Kafalar karışık. Türki- ye’nin Suriye’de siyasi çözüm için tercih ettiği yol hangisidir? Esad’ın yer alacağı bir “geçiş”süreci mi? Yoksa Esad’ın saf dışı edileceği bir “gidiş”yöntemi mi?
Bu hafta İstanbul’da bir grup gazeteciyle isminin açıklanmaması şartıyla görüşen yetkili bir kaynağın söyledikleri birinci şıkkı işaret ediyordu. Onun verdiği bilgiye göre, Türkiye ABD’nin başını çektiği ve Türkiye’nin de dahil olduğu bir grubun hazırladığı bir öneriyi destekliyor. Bu formül de Esad’ın yer alacağı 6 aylık bir “geçiş”sürecini öngörüyor. Bu süreçte Esad’ın hiçbir yönetim yetkisi bulunmayacak, geçici yönetimde muhalifler dahil, halkın farklı kesimleri temsil edilecek...
Bu haber Türk medyasında olduğu gibi dış basında da yer aldı. Reuters ajansı, ayrıca görüştüğü -ismini vermeyen- iki hükümet yetkilisine atfen aynı bilgileri duyurdu.
Bunun ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun farklı açıklamaları geldi. Başbakan “Türkiye’nin bu konuda pozisyonu belli” dedi ve Esad’ın yer alacağı bir geçiş sürecine karşı olduğunu vurguladı. Başbakan’a göre bu meselede gerekli olan bir “gidiş formülü”bulmaktır ve müzakereler bunu sağlamak için yapılmalıdır...
Eski tutum
Şimdi, ilk bakışta çelişkili görünen bu iki görüş arasında, Ankara’nın resmi tutumunun ne olduğu sorusu soruluyor.
Buna benzer bir durum geçen ay da ortaya çıkmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova dönüşünde “Esad’lı bir geçiş süreci olabilir”derken, Başbakan Davutoğlu çözüm için her şeyden önce Esad’ın gitmesinin şart olduğunuöne sürmüştü.
Bu arada “Esad’lı geçiş süreci”fikrinin ABD başta olmak üzere Batı’da destek gördüğü ve yukarıda kısaca değindiğimiz öneri taslağının da Rusya’ya sunulduğu anlaşılıyor.
Diğer bir deyişle, Esad’lı kısa süreli bir geçiş formülü halen gündemde. Bugün Viyana’daTürkiye, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan dışişleri bakanlarının yapacakları toplantıda da bu önerinin ele alınması bekleniyor.
Yeni durum
Gerçek şudur ki Suriye’nin geleceğine ilişkin herhangi bir formülün, Rusya’nın desteğine sahip olmadığı sürece, hayata geçirilme şansı pek yoktur. Esad’ın Moskova ziyareti ve Rusya’nın Suriye’deki askeri performansı, Putin’in ve de Şam diktatörünün elinin güçlendiğini açıkça gözlerin önüne serdi.
Bu durumda “Önce Esad gitsin, sonra Suriye’deki müstakbel yönetim belirlensin”tarzındaki bir düşüncenin uygulanması mümkün görünmüyor.
Kaldı ki “Esad’lı geçiş” fikrini dahi herkese kabul ettirmek oldukça zor. Bunun için de önce Putin’in buna razı olması ve Esad’ı da ikna etmesi gerek.
Kısacası, bölgedeki yeni ortamda “Esad’lı geçiş” olmadan “gidiş” noktasına erişilebileceğini ümit etmek gerçekçi sayılmaz.