Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye meselesinde ideal çözüm, öncelikle ateşin kesilmesi, tarafların masaya oturup uzlaşması ve kısa bir geçiş döneminden sonra Esad’sız yeni bir yönetimin kurulmasıdır. Prensipte 1. Cenevre Konferansı’nda varılan, fakat sonradan çıkan uyuşmazlıklar nedeniyle gerçekleşmeyen mutabakat da buydu.
Eğer o zaman silahlar sussaydı ve siyasi çözüm yolu açılsaydı, kimyasal silahlar sorunu ortaya çıkmayacaktı. Geçen ay bu silahlar kullanılınca dünya nihayet ayağa kalktı. Sonuçta ABD ve Rusya’nın vardığı ve Esad yönetiminin de kabul ettiği anlaşma ile, Suriye’nin elindeki bütün kimyasal silahların teslimine ve imhasına karar verildi.
Bu aslında arabayı atın önüne koymak gibi bir şey. Doğrusu yukarıda da belirttiğimiz gibi, önce ateşkes ve barış sürecinin gerçekleşmesi idi. Şimdi Suriye krizinin sadece bir unsuru ele alınıyor ve Suriye trajedisinin esas nedenini oluşturan iç savaşın eski şekli ve hızı ile devam etmesine göz yumuluyor.
Şimdi kimyasal silahların tespiti, denetimi, imhası gibi işlemlerin böyle bir iç savaş ortamı içinde yapılmasının zorluğu ortada...

Zaman kazanıyor
Ne var ki işe bu şekilde tersinden başlamış olmak, alınan kararın önemini küçümsemez. Esad’ın şimdiye kadar varlığını dahi inkâr ettiği kimyasal silahları uluslararası denetime teslim etmesi ve Rusya’nın ABD ile bu konuda işbirliği yapması gerçekten önemli bir gelişme.
Çok kimse farkında değil fakat bu mutabakat Beşar Esad’ın daha bir süre rahatça iktidarda kalmasına ve hatta bundan sonraki süreçte muhatap sayılmasına imkân verecektir. Bir Amerikan askeri müdahalesini atlatmış olan Esad’dan şimdi kimyasal silahlarla ilgili sözünü sonuna kadar tutması bekleniyor. Varılan anlaşmaya göre bu süreç 2014’ün ortalarına kadar uzanıyor. Yani en azından o zamana kadar Esad rejimi muhatap sayılmış olacak.
Şam diktatörünün iktidardaki günlerinin uzaması ve gücünün pekişmesi, Rusya’nın ve İran’ın işine geliyor.
Suriyeli muhalifler bundan çok büyük düş kırıklığı ve rahatsızlık duyuyorlar. Onlar ABD askeri müdahalesinin Esad’ı zayıflatacağını ve devrilmesini kolaylaştıracağını düşünüyorlardı.
Ankara’nın da görüşü ve beklentisi buna yakındı. Erdoğan Hükümeti her vesile ile Esad gitmeden Suriye’de savaşın durmayacağını ve çözüm bulunamayacağını belirtmiştir.
Şimdiki durum ise Esad’ın saf dışı edilmesinin pek de yakın olmadığını gösteriyor.

Bundan sonrası
ABD başta olmak üzere Fransa ve diğer birçok Batılı ülke, esasta Esad’ın gitmesini istiyor. Ancak kimyasal silahlar ile ilgili anlaşma onlar için de bunun artık bir öncelik olmadığını ortaya koyuyor.
Eğer bu anlaşma ile ilgili gelişmeler yolunda giderse, ABD bir ateşkes sağlamak ve Cenevre 2’yi düzenlemek için tekrar devreye girmek niyetinde. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı John Kerry dün Paris’teki basın toplantısında, bundan sonra Suriye meselesinin özünün ele alınması için çalışacağını açıkladı.
Esas mesele her şeyden önce rejim ile muhalifleri bir araya getirebilmektir. Bu şimdiye kadar olmuyordu. Belki oluşan yeni ortamda mümkün olur.