentisi
Bununla beraber, Türkiye kendisi için de ciddi bir tehdit saydığı IŞİD’e karşı mücadelede, resmi ağızların deyişiyle “her türlü katkıyı yapmaya hazır.” Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün bir ortak kara harekâtı olursa, Türkiye’nin buna katılacağını açıkladı.
NATO veya koalisyonun böyle bir ortak eylem konusunda ne kadar istekli olduğu önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerden sonra netleşecek.
Ama bu arada öyle anlaşılıyor ki ABD önderliğindeki koalisyonun Türkiye’den beklentisi PYD’nin Kobani’deki Kürt direnişine yardımcı olmasıdır. Örneğin Rojava’dan savaş bölgesine personel ve silah sevkiyatını sağlayacak bir koridorun açılması gibi...
Bu en azından Kobani cephesinde, karadaki çarpışmaların (Türk veya yabancı herhangi bir askerin katılmasına ihtiyaç olmadan) PYD’ye bağlı savaşçılarla IŞİD militanları arasında cereyan etmesini mümkün kılacaktır.
Aslında ABD ve müttefiklerin istediği şey de kara harekâtının ister Suriye’de, ister Irak’ta olsun, “yerel güçler” (örneğin Suriye’de PYD ve Özgür Suriye Ordusu, Irak’ta da peşmergeler ve Irak ordusu) tarafından yürütülmesidir. Bazı Avrupa ülkeleri bu amaçla Irak’taki güçlere eğitim, lojistik ve silah yardımları yapıyor...

Ankara’nın kaygısı
Türkiye’nin son günlerde Kobani krizinde “beklenen desteği” sağlamaması ABD’nin tepkilerine yol açtı. Bu beklenti Ankara’nın PYD’nin istediği koridorun açılması, Kobani’ye savaşmak için gitmek isteyenlere engel olunmamasıdır.
Hükümeti bu konuda çekingen davranmaya iten neden ise, PYD’ye -veya daha geniş anlamda Kürtlere- karşı duyulan güvensizliktir. Ankara, PYD’ye verilecek desteğin, özerkliğini ilan eden Rojava’nın ve de PKK’nın işine yarayacağı kaygısını taşıyor.
Görüldüğü gibi, sorun çok karmaşık. Dolayısıyla, IŞİD ile mücadelede onu saf dışı edebilecek olan ortak bir kara harekâtı konusunda anlaşmak pek mümkün olmuyor.