Hafta başında yazdığımız “Özgürlük mü, güvenlik mi?” başlıklı yazıda, Paris’teki son terör saldırılarından sonra, Fransa’nın zor bir ikilemle karşılaştığını belirtmiştik. Demokratik hak ve özgürlüklerin bir beşiği sayılan Fransa, ülke güvenliğini tehlikeye sokan terör dalgası karşısında, bu iki şıktan hangisini seçecekti?
Hızlı gelişen olaylar, Fransız hükümetinin önceliği güvenliğe verdiğini gösteriyor. Bunu bir tercih olarak görmemek lazım. Yani Fransa bu ikilemde olayların zoruyla, güvenliği ön plana almış bulunuyor...
Alınan tedbirlerden biri, saldırıdan hemen sonra ilan edilen Olağanüstü halin 3 ay uzatılmasına ilişkin meclis kararıdır. Polise ve yargıya geniş yetkiler veren ve bu kararın ezici çoğunlukla kabul edilmiş olması, bu konuda siyasiler arasında bir beraberliğin bulunduğunu gösteriyor.
Yapılan bir anket de halkın geniş bir kesiminin (yüzde 70’i) bu kararı desteklediğini ortaya koyuyor.
Şimdi mesele Fransız makamlarının ellerindeki yetkileri nasıl kullanacağıdır. Yanlış uygulamalar, yersiz zorlamalar ters tepebilir ve toplumun belirli kesimlerinde -örneğin Müslümanlar arasında- tepkilere ve gerginliklere yol açabilir. Bu bakımdan Hollande yönetiminin olağanüstü şartlar nedeniyle güvenliğe öncelik verirken, özgürlükleri zedeleyecek davranışlardan sakınmaları gerekiyor.
Domino etkisi
Fransa’nın karşılaştığı durum, diğer birçok Avrupa ülkesi için de geçerli. Yani IŞİD terörünün Avrupa çapında bir domino etkisi yapmasından korkuluyor. Onlar için de artık güvenlik bir numaralı mesele halini almış bulunuyor.
Bu durum demokratik hak ve özgürlükler konusunda hassas davranan ve kendi aralarındaki entegrasyona büyük önem veren Avrupa geleceğini derinden etkileyecek. Örneğin Avrupa’da serbest dolaşımı sağlayan Schengen kuralları rafa kaldırılabilir. Nitekim dün AB İçişleri bakanları, sıkı sınır kontrolü konusunu gündeme getirdiler. Yani AB içinde de güvenlik diğer ortak değerlerin önüne geçiyor...
Kaderin cilvesi
Bu son husus Türkiye için ayrı bir önem taşıyor.
AB ile Ankara arasında son yapılan görüşmeler, Türk vatandaşlarının Avrupa’da serbest seyahatlerinin 2016’da gerçekleştirilmesi umudunu yaratmıştı. Şimdiki şartlarda bu suya düşecek gibi görünüyor.
Demokratik hak ve özgürlükler bağlamında, Avrupa Türkiye’yi kısmen terör nedeniyle aldığı bazı tedbirler dolayısıyla çok sert bir şekilde eleştirip durmuştur. Fransa başta olmak üzere AB ülkelerinin şimdi benzer tedbirlere başvurması, bir ironi olsa gerek!