Gazze’yi saran ateş daha da kızışmadan ve yayılmadan yatıştırılıp söndürülebilecek mi? Yoksa dört yıl önceki felaket bir daha mı yaşanacak?
Şu anda birinci şık için umutlar Mısır’a bağlanmış durumda. Eğer dün devreye giren Mısır diplomasisi Hamas ile İsrail arasında bir ateşkes sağlayabilirse, çatışmanın daha da büyümesi tehlikesi bir nebze atlatılmış olacak.
Bir nebze diyoruz, çünkü sağlanacak ateşkesin kalıcı olması lazım. Oysa son haftalarda da, daha küçük çaptaki saldırılardan sonra varılan ateşkes anlaşmalarının çok kısa ömürlü olduğu görüldü.
Şimdi, gözler ABD’nin telkini ile arabuluculuk misyonunu üstlenen Mısır’a çevrilmiş bulunuyor. Kahire’deki yeni yönetimin bu işi yapabilecek durumda olduğu düşünülüyor. Müslüman Kardeşler tabanına dayanan Mursi yönetiminin Hamas nezdinde güveni ve itibarı var. Son olayda İsrail’i suçlamakla beraber, Kahire’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri ve diyalogu da devam ediyor.
Burada bir parantez açarak, ABD’nin Gazze’de ateşkesin sağlanması için sadece Mısır’a değil, Türkiye’ye de başvurduğunu hatırlatalım. Mısır arabuluculuğu üstlendi. Türkiye’nin ise İsrail ile diplomatik ilişkileri ve diyalogu kesik. Ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ikili ilişkilerdeki sıkıntıya rağmen, Türkiye’nin de Gazze’de hayatın normal dönmesi için arabulucu olarak devreye girebileceğini söylemesi oldukça anlamlı...
Şiddet kısır döngüsü
Gazze’deki kanlı olaylar, son zamanlarda adeta unutulan Filistin meselesini tekrar gündeme getirdi ve bir kez daha bu sorun ciddi olarak ele alınmadığı ve halledilmediği sürece bu tür olayların hep tekrarlanabileceğini ortaya koydu.
Gerçekten son zamanlarda Arap Baharı, Suriye’deki iç savaş, İran krizi derken, Filistin problemi ve bunun bir parçası olan Gazze’deki durum ilgi görmez oldu.
Hamas’ın son haftalarda İsrail’e karşı roket saldırılarını hızlandırmasının bir amacı da dikkatleri yeniden bu bölgeye çekmek... Bu arada dünya başka şeylerle meşgul iken Hamas sessizce silah stoklarını büyüttü (roket sayısı Libya ve İran’dan aldıkları ile 12 bin civarında tahmin ediyor)... Hamas ayrıca Mısır’daki rejim değişikliğinden de cesaret aldı.
Gazze’den İsrail’in güney bölgesine roket atışlarının artması karşısında İsrail çok sert bir misillemede bulunmaya karar verdi ve Hamas’ın askeri kanadının lideri El Cebari’yi bir hava akınında öldürdü. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun tam şu sırada Hamas’a karşı böyle geniş bir operasyona geçmesinde, kuşkusuz 22 Ocak’ta yapılacak seçimlerin de önemli etkisi var. “Bibi” böylece sık sık Gazze’den gelen roketler altında korku içinde yaşamaktan bıkan İsrail halkının desteğini kazanmayı ve daha fazla oy toplamayı umuyor.
Bitmeyen kavga
Her iki tarafın da ateşle oynarken, kendilerine göre yaptıkları hesaplar ve aldıkları riskler var.
Ama sebepleri ne olursa olsun, içine girilen şiddet kısır döngüsünün kimseye faydası yok. Eğer olsaydı, dört yıl önceki olayların çoktan bir sonuç vermesi, yani bölgede barış ve huzurun sağlanmış olması gerekirdi...
Bu kez de, eğer ilk etapta ateş kesilmezse, ardından bu bitmeyen çatışmaların özünü oluşturan uyuşmazlıklar ciddi şekilde masaya yatırılmazsa, sonu değişmeyecektir. Sadece bu arada insanlar ölmüş, yeni dramlar yaşanmış ve düşmanlıklar daha da körüklenmiş olacaktır...