Bu başlık altındaki yazılarımızda 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin dış dünyayla ilişkileri üzerindeki olası etkilerini incelemeye çalışıyoruz.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki akşam El Cezire televizyonuna verdiği uzun röportajda bazı dış konularla ilgili söyledikleri, dış politikanın bundan sonra alabileceği seyir hakkında bazı ipuçları veriyor.
Buna ilaveten, OHAL’in ilanı açıklamasında da Cumhurbaşkanı’nın dış dünyaya vermeye çalıştığı mesajlar, Ankara’nın dış ilişkilerdeki duruşunu ortaya koyuyor.
OHAL tartışması
Türkiye’de OHAL’in ilanı Fransa ve Almanya başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerden olumsuz tepkilere yol açmış bulunuyor. Cumhurbaşkanı konuşmasında bunun gereğini açıklarken, demokrasiye ve hukuk devleti kurallarına bağlı kalınacağını belirtti ve Fransa’nın da terör karşısında OHAL’i 3 ay daha uzattığını hatırlattı.
Gerçek şu ki Batı’da Türkiye’de OHAL’in uygulanışı hakkında kaygılar var. Son günlerde çok sayıda gözaltına alma ve görevden uzaklaştırma gibi olaylar OHAL’in ölçüsüz uygulanabileceğine işaret sayılıyor...
Sonuçta bu konu Ankara ile Batı arasında yeni bir uyuşmazlığa yol açıyor...
İdam ve AB
Erdoğan El Cezire’ye, idam konusunda halk ister ve Meclis karar verirse, kendisinin bunu onaylayacağını açıkladı. Muhabirin bu uğurda AB ile ilişkilerini feda etmeye hazır olup olmadığı sorusuna verdiği cevapta “Dünya AB’den büyük” dedi ve Türk halkının verdiği karara AB’nin de saygı göstermesi gerektiğini söyledi...
Aslında bu konuda Avrupa Birliği’nin (ve Avrupa Konseyi’nin) tutumu açıktır. Ankara gerçekten bu uğurda mevcut taahhütlerinden ve bağlarından vazgeçmeyi göze alacak mı?..
Feto ve ABD
El Cezire muhabirinin ABD’nin Fethullah Gülen’i iade etmemesi halinde Türkiye’nin ne yapacağı konusundaki sorusuna Erdoğan oldukça sakin bir şekilde cevap verdi, ABD yargısının kararının bekleneceğini belirtti. Bu arada Cumhurbaşkanı’nın ABD’den bahsederken “stratejik ortak” ve “model ortaklık” sıfatlarını kullanması dikkati çekti.
Mısır’dan farklı
Erdoğan, Mısır’la ilgili bir soruyu yanıtlarken, Sisi rejimine sert çıktı, seçilmiş Mursi yönetiminin askeri darbeyle devrildiğini ve demokrasiye son verdiğini belirtti. Oysa Türkiye’de darbe girişimi halkın direnişiyle akamete uğradı ve demokrasi kazandı.
Bu sözler son günlerde Kahire’ye yapılan bazı yakınlaşma jestlerine rağmen, Sisi rejimine karşı “ilkesel” tavrın değişmediğini gösteriyor.
Nihayet, Cumhurbaşkanı’nın Rus uçağını düşüren iki Türk pilotunun gözaltına alınmasıyla ilgili söyledikleri de ilginç. Bunların Feto ile ilintilerinin olup olmadığı konusunda Erdoğan, bazı şüphelerin bulunduğunu, gerçeği de yargının ortaya çıkaracağını söylemekle yetindi.
Bu gerçeğin Türk-Rus ilişkileri üzerinde etkili olacağı kuşkusuz...