Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ermenistanlı mevkidaşı Eduard Nalbantyan ile önceki gün Erivan’da yaptığı görüşmenin mütevazı bir amacı vardı: Dört yıldan beri donmuş olan ilişkilerdeki buzları eritmek ve iki hükümet arasında yeni bir diyalog sürecini başlatmak...
İki bakan arasındaki 2 saatlik görüşmenin en azından bunu sağladığı anlaşılıyor. Davutoğlu’nun bu buluşmadan sonra dediği gibi, “bir seferde sorunların çözümlenmesi” zaten beklenemezdi. “Ama konuşmadan, diyalog olmadan da meseleleri çözmek mümkün değil”...
Aslında bu görüşmenin Ermenistan başkentinde gerçekleşmesi dahi, olumlu bir gelişme. İki tarafın da Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) örgütünün yıllık toplantısının Erivan’da yapılmasını fırsat bilip bir araya gelmek istemeleri, diyalogu yeniden başlatmak konusundaki iradelerini ortaya koydu.
Bunun gerçekleşmesi için Davutoğlu’nun inisiyatifi ele aldığı ve bu amaçla sessiz bir diplomasi yürüttüğü biliniyor.

İnce ayar
Aslında bu inisiyatif Ankara’nın Ermenistan politikasında yaptığı bir “ince ayar”ın sonucudur.
2009’da Türkiye ile Ermenistan’ın Zürih’te imzaladığı iki protokol ilişkilerin normalleştirilmesini (bu arada diplomatik bağların kurulmasını ve sınırların açılmasını) öngörüyordu. Sonradan Azerbaycan’dan gelen sert tepkiler üzerine hükümet “normalizasyon” için Ermenistan’ın, işgal ettiği Dağlık Karabağ’dan çekilmesini şart koştu. Erivan buna yanaşmadığı gibi, protokolleri de askıya aldı.
O gün bugün, durum aynı noktada! Aslında bunun ne Türkiye’ye, ne Ermenistan’a, ne de
Azerbaycan’a bir yararı var.
Ankara’yı bu konuda harekete geçmeye iten neden de bu durumun devam etmesinden duyulan rahatsızlıktır. Erivan ile normalizasyonun gerçekleşmesinin, hem Türkiye’nin elini güçlendireceği, hem 2015 yılı yaklaştıkça Ermeni soykırımı konusunda yoğunlaşacak olan Türkiye karşıtı kampanyaları önleyeceği düşüncesi ağır basmaya başlamıştır.
Ne var ki Türkiye büyük değer verdiği Azerbaycan’a Karabağ meselesinde tamamen angaje olmuş durumda. Dolayısıyla Ermenistan’la normal ilişkiler için koştuğu ön şarttan vazgeçmesi imkânsız...

Ufak adım
Son zamanlarda “Minsk grubu”nun çabalarının ışığında, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ın etrafındaki yedi “reyon”un ikisinden çekilmeye razı göründüğü haberleri geldi. Eğer bu gerçekleşirse, Ankara bunu Karabağ meselesinde bir “ilerleme” olarak gösterebilecek. Bakü’nün de bunu kabul etmesi halinde, Erivan ile normalizasyon süreci başlayabilecek...
Şu anda bundan epey uzaktayız. Dolayısıyla Ankara’nın temel pozisyonunda bir değişiklik yok. Erivan’ın “her türlü ön şarta karşı” çıkan pozisyonunda değişiklik olmadığı gibi...
Bu bakımdan Davutoğlu-Nalbantyan görüşmesinden Zürih protokollerinin hayata geçirilmesi bağlamında (sınırların açılması veya elçiliklerin açılması gibi) herhangi somut bir sonuç çıkmadı. Sadece “açık kalpli” bir diyalogun yolu açıldı.
Ufak bir adım. Ama yoktan iyi...