Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Azeri ve Ermeni orduları arasında geçen hafta sonunda Dağlık Karabağ bölgesinde cereyan eden çatışmalardan sonra ilan edilen ateşkes yürürlükte kalabilecek mi?
Şimdilik bu çatışmasızlık hali devam ediyor. Ancak arada bir ihlaller oluyor, iki taraf arasında karşılıklı suçlamalar ve gerginlik sürüyor.
Diğer bir deyişle, durum her an yeniden patlamaya ve hatta daha geniş bir savaşa yol açmaya müsait...
Aslında iki taraf arasında ateşkes anlaşması 6 yıl süren savaştan sonra 1994’te imzalanmıştı. O zaman nispeten sakinleşen durumun siyasi bir çözüme ve kalıcı bir barışa dönüşeceği ümit edilmişti. Bu misyonu da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) çerçevesinde kurulan Minsk Grubu üstlenmişti.
Aradan 22 yıl geçti; gerçi ateşkes (zaman zaman görülen ihlallere rağmen) “tuttu”, ama siyasi çözüm alanında hiç mesafe kat edilemedi.
Böylece Karabağ ve etrafındaki bölgede statüko devam etti. Yani Ermenistan’ın bu topraklar üzerindeki işgali devam etti.

Güç gösterisi
Bu durumun Azerbaycan’ın canını çok sıktığı ve sabrını tükettiği açık. Karşılıklı ateş teatisiyle başlayan son çatışma Bakü’ye bir güç gösterisi yapmak ve Karabağ sorununu dünya kamuoyunun dikkatine sunmak fırsatını verdi.
Nitekim Minsk Grubu dahil, dünya liderleri ve medyası gözlerini Güney Kafkasya’daki bu yeni “patlama”ya çevirmiş bulunuyor.
Ateşkes durumu Azeri-Ermeni ihtilafının daha ciddi şekilde ele alınması için bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Bu yapılmadığı takdirde, meselenin Ortadoğu’daki sorunlar gibi daha karmaşık hale gelmesi tehlikesini taşımaktadır.

Çözüm yolu
Şimdiden sonra hedef sadece taraflardan birinin lehinde işleyen ateşkesi -ve dolayısıyla Karabağ’daki statükoyu- devam ettirmek değil, esas sorunu ortadan kaldıracak bir çözüm bulmak olmalıdır.
Bunun için de AGİT çerçevesindeki Minsk Grubu’nun daha aktif ve etkin hale getirilmesi şart. Ancak tarafların derin anlaşmazlıklarını bir çırpıda geride bırakacak bir çözüm üzerinde süratle uzlaşmalarını beklemek gerçekçi olmaz.
Bu, kademeli bir süreç içinde mümkün olabilir. İlk aşamada örneğin Karabağ’ın etrafındaki “reyonlar”ın Azerbaycan’a iadesi sağlanabilir.
Aslında “reyonlar” konusu daha önceki müzakerelerde ele alınmış ve Ermenistan bu yönde bazı adımlar atmaya razı görünmüştü.
Yeni siyasi sürecin böyle bir adımla başlaması sağlanabilirse, belki bunun arkası gelir ve bu yıllanmış sorunun çözümü mümkün olur.